Türk Halk Hekimlerinin Şifası: Anne Sütü

Günümüzde alternatif tıp ve geleneksel tedavi olarak adlandırılan halk hekimliği, hastalıkları tedavi etmek için genellikle bitkisel ve hayvansal ürünlerle yapılan ilaçları kullanmaktadır. Bu tür ilaçlar, halk arasında “kocakarı ilaçları” olarak bilinmektedir.

Giresun Üniversitesi’nden Öğr. Gör. İlker Avcıoğlu’na ait literatür taraması ile yapılan “Türk Halk Hekimliğinde Anne Sütü” adlı çalışmada, geçmişte hastalıklarda anne sütü kullanılarak birçok tedavi yöntemi oluşturulduğu ve olumlu sonuçlar alındığı vurgulanmaktadır.

Türklerin çok eskiden beri anne sütünün faydalarını bildiği bilgisi araştırmada yer almaktadır. Süt, Türk kültüründe kutsal içecek olarak kabul edilmekte ve geçmiş tarihlerden günümüze kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

“KADIN KUTSALDIR, SÜTÜ ŞİFA”

Anne sütü, çocuğun gelişimi için gerekli olan protein, yağ, laktoz, kalsiyum, magnezyum, fosfor, kükürt, demir ve A, C, D, B6, B12 vitaminleri gibi besin maddelerini içermektedir. Günümüzde modern tıp çalışmaları ile anne sütünün faydaları kanıtlanmış olup sadece bebeklerin beslenmesinde değil, aynı zamanda tedavi amaçlı da kullanılabileceği bilinmektedir.

Öğr. Gör. İlker Avcıoğlu’nun çalışmasında, anne sütünün yetişkin hastalarda göz ağrısı, kulak ağrısı ve yara tedavilerinde; çocuklarda ise bağışıklık güçlendirme, gaz ağrısı, öksürük ve yüksek ateş gibi durumlarda kullanılarak tedavinin sağlandığı ifade edilmektedir. Bu hastalıklarda anne sütünün kullanılması, anne sütünün aslında bir çeşit antibiyotik olarak görüldüğünü ve bu şekilde kullanıldığını göstermektedir. Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre, 2014 yılında Rusya Bilimler Akademisi Uzmanları tarafından yapılan bir çalışmada, anne sütü bileşenlerinin meme kanseri hücrelerinin büyümesini geciktirdiği tespit edilmiştir.

Çalışmalar, anne sütünün kanser başta olmak üzere çeşitli tamamlayıcı tedavilerde kullanılabileceğini göstermektedir. Ayrıca Türk halk hekimliği uygulamalarının modern tıp çalışmalarına katkı sağlayabileceğini de ortaya koymaktadır. Ancak anne sütüyle yapılan tedavi uygulamalarında, gerçekçi olmayan ve etkisiz yöntemler de bulunmaktadır. Bu nedenle, bu tür tedavilerin doktora danışılmadan uygulanmaması önem arz etmektedir. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)

MUHABİR: GÖKÇE BAYDAR