Yağlıdere kırsalında 1.5 ay önce bulunan ve vatandaşlar tarafından Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü görevlilerine teslim edilen yavru ayı, Giresun Belediyesi Hayvanat Bahçesi’nde koruna altına alındı.
1 aydır Hayvanat Bahçesi’nde bakım ve tedavisi yapılan ve Paşa adı konulan yavru ayı yeni yuvası olacak olan Bursa Karacabey Ayı Bakım Merkezine gönderilecek. Paşa, annesi yerine koyduğu bakıcısı Nimet Sürücü’den ayrılmak istemiyor. Paşa ile bakıcısı arasında duygusal bir bağ oluştu. Paşa kafesine bakıcısı Nimet Sürücü’den başkasını sokmuyor. Paşa, bakıcısıyla koşup, oyunlar oynuyor. Önümüzdeki günlerde Karacabey Ayı Bakım Merkezine gönderilecek olan Paşa’ya bakıcısı da çok alıştı. Giresun Belediyesi Hayvanat Bahçesinde kalması artık imkansız olan paşanın gidecek olmasından bakıcısı da çok üzgün.
Yavru ayı Paşa’ya annelik yapan Giresun Belediyesi Hayvanat Bahçesi görevlisi Nimet Sürücü, “Paşa bize yaklaşık 1.5 ay önce geldi. 1.5 aydır birlikteyiz. 1.5 aydır ona annelik yapıyorum. Aramızda çok iyi. Kendisini tedavi ettik ve bakımlarını yaptık. Artık ayrılık ve yolculuk zamanı onun için. Çünkü doğal yaşam alanında olması gerekiyor. Biz, bizlere düşen görevi yerine getirdik. 1.5 ay boyunca onun sağlıyla, genel durumuyla ilgilendik. Ona annelik yaptık. Oda sağolsun beni annesi olarak gördü. Gerçi beni biraz hırpaladı ama iri bir çocuk. Ama çok şükür şuanda sağlığı yerinde. Şimdi gitme zamanı geldi onun için. Bursa Karacabey Ayı Bakım Merkezine gidecek. Onun gibi öksüz yavrular var orada. Kardeşleriyle beraber olacak. Fakat geçen hafta göndermeye çalıştık, biraz çocuğumuz huysuzluk yaptı, benden ayrılmak istemedi. Gönderemedik, bu hafta yine deneyeceğiz göndermek için. Umarım gittiği yerde çok mutlu olur” dedi.
“O BENİ, BEN ONU ÖZLEYECEĞİM”
“Paşa ilk geldiğinde gerçekten çok korkmuştu, insanlara kesinlikle güveyi yoktu” diyen Sürücü şöyle konuştu;
“Çok zayıf ve çok hırçındı. Sürekli olarak pati atmaya çalışıyordu. Gerçekten pençeleri çok büyük. Bir güvensizlik vardı. Bir hafta kadar güvensizliğimiz devam etti. Onun o üzüntüsü gördüm. O kafese başını dayayarak ne kadar üzgün olduğunu, annesiz kalmanın vermiş olduğu öküzlüğü hissettirdi bize. Bende onun kafesine girdim. Düzenli beslemesini yaptım. Bana güvenini şöyle kazandırdım, her kafese girdiğimde onun yemesini bekledim. Onu izledin, o gözlemledim. Sonrasında ona yavaş yavaş dokunmaya başladım. İlk dokunduğunda tabi ki tepki verdi. Sonrasında ona zarar vermediği gördüğünde, oda bana yavaş yavaş dokunmaya başladı. Sonrasında oyun oynamaya başladık. Kovalamaca en sevdiğimiz oyun. Fakat beni çok yoruyor. Enerjisi hiç bitmiyor. Birlikte kovalamaca oynamaya başladık. Sonra kucağıma almaya başladım. Göbeğini sevdirmeyi çok seviyor. Bu şekilde aramızda bir bağ oluştu. Beni gördüğünde kafese girmemi, girdiğimde çıkmamamı istemiyor. Oyun oynamak istiyor ve bacağıma sarılıyor. Bilmiyorum ondan ayrı ne yapacağız. Biz bize düşen görevi yerine getirdik. Tabi ki, giderken yine huysuzlanırsa Paşa beyle bizde yola çıkacağız. Onu sağ salim Karacabey bakım merkezine teslim edeceğiz. Orada kardeşleriyle beraber olacak. Muhtemelen beni özleyecektir.”