Kış mevsimi!

Kış mevsimi adından da anlaşılacağı üzere soğuk geçer, tıpkı ismi gibi. Elbette bazı istisnalar vardır, ancak bunlar genellikle ekvatoral iklim kuşağında yer alan bölgelerle sınırlıdır. “Zon” kelimesi de tam olarak bu bölgeleri ifade eder. Peki, konu gerçekten mevsimler mi, yoksa kışın getirdiği zorluklar mı?

Kış aylarında hava buz keserken, insanların iç dünyasında ise apayrı bir sıcaklık yaşanır. “Yürek” dediğimiz şey aslında insana dair en güçlü metaforlardan biri. Ama işin bilimsel boyutuna bakacak olursak, kalp sadece mecazi anlamda değil, fizyolojik olarak da ilginç bir organ. Öyle ki, vücuttaki neredeyse tüm dokular kansere yakalanabilirken, kalp bu hastalıktan büyük ölçüde muaf kalır. Bunun nedeni hâlâ tam olarak açıklanamasa da, kalbin sürekli olarak yüksek kan akışına maruz kalması ve hücre yenilenme mekanizmasının farklı işleyişi olduğu düşünülüyor. Ne var ki, kalp kanserden kaçsa bile, krizler yakasını bırakmıyor.

Mevsimler döner, bahar gelir, yaz geçer, kış kapıyı çalar. İşte o zaman her şey değişir. Soğuk, buz gibi keserken, insanlar sığınacak sıcak bir yer arar. Orhan Gencebay’ın o eşsiz eserlerini dinleyip iç ısınır mı bilinmez ama bir gerçek var ki, kışın sert yüzü sadece doğayla sınırlı değildir. Tuz gibi…

Tuz, hem yaraları yakar hem de yiyecekleri korur. Fiziksel bir yaraya tuz değdiğinde nasıl acıtırsa, ruhsal yaralara dokunan sözler de aynı şekilde yakıcı olabilir. Ancak tuzun bir başka yönü de var; yiyecekleri bozulmaktan koruyarak uzun ömürlü yapar. Sıcaklık, organik maddelerin çürümesine neden olurken, tuz bu süreci durdurur. Peki, sıcaklık ve kış mevsimi birbiriyle ne kadar bağdaşır? Kimi için kış demek soğuk ve donukluk, kimi içinse içten içe bir sıcaklıktır. Sonuçta, kış mevsimi sadece doğanın değil, insan ruhunun da mevsimleridir.

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel