“Bile bile bekliyorsanız bu ihanettir”

Giresunspor taraftarları transfer yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusuna odaklandı. Yeşil beyazlı taraftarlar yönetim kurulunun çalışmalarını da merak eder oldu.

Genç Çotanaklar Tribün Lideri Recep Ulu da bir açıklama yaparak, “Giresunspor taraftarları, 7’den 70’e ocak ayında tahtanın açılıp açılamayacağı konusuna odaklandı. Ancak ocak ayına kadar gereken puanları toplayamamak, tahtanın açılması durumunda bile ligde kalma riskini doğurabilir, bunun farkında mısınız?” diye sordu.

Ulu, “Camianın umutsuz görüntüsü ve stada gelmemesi, güven eksikliğinden kaynaklanan yönetim problemlerinin en büyük sebeplerinden biri olarak karşımızda duruyor” diyerek, açıklamasına şöyle devam etti:

“TARAFTARLAR TAHTAYI MERAK EDİYOR”

“2028 Üye Kampanyası açıklandı, ancak sonuç başarısız oldu. Kombine biletlerinden 5-6 milyon gelir bekleniyordu, fakat sonuç başarısız oldu. Locaların tamamının satılacağı belirtildi, yine sonuç başarısız oldu. Stada isim hakkı tribünlere verildi, fakat sonuç yine başarısız oldu. Oyuncularla güçlü bir bağ kurduk denildi, ancak anlaşılmaz bir şekilde 4-5 sözleşmeli oyuncumuz takımda tutulamadı. Bu kadar sözde başarısızlıkla birlikte, taraftarlar artık tahtanın açılmayacağına kesin gözle bakıyor.

“ZAMAN DARALDI HERHANGİ BİR AÇIKLAMA YOK”

Resmi kulüp sayfası, vali bey, belediye başkanı, milletvekili gibi ziyaret edenlere teşekkür eden paylaşımlar yapıyor. Ancak kimin ne tür destek verdiği veya vereceğiyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Ocak ayına yalnızca 1.5 ay gibi bir süre kaldı ve kulüpten başkan ya da basın sözcüsünden tek bir açıklama gelmedi. Yüksek meblağda bir kredi alınması için çaba harcanıyor, ancak banka teminat istiyor. Takımımızın maalesef kalıcı geliri arsalar veya dükkanlar gibi yerlerde bulunmuyor. Bir zamanlar bu tür gelir kaynakları vardı, fakat onları alıp kendine yakın şahıslara verdiler. Camia olarak bir bütün halinde tepki veremedik ve kişisel kavgalar GİRESUNSPOR’a zarar verdi. O gün sessiz kalmamış olsaydık, bugün endişeyle ‘ne olacak’ diye düşünmek zorunda kalmazdık.”

“BİLE BİLE BEKLİYORSANIZ BU İHANETTİR”

Ocak ayında tahtanın açılmayacağı bile bile beklenirse bunun bir ihanet olacağını aktaran Recep Ulu, şunları dile getirdi:

“Eğer ocak ayında tahtanın açılmayacağı kesinse, kulüp başkanımızın, destek olmayanları tek tek camiaya açıklaması ve az da olsa destek verenlere teşekkür etmesi gerekiyor. Futbolda başarısızlık normal bir durumdur, ancak bilerek ve isteyerek bu duruma sebep olmak kabul edilemez. Transfer yapabilirsiniz ve başarısız olabilirsiniz, hedefler koyabilirsiniz ama ulaşamayabilirsiniz. Oyunculara imkanlar zayıfsa, ödemeleri zamanında yapamazsanız, personel maaşlarını ödeyemezseniz, bunları içinde bulunduğumuz durumda bir süreç olarak anlayabiliriz. Çünkü bu durumları neredeyse tüm kulüpler yaşıyor. Ancak ocak ayında tahtanın açılmayacağını bile bile bekler, sessiz kalır ve koltukta oturursanız, sonra iş işten geçtikten sonra ‘kimse destek olmadı, açamıyoruz’ derseniz, işte bu affedilemez bir ihanet olur. Zaman giderek daralıyor ve bu durum, zamanla affedilebilir bir hata olmaktan çıkıyor.”

Çotanakların tribün lideri Ulu, yönetim kurulunun transfer yasağının kaldırıp kaldırılmayacağı yönündeki çalışmalarını merak ettiklerini de kaydederek, şu ifadelerini kullandı:

“DESTEK OLANLARI VE OLMAYANLARI ANLATMAK ZORUNDASINIZ”

“Yönetim kurulunda tahtanın açılması için planınız veya projeniz nedir? Şehrimizde ve diğer şehirlerdeki iş insanları, bürokrasi ve yetkililer konusunda tahta konusunda yardımcı olabiliyor mu? Dört milletvekilimiz, merkez ve ilçe belediye başkanları ile mülki amirler ve Vali ile görüşmeler yaptınız mı? Kimler yardımcı olmuyor, kimler yardımcı oluyor? Tüm bunları ticari kaygıdan uzak, samimi bir şekilde ve net bir dille camiaya anlatmak zorundasınız.

“BAŞKAN KEFEN GİYİP GELDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ. ÖLDÜNÜZ MÜ YAŞIYOR MUSUNUZ?”

Bir yöneticimiz, görevi bıraktıktan sonra Süper Ligde bile takıma sahip çıkılmadığını belirtmişti. Peki, o zaman neden sessiz kaldınız? ‘İşlerimle alakalı sıkıntı yaşamamak için’ demişti. Sıkıntı yaşamaktan korkanlar göreve talip olmamalı; korkacakları şey sadece takımı düzlüğe çıkaramamak olmalıydı.

Başkan ‘Kefenimi giyip geldim’ demişti. Kefeni ölülere giydirirler. Sessizlik ölülerde olur. Öldünüz mü, yaşıyor musunuz? Birlikte camia olarak ölecek miyiz, yoksa dirilecek miyiz?”