Balkon santrali

Yayınlama: 28.03.2023
36
A+
A-

Ellerini, kıçlarını asfaltlara, pistlere giden yollara yapıştırıp, kaos yaratıyorlar! Sabahın beşinde fabrikasına, yedisin de bürosuna gitmek için yollara düşenler, yağmura kara, soğuğa aldırmadan yollarının üzerinde çöreklenen mahlukatlar tarafından engellendiklerini görünce, ne yapacaklarını bilemiyorlar! Kendilerini son nesil (Letzte Generation) olarak tanımlayan, küçük bir azınlık tarafından aktivist, yaptıkları kanunsuz eylemden ötürü haklı olarak terörist olarak adlandırılan bu arkadaşları, devletin polisi, kıçlarındaki tutkalı, onları hiç acıtmayan, incitmeyen ilaçlarla açarak, yol kıyılarına taşıyor! Amaçları taşıtları engellemek! Akıllarınca iklim ısınmasını önleyecekler! Bugüne kadar yaptıkları yanlarına kâr kalan bu düzenbazlar, parti kurmağa hazırlanıyorlar. Kanun memleket veya avrupa genelinde % 0.5 oy oranına erişilirse maddi yardım yapılır diyor. Bugün iktidarın ortağı olan Yeşiller partisi de aynı mecralardan filizlenmişti! Ünlü dışişleri bakanı Joschka Fischer Frankfurt’un nümayişçi başıydı! Günümüzün dışişleri bakanı aynı partiden ve icraatları ortada! Gözüken o ki, gelecekde de memleket yolların da ve havaalanların da daha çok kaoslar yaşayacağız!

İklimi koruma, dünyayı kurtarma konusunda partilerin, kurumların, yöneticilerin ve toplumun büyük bir kısmının, boş bir yarış içinde olduğunu görüyoruz! Birkaç yıl sonra benzin ve mazot ile çalışan motor yapılmasını yasaklamağa kalkıyorlar, otoban yapılmasını, var olanların tamir edilmesini istemiyorlar! Tıpkı C02 (Karbondioksit) üreten işyerlerinde olduğu gibi insanlara da iklim korumalı yaşam bütçesi getirilmesi rüyası görenler var! Rüyanın açılımı şöyle: aylık veya haftalık belli bir çevreci hakkınız olacak, paranız var ise, daha çoğunu borsasından satın alıp, kullanacaksınız, yok ise yıldızları sayacaksınız! Bir kilo inek eti yediğiniz de 15 bin litre su, 500 kilometre uçak yolculuğunuz da 150 litre benzin harcadığınızı öğreneceksiniz! Ceket pantolonlarınızın, bluz eteklerinizin üretilirken harcanılan enerjinin kaynağından tutun da, taşıtınızın benzini, banyonuzun elektriği, iklim koruma kredi kartınıza kaydedilecek! Artık yaşamınızın ne kadar güzelleşeceği rüyasını görmeğe başlayabilirsiniz! Zaten her şey bir rüyayla başlıyor. Bilhassa bu memlekette!

Söz benzine gelmişken tekrar altını çizelim: Petrol fiyatı pandemi öncesinde ki yerine, kalkmamak üzere oturmuşa benziyor: Litre Benzin 1.60 – 1.70 Kuruş. (Cent) Mazot da aynı seviyede. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarında ki yükseklik, devletin üst fiyat sınırlaması ve vatandaşa yaptığı maddi yardımla irtifa kaybetmiş olsa da, hâlâ cep yakıyor! Devlet doğalgaz kilovatsaatın da ailelelere 9.5 Cent, işyerlerine 7 Cent, elektrikde de 40 ve 13 Cent tavan fiyatı getirdi. Mart başında yürürlüğe giren yardımın içine Ocak ve Şubat’ı da aldı! Bu bağlam da doğalgazımızı veren firma, belirlediği yüksek fiyattan almış olduğu fazlalığı hesalayıp, bankamıza 313.52uro göndermiş. Geçen yılın Eylül’ün de 92 Euro’dan 192’ye, Aralık’da 209 Euro’ya çıkarıp, Ocak’da 191 Euro’ya düşürdüğü aylık ödemeyi, Mart’da 126, Nisan’dan sonra da 163 Euro olarak belirlemiş. Elektrikden bankamıza 109.84 Euro gönderilmiş. 102 Euro’dan 148’e çıkan aylık 126 Euro olmuş. Yıllık tüketimimiz, doğalgaz 15, elektrik 4 bin kilovatsaat civarında.

12 – 13 yaşındaki iki kız çocuğunun, 12 yaşındaki kız arkadaşlarını bıçaklayarak öldürmeleri toplum da büyük infial yarattı! 14 yaşından küçük oldukları için ceza verilemeyen katilleri vatandaşlardan gelebilecek saldırılardan korumak için, ailesinden alıp, başka bir yöreye yerleştirdiler. Bu memlekette cinayet zaman aşımına uğramıyor! Köln polisi 1991 yılında 16 yaşında bir cinayete kurban giden Seçkin Çağlar isimli kız çocuğunun katilini bulmak için, yaşadığı yöre de DNA testi taraması başlattı. Aradan geçen 31 yıl içinde bilim, o gün alınan DNA izlerini çok daha etraflıca tanıyabilecek duruma geldi. Polis katil ile uzaktan kan bağı bulunanların bile, kendilerini katile götüreceği varsayımından yola çıkarak, zanlı dairesinin içine giren yüzlerce kişiyi, DNA testine çağırdı.

İki yıl önce 167 kişinin ölümüne neden olan yakınımızda ki Ahrweiler’da ki sel sonrası, ev yapımı için koşup, oradaki insanların arzu ettiği kıvamda yardım etmediklerinden yakınan sevgili komşum Martin, daha Hallo demeden, kampanya var, git Balkonkraftwerk’ini (santral) al deyip ekledi; ben geçen yıl 550 kilovatsaat yaptım. Fiyatı 500 Euro. Belediye 200 Euro veriyor. Üç yıl da kendini amorti ediyor. Boyu elektrikli kalorifer kadar, Annette (köyümüzün jimnastikcisi, masajcısı) çatısına koymuş, git bak. Koy balkona, tak prize tamam. Martin’in evine yedi sekiz yüz metre uzaklıkta bahçesi var. Üç tekerlekli arabası, dört tekerlekli pikabı, keçileri, tavukları ve yığın yığın odunları var. İlgilenme fırsatım olmadı. Benden cevap alamayınca, posta kutumuza belediyenin broşörünü atmış. Açıp okudum: Belediyemiz sadece balkonuna güneş elektrik santralı kurana değil, garajının çatısını yeşillendirene, bahçesine ağaç dikene, çatısından akan yağmur suyunu bidona, konteynere biriktirene de maddi yardım yapıyor. Gerekçelerini de sıralıyor? Yeşil çatı, köyü serin tutar, böceklere yaşam alanı olur, yağmur suyunu çeker. Ağaç gölge yapar, rüzgârdan, sesten korur, görüntüyü örter. Yağmur suyu bahçe sulamada, şebeke suyundan daha uygundur, suyu biriktirmek, sağanak yağışlarda kanalların taşmasını önler, bahçe sulama faturasını hafifletir. Ve Balkon Santralı: Direk enerji tasarrufu yapar, yenilenebilir enerji çevreyi korur, kurulması Plug & Play, çok kolay tak çıkar. Bu işi kolaylıkla kiracılar da yapar! Hhıııımmmm! Martin’e ne cevap vereceğim? Bilemiyorum!

REKLAM ALANI