Giresun’da İklim Değişiyor, Fındık Tehlikede

Son 40 yılda Karadeniz’in serin iklimi sessiz sedasız değişiyor. Giresun’da ortalama sıcaklık yaklaşık 1,5 °C yükseldi. Özellikle yaz aylarındaki artış, fındığın alıştığı ılıman düzeni zorluyor.

Fındık sıcağı sevmez; kuraklık stresi başladığında meyve tutumu azalıyor, dane küçülüyor. Çiçeklenme ve yapraklanma dönemleri kayıyor, bitkinin doğal döngüsü bozuluyor. Daha kötüsü, bahar erken gelip donlar vurdu mu, üretici emeklerinin hepsini bir gecede kaybediyor. 2014 ve 2021’de yaşanan don afetleri hâlâ hafızalarda taze.

Yağışlar da artık bildiğimiz yağışlar değil. Eskiden düzenli ve yayılmış olan yağmurlar, şimdi kısa sürede şiddetle düşüyor. Sel, taşkın ve heyelanlar artıyor; 2020’de Dereli’de yaşanan felaket bunun en çarpıcı örneği. Kış yağışlarının kar yerine yağmura dönmesi yaylalardaki su dengesini değiştiriyor. Bu dengesizlik, fındıkta çiçek ve dane dökümünü artırıyor, nemin fazlası da külleme, dal kanseri ve bakteriyel yanıklık gibi hastalıkları patlatıyor.

Üstelik artık zararlılar da iklimle birlikte değişti. Kahverengi kokarca böceği bahçelere dadandı, ürünün kalitesini bozuyor. Amerikan beyaz kelebeği ise daha uzun süre etkin oluyor.

Sonuç ortada: Düzensiz iklim koşulları fındığın büyüklüğünü ve randımanını etkiliyor. Kurak dönemde fındık küçülüyor, nemli dönemde küfleniyor. Pazar değeri düşüyor; üretici daha çok gübre, ilaç ve işçilik masrafına girmek zorunda kalıyor. Bir yıl bolluk, bir yıl kıtlık yaşanıyor. Plan yapmak hem üretici hem ihracatçı için zorlaşıyor.

Oysa çözüm yolları da belli:

  • Geç uyanan çeşitlerin tercih edilmesi,
  • Bahçelerin yenilenmesi,
  • Organik madde artırımı ve sulama yatırımları,
  • Zararlılarla entegre mücadele…

Giresun’un dağ köylerinde tablo giderek ağırlaşıyor. Çamoluk yöresinde alıç ağaçlarının yüzde 80’den fazlası kurumuş durumda. Eğer önümüzdeki 15 gün içinde yağış düşmezse daha kötü bir manzara ile karşılaşabiliriz. Artık köylerimizde de su sıkıntısı baş göstermeye başladı.

Bunun devamı aşırı hava olayları yani aniden yağmur sele yolaçan tabii ki tahmin edilemeyen hava olayları. Sel heyelan dolu fırtına kar yağışı gibi.

Bütün bunların yanında, Giresun’un “GAP’ı” sayılabilecek gölet projeleri yıllardır bekletiliyor. Tirebolu Murtat Ata, Espiye Ericek, Doğankent Söğütağzı, Yağlıdere Akpınar, Yavuzkemal, Şebinkarahisar Ocaktaşı ve Görele Soğukpınar göletleri üç yıldır yatırım programına alınmadı. Oysa bu projeler, şehrin geleceğini suyla, tarımla, üretimle güvence altına alacak yatırımlar.

Daha fazla orman daha fazla su demektir daha çok ağaç dikmeliyiz bireysel olarak da ağaç dikmeliyiz. Hatta şehirde bütün kaldırımlara ağaç dikmeliyiz hem de gölge yapar suyu da tutar. Ihlamur ağacı çabuk buyur faydalıdır güzel kokar.

İklim değişimi kapımızda, etkilerini her gün daha sert hissediyoruz. Giresun’un fındığı, yaylaları, dereleri ve köyleri bu değişime karşı korunmalı. Çünkü iklim değişirse, sadece hava değil; ekmek de değişir.

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel