Müstemleke Valisi Ataması 8 Şubat 1914
[I.Dünya Savaşına Girmemizin Gizli Nedeni…]
Bilinenin aksine 16 Temmuz 1912 ile 23 Ocak 1913 arasında iktidarda İttihat ve Terakki değil, darbeci Halaskar Zabitan subaylarının desteği ile Temmuz 1912’de iktidar olan Hürriyet ve İtilaf Partisi iktidardı ve onların “basiretsizliği ve vurdumduymazlığı sayesinde “ Ekim-Kasım 1912’de iki ayda Balkanlar elimizden çıkmıştı.
İktidardaki “Hürriyet ve İtilaf yönetiminin Trakya’yı Bulgarlara vereceği” söylentisi üzerine, 23 Ocak 1913 Babıali Baskını ile İttihat ve Terakki’nin 5 yıllık meşhur iktidar dönemi başladı. İktidara gelmesine gelmişlerdi, ancak devletin kasası tamtakırdı. Osmanlı Devleti’ne büyük devletlerce “son verileceğini” ve “paylaşılacağını” anlayan İttihatçılar ittifak arayışlarına girdiler.
Balkanlardan sonra “sıra” Osmanlı Devleti’nin bölünmesine gelmişti.
Bunun için Rusya devreye sokuldu.
Rusya ile 3 Mart 1878’de Yeşilköy’de (Ayestefanos) yapılan antlaşmanın 16. maddesi ve 13 Temmuz 1878’de Berlin’de yapılan antlaşmanın 61. maddesi gereğince “Osmanlı Devleti Ermeniler lehine Doğu Anadolu’da reform yapmayı” kabul etmişti.
Böylece, “Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk teslimiyet belgelerinden biri” imzalanmış oldu.[1]
Artık Balkanlar elden çıktığına göre, sıra “söz verilen reformların uygulanmasına” gelmişti.
İngiltere ve Fransa yanında, Almanya’da destek verdiğinden, Rusya hemen harekete geçti.
Yapılan pazarlıklar ve verilen gözdağı sonunda, aşağıdaki haritadan da anlaşılacağı üzere, nüfusu hiçbir yerde çoğunluğu oluşturmayan Ermenilerin çıkarlarının korunması ve gözetilmesi için “
Antlaşma, Osmanlı Devleti adına Sait Halim paşa, Rusya adına ise, maslahatgüzar Goulkevitch tarafından İstanbul, Yeniköy’de imzalandı.
Bu antlaşma “tarihlere ‘Şark Vilâyetleri Islahatı’ yahut ‘Yeniköy Mukavelesi’ diye geçmiş ve
‘bir devletin bazı topraklarını yabancı memurların idaresine terk etmesi’ demekti.”[2]
“İmparatorluk, doğudaki yedi vilâyetinin idaresini bu anlaşma ile Avrupalı genel müfettişlere bırakıyor, bu müfettişlerin taleplerini derhal kabul edeceği taahhüdünde bulunuyor ve müfettişlik mıntıkalarındaki resmî yazışmaların da o bölgelerde yaşayanların anadillerinde yapılmasını kabul ediyordu.”[3]
Bu anlaşmaya göre[4];
- Doğu Anadolu’da iki bölgenin başına Avrupalı iki genel müfettiş getirilecektir.
- İlk bölgeyi Erzurum, Trabzon ve Sivas,
- İkinci bölgeyi de Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır teşkil edecektir.
- Genel müfettişler başında bulundukları vilâyetlerin mülkîye ve adliye mensupları ile polis ve jandarma teşkilâtını kontrol edeceklerdir.
- Müfettişler, ehliyetsiz olduklarına karar verecekleri memurları azletme, suç işledikleri takdirde mahkemelere sevk etme ve yerlerine yenilerini tayin hakkına sahiptirler. Yüksek bürokratları da yine müfettişler seçecek ve atamalar hükümet tarafından yapılacaktır.
- Memurların gerektiği durumda işten el çektirilmeleri yetkisi müfettişlere aittir. Müfettişler lüzum gördükleri takdirde valilerin azledilmelerini de isteyebilecekler, azil talebi İçişleri Bakanlığı’na gönderilecek, bakanlık tarafından derhal bakanlar kuruluna götürülecek ve dört gün içerisinde karara bağlanacaktır.
