İklim değişikliği, insan ve hayvan göçlerine, olumsuz hava olaylarına, su kaynaklı bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına ve yayılmasına sebep oldu.
Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadelede bütüncül ve çoklu disiplinler arası yaklaşımların benimsenmesi insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması için kritik öneme sahip oldu.
İklim değişikliği, gıda güvenliği, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar ve çevreye yönelik diğer sağlık risklerini konu alan Tek Sağlık yaklaşımı; insan, hayvan ve paylaşılan ortak yaşam alanlarının sağlığını yakından inceledi.
İklim değişikliği nedeni ile yükselen deniz seviyeleri, eriyen buzullar, aşırı hava olayları, sıcaklık dalgaları, kuraklık ve orman yangınları meydana geldi. Bu olayların çevre koşullarına etki eden değişimi, hayvanlardan insanlara hastalık bulaşmasına neden oldu. Öyle ki, iklim değişikliğinin 2030 ile 2050 yılları arasında her yıl 250 bin ölüme neden olacağı tahmin ediliyorken, bu ölümlerin 144 binin virüs kaynaklı ishal ve sıtmadan, 95 binin de çocuklarda yetersiz beslenmeden kaynaklandığı öngörüldü.
Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden (HASUDER) Doç. Dr. Hediye Aslı Davas Erdemli, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz’un, Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan (WWF-Turkey) Ahmet Emre Kütükçü’nün ve HEAL- Sağlık ve Çevre Birliği’nden Funda Gacal’ın birlikte yaptığı “Tek Sağlık Bakış Açısıyla İklim Değişikliği ve Covid-19 Pandemisi” adlı çalışmaya göre, hayvan ticareti ve kaçakçılığı, Batı Nil Virüsü gibi daha önce Kuzey Yarımküre’de görülmeyen virüs çeşitlerinin ve salgın hastalıklarının yayılmasına yol açtı. Çalışmada, yaban hayatı ticaretinin böylesi yoğun ve kontrolsüz yapıldığı bir coğrafyada COVID-19 virüsünün ortaya çıkmasının tesadüf olmadığı belirtildi.
İklim değişikliği, habitatların yok olması, ekosistemlerin bozulması ve türlerin yok olma riskiyle sonuçlandı. Bünyesinde çeşitli mikropları bulunduran hayvan türlerinden birinin yok edilmesi, diğer türlerin çoğalmasını sağlayarak, doğal popülasyonlarını arttırdı. Bu durum ise hastalıkların yayılmasına neden oldu. Böylece hayvan popülasyonları içerisinde bulunan dengeye zarar vermek doğal olarak insanlara da zarar verdi. Biyolojik çeşitliliğin azalması ise gıda güvenliği ve beslenme kaynaklarının (tarımsal gıdalar,deniz ürünler vb.) azalması gibi sorunlara da yol açtı.
HEAL- Sağlık ve Çevre Birliği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) ve Kocaeli Üniversitesi ortaklığında Türk sağlık sektörünün iklim ve çevre politikalarına katılımını güölendirmek için yapılan proje tamamlandı. Yapılan araştırmada Tek Sağlık yaklaşımı kapsamında, hayvan ticaretinin yapılmasına izin verilmemesi, Sağlık Etki Değerlendirmesi (SED) yöntemi hayata geçirilmesi, madencilik gibi ekosistemleri bölen sektörlere yönelik kamu harcamaları kaldırılması ve alternatif istihdam alanları yaratılması önerileri yer aldı. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)
Muhabir: Gökçe Baydar