Yıllar önce Solingen’de Naziler Türkleri yakmışlardı, bugün aynı şehirde 26 yaşında bir Suriye’li cani, bıçakla 3 kişiyi hunharca katledip, sekiz insanı da ağır yaralayınca memleket yine yasa büründü! Almanların memleketin her tarafında Nazilere karşı oluşturduğu insan zincirlerine bizlerde katılmıştık. Maalesef Almanya’da yılda ortalama 300 kişiyi islam adına katledenlere karşı, müslümanlardan ve islam kuruluşlarından, derneklerinden herhangi bir tepki gelmiyor. Geceyarısı (cumartesi) hemen olay yerine eyalet içişleri bakanının, pazartesi başbakan Scholz’un gelmesi memleketin acısını dindirmeğe yetmiyor! Scholz sekiz ay önce, yine böyle bir cinayetin ardından, mahkemelerin ilticalarını kabul etmediği insanları göndereceklerini beyan etmiş ama değişen bir şey olmamıştı. Şimdi silah taşıma hakkının (waffenrecht) kısıtlanacağından dem vuruyor. Yine yanlış yerden tutuyor; Alman iltica kanununun (asylrecht) tırpan edilmesi, Almanya’nın diğer devletlere yukarıdan bakan, herkese kucak açan ama kendi insanının yaşamını tehlikeye atan, onları kendi memleketlerinde yabancı durumuna düşüren bu saçmalıktan vazgeçmesi gerekiyor. Eğer yürürlükteki iltica kanunu uygulansa, bunlara da gerek yok ama FDP ve Afd partileri hariç, diğerlerinin aklına bile gelmiyor! Bu cani de 2022’de Almanya’ya girmiş, iltica arzusu haklı bulunmamışdı. Kanunlar altı ay içinde ilk kaydını yaptırdığı memleket olan Bulgaristan’a gönderilmesi veya götürülmesini öngörüyordu. Polis uçağa götürmek için geliyor ve evde bulamıyor. Altı ay bitince vatandaş tekrar sığınmacı olarak yetkili kurumlara başvuruyor, onlar da kendisini şehrin ortasında ki bir sığınmacı ikametgahına yerleştiriyorlar. Ve adam kendisini besleyenlerin boğazını kesiyor!
Sokakdakiler kan ağlıyor: Çeşitler (Festival der Vielfalt) Festivalini kutlayan Solingen şehrinin sosyal demokrat belediye başkanı, yabancılara para karşılğı oturma müsaadesi veren bir şebekeyle bağlantıdan mahkemelik, sınırsız göçmen ve herkese açık sınır taraftarı. Seçenler yeniden düşünmeli! Vatandaşların sessiz isyanlarını dile getirmek için, yaşamlarından koparılan insanların anısına bıraktıkları çiçeklerin arasında, insanların ciğerlerini yakan bir cümle vardı; Teşekkürler Angela Merkel ve Partisi Yeşiller! Angela Merkel temelini attı, bugün iktidar da olan Yeşiller partisi de aynen sürdürüyor! Sosyal demokratlar Merkel’in ortağıydı. Hepsinin yakasında bu cinayetlerin kanları var! Suriye’li doktorlar ve mühendisler geliyor demişlerdi. Taş devrinde kalanlar geldi! Baerbock (Dışbakan) Göring (zamanın Yeşiller başkanı) Faeser (içbakan) ve baş suçlu Merkel cezalandırılmalı.
Demokrasi hak ettiğimizden daha iyi yönetilmemeyi garanti eden bir prosedürdür demiş George Bernhard Shaw. Bu yöneticileri ve partileri seçenlerler de başlarını önlerine eğip düşünecekler. Bir okuyucu yazmış; Bugün görmek istemeyen gözler yarın ağlayacak! Yıllardan beri geliyorlar, darmadağın ediyorlar, saldırıyorlar, yaralıyorlar ve öldürüyorlar. Görmeyen gözler şimdi ağlıyor!
Karadeniz de fındık zamanı, fındığı doğudan gelen vatandaşlarımız topluyor. Köyün herifleri sabahın güneşinde köy kahvesinin önünde lak lak ediyorlar. İçlerinde kırk elli yıldır görüşemediklerimiz var. Hoşgeldinler, kucaklaşmalar, insanın beyni çok uzaklardan çağrışım yapıyor. ilkokul arkadaşlarını tekrar görmek, bir arkadaşımızın tabiriyle, 25 kuruşu paylaştıklarımızla buluşmak insanı çok mutlu ediyor. Eski dostlar, eski dostlar! inanın çok lezzetli oluyor! Hatırlamakta güçlük çektiğimiz yüzlerden bir tanesi hemen; almanlar saat dokuz ve oniki de lokantaya yemek yemeğe gidemiyor değil mi diye gürleyiverince, neye uğradığını şaşırıyor insan! Bu da nereden çıktı! Fabrikalarda 3-4-5 veya daha çok vardiya sistemiyle çalışılır. Sabah altıda işe gelen ilk kahvesini işyerinde içer, dokuz veya onda kahvaltısını yapar, saat ondörtde evine gider. Diğer vardiyalarda da saatler değişik ama sistem aynıdır. İsteyen kendi getirdiklerini, getirmeyenler işyerlerinin kantinlerinde, yemekhanelerinde hazırlananları yerler. Günlük veya haftalık menülerle, yemeğinizi siz seçersiniz! Duyduklarını kabul etmeyen bu arkadaş, telefonuna sarılıp, aynı soruyu almanya’da olduğunu belirttiği birine soruyor. Allahım bu çağda, şehire çok yakın, hatta böyük şehir gaydayısla şehrin mahallesi olan burada, böyle insan… sonradan bir arkadaşımızın oğlu olduğunu öğrendiğimiz 42 yaşındaki genç de, almanya’da oturup, ekmeğini yiyin, buraya gelince almanları kötüleyin deyince, adı geçen vatandaşın 20 yıl almanya’nın en zengin eyaletlerinden birisi olan Baden Würtemberg’de kaldığını, 94’de döndüğünü kendi ağzından öğreniyoruz. Eyaletin ismini bilmiyor sadece Karlsruhe, Stutgart diyor. Kısa ve öz cümlelerle Almanya’da ki yaşamı anlatarak, yalanını başına çaldım. Ertesi gün hakettiği cevapı verdiğim için arkadaşlar bana teşekkür ettiler. Ben de hiç Almanya’ya gelmemiş olmasına rağmen, toplumun gerçeklerini öğrenip, o insanlara yukarıdan bakan Cemal ağaya karşı çıkan delikanlıyı kutladım!
