30 Ağustos’un anlamı

30 Ağustos denilince aklıma neler gelir?

Kısaca anlatmaya çalışayım.

İki gemi düşünün!

Birincisinde;

Tek ve ebedi Başkomutanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk vardı.

Mareşal Fevzi Çakmak vardı.

İsmet Paşa (İnönü) vardı.

Ali Fuat Paşa vardı.

Refet Paşa vardı.

Fahrettin Paşa vardı.

Sakallı Nurettin Paşa vardı.

Kazım Karabekir vardı.

Deli Halit vardı.

Rauf Bey vardı.

47.Giresun Gönüllü Alayı Komutanı Milis Piyade Yarbay Topal Osman Ağa vardı.

42.Giresun Gönüllü Alayı Komutanı Binbaşı H.Avni Alparslan vardı.

Yörük Ali Efe vardı.

İpsiz Recep vardı.

Sütçü İmam vardı.

İngiliz Kemal vardı.

Şerife Bacı vardı.

Halide Onbaşı vardı.

Giresunlu Gülpembe Hatun vardı.

Kara Fatma vardı.

Gördesli Makbule vardı.

Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi vardı.

Denizli Müftüsü Hulusi Hoca vardı.

47.Giresun Gönüllü Alayı Müftüsü Kurdoğlu Hacı Hafız Zeki Mustafa Efendi vardı.

Türk Papa Eftim vardı.

Uzun sözün kısası…

Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulan herkes vardı.

***

Ya öteki gemide?..

Sayayım mı, birkaçını?

Sakarya’da oluk oluk Türk kanı akarken, 20 yaşındaki bir kızı dillere destan bir düğünle 5.karısı olarak koynuna atan, Kurtuluş Savaşı zaferle bitince de İngilizler’e sığınıp Malaya zırhlısı ile arkasına bile bakmadan tüyen Vahdettin haini vardı.

Damat Ferit şerefsizi vardı.

Ali Kemal imansızı vardı.

Nemrut Mustafa soysuzu vardı.

İskilipli Atıf Allahsızı vardı.

Mustafa Sabri kitapsızı vardı.

Aznavur Ahmet puştu vardı.

Şeyh Sait bozguncusu vardı.

Çapanoğlu, Delibaş, Alişan, Haydar satılmışları vardı.

Var oğlu vardı!

***

“Geldikleri gibi giderler” diyen birinci gemidekiler kazandı…

“Gelenler dostumuzdur. Onlara karşı silaha sarılanların katli vaciptir” diyen ikinci gemidekiler kaybetti!

Kimi vatan hainliğinin bedelini canıyla ödedi; Ali Kemal, İskilipli ve Şeyh Sait gibi…

Kimi İngiliz’in merhametine sığındı; Vahdettin gibi…

Kimi Yunan’a sığındı; “Ben Türklük’ten istifa ettim tövbe, tövbe!” diyen Mustafa Sabri gibi…

Lakin…

Neyzen Tevfik’in dediği gibi bazıları;

“Geldikleri gibi gitmediler;

Kimi i..ni bıraktı, kimi b…ni.”

Nitekim ikinci gemidekilerin torunları tarafından, birinci geminin süvarisine ve yardımcısına “İki Ayyaş” mı denilmedi.

Adlarını statlardan, meydanlardan mı silmediler.

Onların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni “İki reklam arası” olarak mı ilan etmediler.

TC’yi tabelalardan mı indirmediler.

Okullardan “Andımız”’ı mı kaldırmadılar.

Türklüğü ayakları altına mı almadılar!

10 kasımlarda “Kenefe gidin” diye hakaret eden ve “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen vatan haini bir şerefsizi şeref sofralarında mı ağırlamadılar, cenazesinde saf mı tutmadılar.

Onların kurduğu fabrikaları ve tesisleri üç otuz paraya mı satmadılar.

Uzun sözün kısası…

Bu vatanı kurtarıp TC’yi kuranlar için demediklerini mi, yapmadıklarını mı bıraktılar.

Bu nedenledir ki, 30 Ağustos Zafer Bayramı;

“Türklüğü ayakları altına” alanların…

Atatürk’ün adını statlardan, meydanlardan silenlerin…

“Andımız”ı yasaklayanların…

“Ne mutlu Türk’üm diyene” lafından nefret edenlerin değil…

Birinci gemide olanların yani Türk Milleti’nin bayramıdır.

Bizim bayramımızdır.

Bu vesileyle, 30 Ağustos Zafer Bayramınızı yürekten kutluyor…

Bize bu büyük zaferi armağan eden başta ebedi Başkomutanımız ve Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını bir kez daha minnet, şükran ve rahmetle anıyorum.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun!

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel