Giresun Işık Gazetesi

Diktatörler ve soytarıları!

Villiam Shakesper, ‘’En çok soytarılara üzülüyorum’’ der.

Kendisine ‘’Hangi soytarılara?’’ diye sorulunca, cevabı aşağıdaki şekilde tam da günümüze uygun bir cevap olur;

‘’Dalkavuğu olduğu Diktatörün gölgesini kendi gölgesi sanarak şımarıp çevresinde ki insanlara güç gösterisinde bulunan soytarılara’’

 

Bundan sonra toplumda bu tip soytarıları daha sık göreceğiz. Şu an bu soytarıların bir çoğunun yakın civarda patlattıkları havâi fişeklerin sesini duyup milletimin adına üzülüyorum.

 

Şayet bir ülkenin üzerini, cüce, sığ, terbiyesi kıt ve ağzı bozuk insanların büyük büyük gölgeleri kaplamış ve bu gölgeler kör gözlerce fark edilemeyip, hâlen daha o yalancı dev gölgelerin cüce ve sığ sahiplerinden medet umuluyorsa; o ülkede güneş batıyor, sonu meçhullüklerle dolu zifiri karanlık sabahsız bir gece başlıyor demekti.

 

Eğer bir ülkede;

Milletin birlik ve bütünlüğünü tesis etmekle görevli en tepe noktadaki yöneticiler, yalan, riya, kin ve nefret yüklü sözlerle meydanlarda halkın %50 sini, diğer %50 sine YUH ÇEKTİRİP, zaman zaman da üzerlerine saldırtarak bundan büyük bir zevk alabiliyorsa, o ülkeye düşman ordularının girmesine gerek yok, çünkü o ülke içeriden işgâl edilmiş demektir.

 

Sözün şehveti;

Meydanlarda dalkavuklardan yükselen alkışların ve övücü sözlerin şehvetine kapılan diktatörlerin beyinleri ve gönülleri ihtilam yaşar ve her ihtilâm sonrasında biraz daha çirkinleşir ve çirkefleşirler.

Exit mobile version