Pasaportumuzun süresi bittiğin de konsolosluğumuz da uzattırıp, bağlı olduğumuz yabancılar polisine götürüyorduk. Yıllar önce yine böyle bir işlem sırasında, pasaport kaydımızı yapan madam, çalışmaktan veya türklerden hoşlanmıyor olacak ki, düşüncelerini yansıtan bir yüzle; alman vatandaşlığına geçmemizi tavsiye etmişdi. 200 DM ücret ödeyip, almancaya vakıf olmayan, sorduklarının cevaplarını tanımayan kişiler tarafından yapılan testi geçecektik. Test iki kapı ileride ki oda da yapılıyordu. Madama, teklifinizi bir şartla hemen kabul ediyoruz dedim: Testciye biz de soralım, bilemezse vatandaşlık ücreti yok! Beyni soldu, bakışları dondu, heykel oldu! İyi ki oldu, çünkü bizim alman olma niyetimiz yoktu! Kanunlara ve yazılı olmayan kurallara riayet ettikten sonra, insan yaşamını zorlaştıracak hiç bir engel yok bu memlekette! Altmış yıla merdiven dayayan Almanya yaşamımıza yaslanarak söylüyoruz!
Çeşitli aralıklarla, bilhassa seçim önceleri seçmen kazanmak için, alman pasaportu dağıtma yarışına girdiler. Bir defasın da tersi oldu; Merkel hanımın partisi yanılmıyorsam Hessen’de yabancılara çifte vatandaşlık verilmesin kampanyası yaptı! Önümüz de Avrupa seçimi ve Almanya’da üç eyalet seçimi var. Anketler Üç koalisyon ve ana muhalefet partilerinin korkunç şekilde oy kaybettiğini, ırkçı AfD oylarının bir genel seçim de başbakanlığı kazanabilecek oranda yükseldiğini gösteriyor. Hemen kolları sıvadılar. Hükümet vatandaşları aşırı sağcılara karşı protesto için sokaklara çağırdı. Bir hafta da dokuz yüzbin kişinin karakışa rağmen meydanlara dolduğu yazılıyor, gösteriliyor. Memleketin gördüğü en pısırık başbakan olarak tanımlanan Scholz’da protestocalara katıldı. Sol Parti’den (Linke) ayrılan bir hanım ve Merkel’in işten attığı anayasayı koruma daire başkanı yeni parti kurdu. İlk çığlık Kohl ve Merkel ile bu memleketi 32 yıl yöneten Muhafazakar partiden geldi: Çok partili meclis iyi çalışamazmış! Eğer Merkel 16 yıl sağdaki partisinin ayarlarını bozmasaydı, yabancıları hemen memleketten atacağız diyen ırkçı parti AfD doğmazdı. Aynısı işçilerin partisi sosyal demokratlar için de geçerli: Kuruluş felsefelerinden binlerce kilometre uzaklara dümen kırıp sendikalıların limanlarını unutuverdiler! Emekçiler de onları unutuverdi. Meclise giren parti sayısı arttıkça, millete verdiği sözü tutmayan, işini yapamayan politikacıların tekrar seçilme şansları azalıyor! Bündnis
Deutschland(Almanya İttifakı) ve Werte Union(Değerler Birliği) isimli partiler ilk seçimde %5 barajını geçip meclise giremiyecek bile olsa, (hiç belli olmaz) ırkçı AfD’yi biraz frenleyecekleri muhakkak. İnsanlar demokrasinin istediklerini yerine getirdikleri müddetçe, demokrasi kendini koruyor! Kiminle konuşsak yüzlerinde ki 1930’lu yılların acısını, korkusunu tekrar görüyor, duyuyoruz. Bu sefer aynı hatanın yapılmayacağına olan inançlarını yüksek tutmağa çalışıyorlar! Köyümüzün Sosyal Demokrat belediye başkanı; kim kazanırsa kazansın, yeter ki vatandaş AfD’ye oy vermesin diyor. Batı Almanya’nın bu köşesin de korkuya gerek, AfD’ye oy yok! Şimdilik! Yarınlar? Memleketi yönetenler gerçek dünyaya kapattıkları gözlerini açmazlarsa, karanlık!
