Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmeleri için iyi koşulların sağlanması, ihtiyaçlarının karşılanması ve olumsuz durumlardan korunması önem taşımaktadır. Sevgi, anlayış, güven, eğitim ve rehberlik gibi desteklerin sunulduğu bir ortamda geçen çocukluk, bireyin kendisine ve topluma faydalı olmasına katkı sağlamaktadır.
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Oğuz Serdar Kesicioğlu ve yüksek lisans öğrencisi Berna Yılmaz Er’e ait “Okul Öncesi Kademesinde Çocuğu Olan Ebeveynlerin Çocuk Haklarını Uygulama Düzeylerinin Belirlenmesi” adlı çalışmaya göre sosyalleşmeye başlanılan ilk ortam olan ailede, çocuk uymakla yükümlü olduğu kuralları öğrenirken, doğru ve yanlış davranışların ayrımını aynı şekilde yapmaktadır. Ailede başlayan bu süreç, okulda ve sonrasında da hayatı boyunca devam etmektedir. Çocukların kendi haklarını bilmesi ve koruması, aynı zamanda diğer çocukları da bilgilendirerek onları gözetmesi açısından çocukların ne gibi haklara sahip olduklarını öğrenmesi son derece önem taşımaktadır.
EBEVEYNLERİN SAHİP OLDUKLARI İMKÂNLAR, ÇOCUK HAKLARINA YÖNELİK BAKIŞ AÇISINI ETKİLİYOR
Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan çalışmada ebeveynlerin sahip oldukları mesleklerin koruma boyutu haricinde çocuk haklarını uygulama düzeyi üzerinde etkisi olmadığı bilinmektedir. Meslek gruplarının aile içinde çocuk haklarının uygulanma düzeyine etkisi incelendiğinde, memurlar, emeklilerin, esnafın ve işçilerin çocuk haklarını daha yüksek düzeyde uyguladığı görülmektedir. Çalışan annelerin çocuk haklarına yönelik tutumları, ev hanımlarına göre anlamlı derecede yüksektir. Ayrıca, öğretmen ebeveynlerin, çocuklarının bakımı ve korunmasında işçi ve ev hanımlarına göre daha sorumlu olduklarına inandıkları saptanmıştır.
Araştırmada ebeveynlerin gelir aralığının aile içerisinde çocuk haklarını uygulama düzeyi üzerinde bir etkiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca çalışmada düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin genel olarak temel yaşam ve gelişim haklarını kullanabildikleri, ancak katılım haklarından yeterince yararlanamadıkları; yüksek sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin ise hem temel yaşam ve gelişim haklarını hem de katılım haklarını kullanabildikleri belirtilmektedir.
Prof. Dr. Oğuz Serdar Kesicioğlu ve yüksek lisans öğrencisi Berna Yılmaz Er’in çalışmasında çocuk ihmali ile istismarının tespit edilmesi ve bildirilmesinde öğretmenlerin önemli bir role sahip olduğu, ancak üniversitede aldıkları eğitimin bu konuda yetersiz kaldığı vurgulamaktadır.
Öğretmenlerin çocuk hakları konusunda eğitilmesinin, evsiz çocukların tespiti ve çocuk istismarının bildirilmesinde etkili olacağı savunulmaktadır. Ayrıca ebeveynlere çocuk hakları eğitimi verilmesi ve bu konuda bilgi edinmeleri önerilir. Okullarda, çocuk hakları temalı görsel içeriklerle farkındalığın arttırılması da tavsiye edilmektedir. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)
MUHABİR: GÖKÇE BAYDAR