Spor yöneticiliği ve teknik direktörlük, detaylı bir planlamanın temel alındığı görevlerdir. Bu iki alan, başarıyı sadece saha içinde değil, saha dışında da sürdürülebilir kılmak için kilit rol oynar.
Plansız bir yapı, uzun vadede yalnızca sportif sonuçları değil, kulüp itibarını ve finansal yapıyı da olumsuz etkiler.
Planlama, bir teknik direktör veya yönetim ekibi için yalnızca anlık sorunlara çözüm bulmak değildir; aynı zamanda kısa ve uzun vadeli hedeflere ulaşmayı mümkün kılacak sağlam bir yol haritası oluşturmaktır.
Ancak!
Maalesef Giresunspor, son iki sezonda planlama eksikliğinin bedelini ağır bir şekilde ödedi. Süper Lig’de adından söz ettiren bu kulüp, bugün 2. Lig’e düşürülmüş durumda yaşam mücadelesi vermektedir.
Kulübü yönetenlerin mali ve idari başarısızlıkları, futbolculara ve teknik ekibe verilen sözlerin tutulmaması, Giresunspor’un yaşadığı düşüşün başlıca nedenlerinden biridir.
Gelinen bugünkü noktada, UEFA’nın getirdiği transfer yasağı, kadro yapılanmasını zorlaştırırken, mevcut oyuncularla yola devam etme zorunluluğu kulübü bir çıkmaza sürüklediği aşikardır.
Son olarak, Teknik direktör Metin Aydın’ın istifası, zaten sarsılmış olan yapıyı daha da kırılgan hale getirdi.
Yeni bir teknik direktörün kim olacağı sorusu ise belirsizliğini koruyor.
Bu tür bir belirsizlik, yalnızca takım performansını değil, kulübün tüm bileşenlerini etkiler. Teknik ekibin ve oyuncuların güven kaybı, motivasyon eksikliği ve genel bir yönsüzlük, başarı umutlarını köreltir. Spor dünyasında belirsizliğin zararları, yalnızca saha performansıyla sınırlı değildir.
Giresunspor’un şu anda en büyük ihtiyacı, yeni bir teknik direktör seçiminde ince eleyip sık dokumaktır. Yalnızca kriz anlarını yönetebilecek biri değil, idealleri olan, kulübü geleceğe taşıyacak vizyona sahip bir isim tercih edilmelidir.
Bu tür bir liderlik, yalnızca mevcut sorunları çözmekle kalmaz; aynı zamanda Giresunspor’un yeniden yükselişe geçmesini sağlayabilir.
Bu noktada yönetimin sorumluluğu büyüktür. Karar alma sürecinde şeffaf, tutarlı ve kulübün ruhuna uygun bir yaklaşım sergilenmelidir. Taraftarın güvenini yeniden kazanmak ve sportif başarıya odaklanmak için hızlı ama isabetli adımlar atılmalıdır.
İlk yarının bitimine yalnızca dört maç kalmış durumda ve alınabilecek maksimum puan 12. Ancak şu an ligin dibine demir atmış bir Giresunspor’un, bu belirsizlikle yoluna devam etmesinin mümkün olmadığını görmek zor değil. Yönetimin bir an önce teknik direktör sorununu çözmesi, devre arası hazırlıkları için yeni hocanın elini güçlendirmesi şarttır. Daha geç olmadan alınacak doğru kararlar, takımın toparlanması için kritik önemdedir.
Netice itibariyle, Giresunspor’un geleceği, bugün alınacak doğru kararlara bağlı. Teknik direktörlük pozisyonundaki belirsizlik bir an önce giderilmeli ve kulüp, planlı bir şekilde yeni bir döneme adım atmalıdır.
Çünkü iyi bir plan, yalnızca başarıyı değil, kulübün varlığını da sürdürülebilir kılar.