Akburak: Emeklilik artık bir huzur değil, mücadele dönemine döndü

Yeniyol Partisi’nin grup önerisi üzerine söz alan Burak Akburak, emeklilik kavramının geçmişte yıllar süren emeğin sonunda elde edilen bir dinlenme hakkı olduğunu hatırlattı. Ancak bugün tabloyun tamamen değiştiğini vurgulayan Akburak, emeklilerin neredeyse tamamının ay sonunu getirme derdine düştüğünü söyledi. En düşük emekli maaşının, asgari ücretin dahi altında olduğunu belirten Akburak, birçok emeklinin açlık sınırının bile gerisinde yaşam mücadelesi verdiğini dile getirdi.

AYNI PRİM, FARKLI MAAŞ: BU MU ADALET?

Aynı prim gününü dolduran ancak farklı statüde emekli olan vatandaşlar arasındaki maaş farkının giderek açıldığını belirten Akburak, memur emeklisiyle işçi emeklisi arasındaki bu uçurumun vicdanları yaraladığını ifade etti. Bayram ikramiyelerinin ise enflasyon karşısında anlamını kaybettiğini ve artık emekliler nezdinde sembolik bile olmadığını söyledi. “Emeklilik bir lütuf değil, yıllarca dökülen alın terinin karşılığıdır” diyen Akburak, günü kurtaran geçici çözümler yerine yapısal adımların atılması gerektiğini vurguladı.

SOSYAL DEVLET YENİDEN İNŞA EDİLMELİ

Artan enflasyon, temel gıda ve ihtiyaç ürünlerindeki zamlar nedeniyle emeklilerin markete, eczaneye, pazara bile rahat gidemediğini belirten Akburak, “Emekliler bu ülkenin yükünü taşıdı, şimdi görev bizde. Onlara hak ettikleri yaşamı sağlamak zorundayız” dedi. Emekliliğin siyasi tartışmalara malzeme değil, çözüm arayışlarının merkezi olması gerektiğini söyleyen Akburak, emeklilerin sorunlarının araştırılması için sunulan önergeye destek verdiklerini açıkladı.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN EKSİKLERİ GİDERİLMELİ

375 sayılı Kanun Teklifi’nin 15. maddesi üzerine de söz alan Akburak, 2017 Anayasa değişikliğiyle müsteşarlık makamının kaldırıldığını, ancak bu değişikliğin Anayasa’da bazı boşluklar bıraktığını belirtti. Bu boşlukların teknik düzenlemelerle kapatılmaya çalışıldığını, fakat bunun yeterli olmadığını ifade etti. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) gibi hayati öneme sahip kurumlar için yapılan düzenlemelerin anayasal denge gözetilerek yapılması gerektiğini belirten Akburak, “Hukuk bir gün herkese lazım olacak. Bu yüzden hukuk devleti ilkesinden asla sapmamalıyız” dedi.

YEŞİL PASAPORTTA AMAÇTAN SAPMA UYARISI

Konuşmasının son bölümünde yeşil pasaport uygulamasına da değinen Akburak, bu pasaportun yıllar içinde amacını aşan bir hale geldiğini söyledi. 2016 yılında ihracatçılara sağlanan hakların yerinde ve dönem şartlarına uygun olduğunu belirten Akburak, 2020 yılında 15 yıllık avukatlara da verilen bu hakkın ardından birçok meslek grubunun benzer taleplerle gündeme gelmeye başladığını ifade etti. Serbest muhasebeci mali müşavirler, mühendisler, eczacılar, doktorlar ve hatta muhtarların bile bu kapsama dahil edilmek istendiğini söyleyen Akburak, bunun adaletsizliğe yol açtığını dile getirdi.

YEŞİL DEĞİL, BORDO PASAPORTA KOLAYLIK SAĞLANMALI

Yeşil pasaportun bir hak değil, yalnızca kamusal görevin getirdiği bir kolaylık olduğunun altını çizen Akburak, milyonlarca bordo pasaportlu vatandaşın vize alabilmek için aylarca beklediğini ve bu nedenle bilimsel etkinliklere, iş toplantılarına ya da aile ziyaretlerine katılamadığını hatırlattı. “Bizim görevimiz, herkesin yeşil pasaport sahibi olmasını sağlamak değil, bordo pasaportluların vize almasını kolaylaştırmaktır” diyen Akburak, devletin saygınlığı için yeşil pasaport uygulamasının sınırlı ve kontrollü kalması gerektiğini ifade etti.

Devlet ciddiyetinin zedelenmemesi için yeşil pasaportla ilgili taleplerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Burak Akburak, Genel Kurulu saygıyla selamlayarak konuşmasını tamamladı.