Atatürk ve Osman Ağa’ya saldırı…

ATATÜRK’ün kurduğu parti olmakla övünen CHP’nin Fındıklı teşkilatının düzenlediği sempozyumda Akın Birdal denilen kişi hem Atatürk’e hem de Giresunlu Millî Mücadele Kahramanı Osman Ağa’ya hakaretler ve suçlamada bulunmuş. Her halde tarih bilgisi eksik ki (!) Rize’nin öz evladı İpsiz Recep Emice’yi “es” geçmiş. Bu üç isim Millî Mücadele’de Yunan ve İngiliz işbirlikçiliği yapmamış vatan müdafaasında yer almışlardır. Akın Birdal bu isimleri soykırım yapmakla suçlamış, Türkiye Cumhuriyetini kurucusu başbuğ Atatürk’ü çek-senet tahsildarları ile bir tutmuştur. Ne yazık ki bunu söylerken ömr-i hayatında ayrılıkçı terör örgütü PKK’ye hiç laf etmemiştir.

Türk’e “etrâk-i bî-idrak” diyen, iş Araplara gelince “kavm-i necip”, Ermenilere gelince “millet-i sadıka” diyen Osmanlı millî bir imparatorluk olmamıştı. Nitekim ayağı kayınca bütün etnik unsurlar ekrad dâhil isyan ve ayrılıkçılık yapmaya başlamışlardır. Doğu Karadeniz özelinde ayrılıkçı Ermeni ve Rum unsurların Rusların desteği ile yaptıkları zulümleri ve tecavüzü yaşamış olan Doğu Karadeniz halkı Trabzon’da dâhil kazaların katılımı ile Müdafaa-i Hukûk-ı Milliye Cemiyeti kurmuşlardır. Öyle ki Rumlar Giresun’da okullarına dev bir Pontus bayrağı çekmekten çekinmemişlerdir. Buna cevabı Şebinkarahisar’da kaçak bulunan Osman Ağa cevap vermiştir.

Her nedense siyasi islamcılar ve etnik ayrılıkçılık yapan sol taife iş Türklere gelince Mora’da, Girit’te, Balkanlar’da, Yunanlılar tarafından Anadolu’da yapılan soykırımı görmezden gelerek vatan müdafaasını “soykırım” olarak nitelemekte beis görmezler. Buna karşılık ne yazık ki “ETRÂK” Bilge Kağan’ın ve Atatürk’ün sözlerine kulak vermez. Ol-vakit Giresun’da bir kültür müdürü Atatürk’e ve Osman Ağa’ya kin kusanları Giresun’a çağırmada beis görmez. Giresun’daki çakma Osman Ağa sever yandaşlar da buna ses çıkarmazlar. Neredeyse Millî Mücadele yapıldı işgal altındaki vatan toprağı özgürlüğe kavuştu diye bu taife üzüntü duyarlar.

Atatürk, vatan kurtarmaya yurtta önce kongre ile başlamış, TBMM’yi açarak mücadelenin temelini demokrasiye oturtmuştur. Liderler arasında çekişme olmuş mu? Elbet olmuş… Günümüzde dahi “selamsız bandosu” gibi dernekler dâhi başkanlık yarışı yapmakta iken devlet erkini elinde bulunduranların böyle bir çekişmeye kalkışmaları söz konusu olmaz mı?

Akın Birdal’ın Bafra-Nebiyan dağlarında eli silahlı 30-40 bin silahlı Rum çetesinden haberi var mı? Bunlara karşı Giresunlu Osman Ağa ve Vonalı Soytarıoğlu İsmail, Tirebolulu Hüseyin Avni Bey pamuk mu atacaktı!?! Koçgiri’deki isyanı Osman Ağa tenkil etmeyecek miydi?

Eli silahlı Ermeni ve Rum çetelerine karşı ülkesini müdafaa etmek, tecavüzlere karşı koymak ne zamandan beri soykırım oldu!?!

Millî Mücadelede yer alan başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, şehitlerimizi saygıyla yâd ediyorum.

Giresun’da bu gayri ciddi sempozyum üzerine Giresun’dan arkadaşım Ahmet Gürsoy’dan Yeniçağ’da bir “yanıt” gelmiş. O kadar! Bakalım “Osman Ağa’ya iade-i itibar” dileyen sözde Osman Ağa sevenlerden bir “yanıt” gelecek mi?

Şimdi Necdet Sevinç’in “İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet (KARİYER, 2017)” kitabını yeniden okuyorum.