Yeni Açılımın Ayak Sesleri: “Kurucu İrade” Kim, Kimin Ayağına Gidiyor?

Türkiye yine tanıdık bir kavşağa geldi.

Bir yanda yıllardır çözülmeyen bir “sorun”, öte yanda bu sorunu çözme bahanesiyle siyaset sahnesinde yeniden ısıtılan “açılım” senaryoları…

Ve sahneye bu kez DEM Parti’nin “Öcalan TBMM komisyonunda dinlensin” talebiyle çıkıldı.

Üstelik bu çağrıya Saray’dan da “yeşil ışık” yakıldı. Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un sözleri, buz gibi gerçeği bir kez daha önümüze serdi:

“Öcalan’ın kurucu ve temel irade olarak verdiği kararların önemini göz ardı etmemek gerekir.”

“Kurucu irade” ha?

Yani bir terör örgütünün lideri, bu ülkenin kurucu iradesiyle aynı cümlede mi anılacak?

Ne yazık ki bu söylem, sadece dil sürçmesi değil, devletin en üst kademesinden yapılan bir “zihniyet ifşasıdır.”

Dün, Gazi Meclis çatısı altında DEM Parti Grubu’nda yaşananlar bile tek başına parti kapatma sebebidir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nı göreve davet ediyorum. DEM Parti terör faaliyetlerinin odağı haline gelmiştir, derhal kapatılmalıdır.

  1. Çözüm Süreci nedeniyle Bahçeli’yi eleştiren emekli Albay Orkun Özeller, 22 gündür hapiste.

 

Yeni Sürecin Eski Ezgileri

Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adını taşıyan yapı, kulağa hoş geliyor elbet.

Ama bu topraklarda “barış” kelimesi ne zaman siyasetçinin diline dolandıysa, arkasından bir bölünme tartışması, bir anayasa revizyonu, bir “yetki pazarlığı” geldi.

Bugün de tablo farklı değil.

DEM Parti’nin talepleri, Bahçeli’nin “Gerekirse komisyon İmralı’ya gitmeli, Öcalan’la yüz yüze görüşmeli” çıkışıyla birleşince, ortada açık bir yeni çözüm süreci kurgusu beliriyor.

Ama bu kez hedef sadece “silah bırakma” değil; mecliste 367’yi, hatta transferlerle 400 oyu bulup anayasa değişikliğini geçirmek.

Yani mesele “demokrasi” değil, “denge” meselesi.

Kiminle? Elbette PKK’nın gölgesindeki siyasetle…

 

Gazi Meclis’te “Biji Serok Apo”

DEM Parti’nin grup toplantısında “Biji Serok Apo” sloganları atılırken, kimsenin kalkıp “Yeter artık!” dememesi aslında her şeyi özetliyor.

Bu ülkenin Meclisi, şehit kanlarıyla kuruldu.

O Meclis’in çatısı altında bir terör örgütü liderine övgü dizilmesi, yalnızca saygısızlık değil, ihanetin siyasi makyajla normalleştirilmesidir.

Bugün birileri çıkıp “Aman efendim, müzakere değil bu, dinleme” diyorsa…

O zaman sormak gerek:

Bir devlet, neden teröristbaşıyla “dinleme” bahanesiyle aynı masaya otursun?

Halkın vicdanı bu tiyatroyu hangi gerekçeyle kabullensin?

CHP kesinlikle Apo Komisyonundan ayrılması lazım hem de çok süratle ayrılması lazım

 

Hakikati Haykırmanın Zamanı

Teröristbaşına “kurucu önder” diyenlere,

Meclis’te o ismin sloganlarını atanlara,

ve siyasi hesap uğruna bu rezaleti görmezden gelenlere karşı

hakikati haykırmak boynumuzun borcudur.

Barış, ihanetle değil; adaletle, hukukla, eşit yurttaşlıkla olur.

Bir ulus, terör örgütüne değil, kendi iradesine yaslandığında güçlenir.

Gerisi, “yeni çözüm süreci” adı altında eski hataların tekrarından ibarettir.

Bugün kimse bize “kurucu irade”yi tarif etmeye kalkmasın.

Bu ülkenin kurucu iradesi Gazi Meclis’tir,

ve o Meclis’te atılan sloganların muhatabı, şehitlerin kemiklerini sızlatmaktadır.

 

Belki de artık şu gerçeği yazmak gerekiyor:

Türkiye’nin ihtiyacı yeni bir “açılım” değil, yeni bir uyanıştır.

Zira millet uyanmadan, hiçbir masa, hiçbir komisyon, hiçbir anayasa bu ülkeye huzur getirmez.

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel