
Bu almanca kelime Almanya’ya geldikten yıllarca sonra, tatil için, hayır biz tatil değil izin yapıyorduk, ilk defa yaşamımıza girdi: Almanya’da yedi sekiz yıl çalışıp, köyümüze dönen Enver ağabeyim, alman emeklilik kasasına müracaat edip, aylığından kesilen emeklilik birikiminin kendisine ödenmesine yardımcı olmamı istiyordu. Yâni 65’ine varınca almaya başlayacağı emekli maaşını beklemek istemiyordu. İzin dönüşü şehrimizde ki Rentenkasse’da (Emeklilik Kasası) yapması gerekenleri öğrenip, mektupla bildirdik. Uzun sürmedi Enver ağbimiz kısa bir süre sonra iki üç bin Deutsche Mark tazminat aldı. Bir kaç yıl sonra Türkiye’ye dönen babamlar da aynısını yaptılar. Yine bir memleket iznimiz de bu sefer karşımıza Betriebsrente çıktı: Almanya iş hayatı sonrasın da emeklilik kasasından tazminat alsın almasın, burada herkesin bir de Betriebsrente hakkı var! Emekliliğe başlarken kasa otomatikman siz elinizi sürmeden, aylığınızı bağlıyor ve bankanıza gönderiyor. Son çalıştığınız işyeriniz de işyeri emekliliği (Betriebsrente) maaşınızı hesabınıza gönderiyor. İlkinin garantörü devlet, ikincisinin garantörü, devletin yetkilendirdiği sigorta! İşyeri emeklilik aylığı emekli olunca alınıyor. Almanya’da çalışmış olan bir kadın köylümüzü de, işyeri emekliliğine kavuşturduk! Kadınlara doğum emeklilik hakkı var. Her çocuk annenin emekliliğini arttırıyor. (Mütterrente) Boşanmalar da eşlere emeklilik payı veriliyor. Yirmi yıl evlilikten sonra boşanıyorsunuz. Mahkeme eşlerin yirmi yıl içindeki kazançlarını hesabını yapıyor. Kadın veya erkek, farketmiyor, bir taraf diğerinden fazla kazanmışsa, o fazlalık, az kazananın emekli aylığına ekleniyor. Mesela erkek yirmi yıl da eşinden atıyorum, elli bin Euro fazla kazanmış, o elli bin Euro kayıt altına alınıyor ve erkek emekli olunca, kanunun öngördüğü oranda erkeğe bağlanan aylıktan kesilip, kadının emekli aylığına ekleniyor. Eğer emekli aylığınızdan kesinti yapılmasını istemiyorsanız, elli bin Euro’yu ayrıldığınız eşinize ödüyorsunuz. Anne baba, kardeş bacı, halat teyze gibi yakınlarınızın bakımını yaparsanız, bu süreler de emekliliğinize ekleniyor. (Pflegezeiten) Bir kaç yıl öncesine kadar, emeklilik yaşı 65’idi. Hükümet iki yıl yukarıya çekti. Yalnız hemen değil, her yıl üç ay artarak, vatandaş 67 yaşında emekli yapılacak. Yâni karardan iki yıl sonra. Hayır ben bugün 65’imde, 63’ümde veya daha erken emekli olmak istiyorum derseniz, aylığınız %5-8 veya daha çok azalıyor. 61 yaşındasınız; 65’de tam emeklilik hakkınız var. Daha dört yıl çalışmak istemiyorsunuz. Beş altı yıl önce, işyeri temsilciniz vasıtasıyla işyeriniz ile anlaşıp, bu dört yıllık çalışma süresinin iki yılını çalışıyor, işden ayrılıyor, evinizde oturuyor, iki yıl boyunca çalışıyormuş gibi, hatta daha fazla aylığınızı alıyorsunuz. (Altersteilzeitrente) Arkasından da kesintisiz emekliliğinize (%100) geçiyorsunuz.
Hükümetler yıllar boyu çalışanların aylıklarından emeklilik kasasına kesilen oranı %20’nin üstüne çıkartmadı. Merz hükümeti önümüzde ki yıllarda emekli aylıklarının tabanını %48’in altına indirilemiyeceği kararını açıklayınca, partisinin genç milletvekilleri itiraz ettiler; korkuları bu gidişle kasa da kendi emekliliklerine para kalmıyacağı! Emeklilik kasasının daha sağlam temellere oturtulacağı sözü verilip, Tasarı meclisten geçti. Alt tabanın %48’in altına düşürülmeyecek olması, günümüzde emekli aylıklarının buralarda olduğu anlamına gelmiyor! Genel de oran %60-70’lerde. Basit bir hesapla: 2400 Euro aylık kazançlı, 1800 Euro civarında emekli alıyor. Bu aylığı her yıl %3 – 4 arası zam geliyor. Bu yıl yıllık enflasyon %2, emeklinin aylığı %3.7 zam yapılacak. Üç dört yıl sonra emekli, çalışırken aldığı ücrete ulaşacak! Hükümet yaşı geldiği halde çalışmaya devam etmek isteyenlere, aylık 2000 Euro vergi muafiyeti getirdi. Vergi sınıfına göre değişen, 400 – 600 Euro veya daha fazla ücret!
Emekliye ayrılan komşularımızın ve bizim yaşamımız, çalışma hayatımızda olduğu gibi gidiyor. Sadece burada değil, Türkiye’de de, Almanya’dan emekli Alman ve Türk komşularımız var. Biz Türkler genellikle altı ay yazlıklarımız da kalıyoruz. Bazı arkadaşlarımız, komşularımız kısa bir süre doğdukları yörelere gidip geliyor. Almanlar da aynen bizler gibi altı ay Türkiye’de kalıyor. Aralarında daha uzun kalanlar da var. Kasabamızın haftalık Pazar’ında tanıştığım komşu kasabamız da oturan Alfred evini, komşularını, rahat hayatını ve Türkiye’de ki yaşamını nağmelerle anlatdı: Derenin kıyısına evini yapmış, Denize üç yüz metre mesafede, manzarası cennet gibi, komşuları çok iyiymiş. Alfred ‚in arabasının plakası 35. Türkiye’ye 12 yıl önce yerleşmiş. Komşum David Türkiye’de onsekizinci yılında. Her gün kasabayı ayağına doluyor, durmadan yürüyor. Tatillerini dedesinin yanında geçiren torunu Sophie, bu güneş enerjisi ile dedesinin yüz yaşını da yakalayacağını söylüyor. David Kış gelince Tayland’da uçuyor. Almanya? Was mache ich in Deutschland? Ne yapacağım Almanya’da? David sekiz yıl önce Rente’ye ayrıldığımı öğrenince; Rente’den aldığın parayı harcamak için uzun yaşa dileğiyle emekliliğimi tebrik etmişdi! Güneş enerjisiyle devam!