Hükümet, bu zahmete ne gerek var, alman pasaportunu sınırdan giren herkese versinler diyen sevgili komşumuzun arzusunu hayata geçirmese de, vatandaşlığa kolaylıklar getirdi. Sekiz yıl bekleme sınırı beş yıla indirildi. Eğer almancayı çok iyi konuşuyorsan, onursal çalışmışsan veya başarılı bir öğrenciysen, üç yıl sonra vatandaşlık kucağında! Almancayı memleketinde öğrenip geleceksin veya buraya okumak için mi gelmiş olacaksın! Dil bilmeden nerede onursal yapacaksın? Müjde, Türklere ve almanlara çifte vatandaşlık var: Alman olan Türklerin Türklükleri, Türk olan Almanların Almanlıkları yerlerinde duracak! Yeni vatandaşlar on yıl için de alman anayasasının herkese tanıdığı, insan eşitliğine, özgürlüğe, kadın haklarına aykırı davranışlar da bulunurlarsa, vatandaşlıktan atılacaklar. Aynı bağlamda ırkçı söylem, gaylara, LG..’lere karşı olmak alman pasaportunu kaybettirecek! Nasıl kontrol edeceklerse! Bitmedi; öyle sokaklara çıkıp Filistin lehine protesto yapmak da yok! Almanya’nın İsrail’e olan tarihi sorumluluğunu kabullenerek, her yerde yahudileri koruyacaksınız! Almanlar bizleri ilk yıllarda Misafir İşçiler(Gastarbeiter) olarak tanımlıyordu. Hükümet bu jenerasyonun memlekete yaptığı katkıları takdir etmek adına, onlara sorgusuz sualsiz vatandaşlık verecek. Alamanca yazmak, okumak, test yok! Bu insanlarda, vatandaşlık için başvuranlardan istenilen, ailesinin geçimini kazanıyor olduğunu gösteren bir belge aranmayacak! Yâni devlet onlara bakacak! Yenilik değil! Devlet hiç ayırım yapmadan, hüviyetine bakmadan, ihtiyacı olan herkese yardım yapıyor. Kabul edilmesi şart koşulan anayasa da öyle yazıyor. Avrupa olmaz da, (adı geçen kesimin büyük bölümünün AB Parlamento seçimlerinden bihaber olduklarından eminim) önümüzde ki yıl yapılacak merkezi hükümet seçimlerine yatırım yapıldığı besbelli! Emekli olanlar yılın yarısını Almanya’da kalanını Türkiye’de geçiriyor. Alman vatandaşlığının onlara bir getirisi olmaz, memleket yolun da vizeye ihtiyaç yok, emeklilikte vatandaşlık yok! Bundeswehr(silahlı kuvvetler) içine alacağı eleman da vatandaşlık aramıyor! Aynısı iş dünyası için de geçerli; orada da künyeye değil, kaliteye, eğitime bakılıyor! Bunlardan yoksun ve çalışmaktan hoşlanmayanlar, yabancılıktan dolayı dışlandıklarını belirterek, tembelliklerinin, kıfayetsizliklerinin üstünü örtmeğe kalkıyor, haksız şekilde işverenlerini suçluyorlar; ustalık imtihanını kazandım ama Türk olduğum için beni usta yapmadılar!
Türkische Gemeinde(Türk Birliği) başkanı, burada yaşayıp da henüz alman vatandaşlığına geçmeyenlerin, vatandaşlığın getirisinin, götürüsünden fazla olduğunu görüp, ilk önce 50 bin, ardından da 1.5 milyon Türkün alman olacağını açıklamış.
Kimlik: Alman
İsim: Ayhan Kasap
Wiebitte(Efendim)?
Yaşasın, hepimiz Alman oluyoruz; Macaristan gümrük kabısın da, AB vatandaşları kuyruğuna gireceğiz!