Türk ve İslâm düşmanı soysuzlar Atatürk’ü asla anmazlar!
Çünkü Atatürk, 19 Mayıs 1919 da Samsun’dan karaya çıkarak başlatmış olduğu Milli Mücâdele sonucunda, Türk’e bu topraklarda hayat hakkı tanımayarak Anadolu’da çeşitli devletler kurmayı hayal eden dedelerinin heveslerini kursaklarında bırakmıştır.
Dedeleri 9 Eylül 1922 de İzmir’den denize dökülenlerden, kanları ve soylarının gereği olarak 19 Mayıs’ta Atatürk’ü anmalarını bekleyemeyiz.
Malâzgirt’e Sulatan Alparslan’ı,
Haçlı Seferlerinde Kılıçarslan’ı,
İstanbul’un fethinde Fâtih Sultan’ı,
Preveze’de Barboros Hayrettin’i,
Zigetvar’da Kanuni Sultan Süleyman’ı anmamak nasıl bir ahlâksızlık ve sahtekâlıksa, 19 Mayıs’ta da ATATÜRK’Ü anmamak da aynı soysuzluk, sahtekârlık ve ahlâksızlıktır.
19 Mayıs;
Hârici ve dâhili düşmanlarımıza karşı kıyamete kadar bu mübarek topraklarda yaşayacağımızın ilânıdır. Çünkü Anadolu’nun tapusu Türk’e Cenab-ı Allah tarafından kesilmiştir ki bu tapuyu bozmak hangi alçağın haddine ki?
19 Mayıs 1919;
Türk’ün, SEVR’de kendisine kurulan idam sehpasından, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş senedi olan LOZAN’a uzanan yolculuğunun başladığı gündür.
19 Mayıs 1919;
Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla, Anadolu’dan sürülmek istenen Türk milletinin genlerindeki ”TÜRKLÜK MAĞMASININ” yeniden harekete geçtiği ve volkanik patlamalarla kızgın lavlara dönüşerek hürriyet ve İstiklâl aşkının dalga dalga tüm vatan sathına yayıldığı gündür.
19 Mayıs 1919;
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün BOZKURT olup Türk milletinin önüne düşerek yeni bir ERGENEKON’DAN ÇIKIŞIN fitilini ateşlendiği gündür.
19 Mayıs 1919;
Türk milletinin varlığına kast edenlere karşı 9 Eylül 1922’ye kadar devam edecek olan kutlu mücâdelenin başladığı ve istiklâl meş’alesinin bizzat Gâzi Atatürk tarafından gönüllerde ve beyinlerde yakıldığı gündür.
19 Mayıs 1919;
Bu kutlu gün, her vatanseverin, ırzı ve namusu üzerine titreyen her asil ve imanlı insanın, başta Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk olmak üzere erinden Generaline, dahası, cephane taşıyan ninesinden, cepheden cepheye koşan dedelerine kadar tüm kahramanlarımızın hayırla, minnetle ve dualarla andığı bir müstesna gündür.
19 MAYIS’I KİMLER SEVMEZ?
Bu kutlu gün Türk milleti için büyük bir öneme haiz iken, birileri içinse matem günüdür!
İŞTE BUNLARIN MATEM GÜNÜDÜR;
Puştun,
Hainin,
Döneğin,
Hergelenin,
Sergerdenin,
Müstevlinin,
Dönmenin,
Devşirmenin,
Kan özürlü soysuzun,
Ve dahası
İmparatorluk tortularının,
İstiklâl Savaşının kılıç artıklarının,
Din istirmarcısı gayri mili münâfıkların….
Yukarıda sıfat ve kimliklerini sıraladıklarımın hiçbiri 19 Mayıs 1919’dan hoşlanmazlar. Hoşlanmadıkları gibi de her 19 Mayıs’ta uyuzları nükseder, kaşınırlar ve her 19 Mayıs günü geldiğinde kaşıntıları daha da artıp adeta kudururlar.
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk ve cümle kahramanlarımızın ruhları şâd olsun.
İbret alamadığımızdan olacak ki tarih tekerrür eyledi ve yine 1919 un öncesinin karanlığına ve zilletine doğru hızla ilerlemekteyiz.
Türk milleti yeniden Samsuna çıkarak bu zilletten ve illetten kendisini kurtaracak yeni bir ATATÜRK beklemektedir.
Allah, Türk milletine yeni yeni zaferler kazandıracak bir nesil yetiştirmeyi nasip eylesin.
Şayet Atatürk bu millete yeteri kadar ve gerçek yönleriyle anlatılmış olsaydı ve de birileri O’na, İslâm kisvesine bürünerek din üzerinden alçakça ve nankörce saldırmayıp, birileri de O’nu sahte bir Atatürkçülük adı altında kokuşmuş hayatlarına referans göstererek istismar etmemiş olsalardı, toplumun her kesimi O’nu daha çok sevecek ve benimseyecekti. O’ bizzat Allah tarafından Türk’e nasip kılınan bir büyük kumandan ve eşsiz bir devlet adamıydı.