Doksanlı yıllarda Helmut Kohl türkleri geri göndermek için kişi başına onbin gayme (DM) verdi ama pek dönen olmadı. Günümüzde Türkiye’de kiler Almanya’ya iltica etmek için başvuruyorlar. Garip değil mi? Bugün muhalefet olan Kohl’un partisi, sınır kapılarının kapatılmasını teklif ediyor. 2015’de sonuna kadar açan da onlar dı! Bu da garip!
Polis önceki gün elindeki iki bıçakla sokaklarda kesmek için insan arayan 26 yaşındaki yaratığı öldürdü. Bir başka cani 36 yaşındaki 3 çocuk annesini katletdi. Dün iki bıçaklı saldırganı polis silahla yaraladı. Bu arada kaç gündür sesi çıkmayan islami örgütler de üzüntülerini dile getirdiler. Yalnız bu mesajların içine cinayetlerin ana nedeni olan islamı sokmadılar. Hatta Burhan Kesici isimli yönetici, biraz daha ileri giderek; biz müslümanlar toplumun bir parçasıyız, problemi biz de aramayın. Utanma, sıkılma, insana saygı nerelerdesiniz?
Güney Ege’de bir kıyı kasabası, Cafe’nin kapısında oturmuş anlatıyor: Ben Wiesbaden belediyesin de çalışıyorum, memurların, polislerin ve sosyal daireden para alanların ücretlerini ben ödüyorum. Almanya’da en az maddi yardım alanın aylığı 3 bin Euro’dur. Etin kıymanın kilosu 5 – 7 Euro, en düşük emekli maaşı 2500… 7-8 bin Euro alanlar da çok. Polislere de biz bakıyoruz. Doğru değil: Temel geçim 1200 Euro civarında, buna elektrik, su, kira ve bazı diğer yardımlar eklenir. Emekli aylığı kazanca ve çalışma yıllarına göre hesaplanır, 8-900 Euro alan da var, isterse devletten yardım alır. Normal emekli aylığı 1500 ile 2500 Euro arasındadır. Tabi ki daha yüksek emekli aylığı alanlar vardır ama çok değildir. Polis’e içişleri bakanlığı bakar!
Almanya, Avusturya, Hırvatistan, Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan’ı geçip memlekete geliyorsunuz. Bütün yollar otoban, seyir hızı Almanya 250 – 350 km/s, diğerleri 80 – 140 km/s arasında. Kapıkule’den çıkar çıkmaz hemen bambaşka bir memlekete geldiğinizi görüyorsunuz: Allahım orası EDS, burası Hız ölçme bölgesi ve yolları sarıp sarmalayan binlerce aletler, kameralar! Ve hız tahditleri: 50 60 70, 70 70 82, 70 82 82,..! Niye 80 veya 90 değil de 82? Veya 90 70 50! Yaşadığımız, gördüğümüz ve memlekete gelirken geçtiğimiz memleketlerin hiç birin de yok. Asfalt zemine gömülmüş demirler, yaya geçidi öncesi 50’ler? Durma yasağında, yaya geçidine park eden arabalar? Hiç kimsenin uymadığı şiltler denizi? Kasaba içi, şiltler 50 50 yazıyor. Yaya geçitleri var. Arkamdakiler kornayla hızlı gitmemi istiyorlar, sağdan soldan geçenler, bağıranlar çağıranlar, hakaret edenler! Yardımını istediğimiz Jandarma Trafik: Sakın münakaşaya kalkışmayın, biz ceza yazıyoruz, bize de bağırıyorlar!
Sorry uzun oluyor. Almanya’da tabi ki gerekli olan bölümler de hız tahditi var. Ama olmayan Autobahn bölümlerinde, eğer arabanız 250 km/S ile sınırlandırılmamış ise, 300 – 350 Km/S ile de yol alabilirsiniz. Yaşam alanlarında üst sınır 50’dir. Bazı caddeler 30, çocukların oynadığı sokaklar da hız tavanı 7 Km/S’dir. Yaya geçitlerinin dokunulmazlığı vardır. İnsanlar yaya geçidine girerken arabalara bakma ihtiyacı duymazlar, çünkü arabaların kesinlikle duracağını bilirler! Şehir içinde önündekine hızlı git diye korna çalan veya yaya geçerken durmayan şoförlerin cezası çok ağır olur!
Kedi ve köpeklerin aşı pasaportları, doktorları vardır! İnsan muamelesi yapılır. Onun için sokaklarda başıboş tek hayvan yoktur. Ah almanlar ah!