- Kanunlar, emirler ve resmî duyurular her bölgede o bölgenin yerel dili ile yayınlanacak, mahkemelere yapılacak başvurular da müfettişlerin uygun görmeleri halinde bu dillerde olabilecek, kararlar Türkçe yazılacak ve gerektiğinde tarafların anadillerine tercüme edilecektir.
- Müfettişlik mıntıkasında yaşayan her Osmanlı, askerlik hizmetini barış veya savaş zamanında kendi bölgesinde yapacaktır.
- Hamidiye Alayları yedek süvari birlikleri haline getirilecek, silâhları depolara kaldırılacak, ancak seferberlik yahut manevra dönemlerinde dağıtılacaktır.
- Müfettişlik bölgelerinde bir sene içerisinde nüfus sayımı yapılacak, bölge halkının dini, mezhebi, milliyeti ve anadilleri doğru şekilde belirlenecektir.
- Van ve Bitlis’teki yerel meclisler ile encümen üyeleri şimdilik Müslümanlar ile gayrimüslimlerden ve yarı yarıya teşekkül edecektir.
- Meclislerde ve encümenlerde Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında uygulanacak olan yarı yarıya teşkil kuralı, müfettişler bir mahzur görmedikleri takdirde öncelikle polis ve jandarmada, daha sonra diğer bütün kamu görevlerinde tatbik edilecektir.
Bu teslimiyet antlaşmasının “Rusya’nın baskısı” ile “mecburen” imzalanmış olması İttihat ve Terakki Partisi’ni zorda bırakmış, imdatlarına yaklaşan I. Dünya Savaşı’nın kıvılcımını ateşleyen Saraybosna suikastı yetişmişti.
İttihat ve Terakki Partisi’nin amacı, hem bu antlaşmayı ortadan kaldırmak ve hem de 37 yıldır (1877-1914) Rus egemenliğinde olan Kars ve çevresini Rusya’dan geri almaktı. Sarıkamış harekâtının asıl amacı buydu. Bu gerçek bilinmeden yapılan tüm değerlendirmeler, “hem eksik ve hem de yetersidir.”
Madem teslimiyet antlaşması imzalanmıştı; uygulanmasına da hemen başlanmalıydı. Erzurum, Trabzon ve Sivas’ın başına Norveçli Binbaşı Nicolas Hoff; Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır’ın başına da Louis Westenenk[5] atandı.
“Zamanın hükümdarı Sultan Reşad tarafından yayınlanan fermanla, müfettişlere dörder yüz altın aylık bağlandı, mükellef ikametgâhlar tahsis edildi ve kendi yaverlerini yabancı askerler arasından kendilerinin seçmeleri kabul edildi.
Atama ve antlaşma uygulanamadan, Osmanlı İmparatorluğu, I.Dünya Savaşı’na girdi ve Birinci Dünya Savaşı’na girmesinden hemen sonra 31 Aralık 1914’te yayınlanan bir fermanla kadrolar lâğvedilip, müfettişler memleketlerine gönderildiler.”[6]Kar, izleri örtmesin.
[1] Murat Bardakçı, “Yeniköy’de imzalanan uğursuz bir anlaşmanın unutulan yıl dönümü”, 2 Şubat 2014, Gazete Habertürk
[2] Murat Bardakçı, a.g.makale
[3] Murat Bardakçı, a.g.makale
[4] Murat Bardakçı, “anlaşmanın kısaltarak naklettiği maddelerini, Rus Elçiliği’nin baş tercümanı olan ve metni kaleme alan André Mandelstam’ın Paris’te 1917’de yayınladığı “Le Sort de l’Empire Ottoman” yani “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kaderi” isimli eserinden aldığını” belirtmektedir. Bkz.: Murat Bardakçı, a.g.makale
[5] Hollanda’nın sömürgesi olan Doğu Hind Adaları’nda sömürge idarecisi.
[6] Murat Bardakçı, a.g.makale