İnsanların hayata, topluma, siyasete ve insan ilişkilerine yönelik farklı bakış açılarını Dünya görüşü olarak adlandırırız.
Bu görüşler genellikle felsefi, siyasi veya ideolojik temellere dayanarak sınıflandırılır. Her birini kendi içerisinde alt gruplara ayırmak mümkündür. İnsanların hayatına, topluma ve siyasete farklı bir perspektiften bakmasını sağlar. Elbette dünya görüşleri arasındaki farklılıklar, siyasi fikir ayrılıklarına ve tartışmalara yol açmaktadır.
Düşündüğümüzde var olan sorunların çoğunun bu farklılıklardan kaynaklandığını ifade etmek için müneccim olmaya gerek yoktur.
Demokrasi işte tam da bu noktada karşımıza çıkmakta ve değerini hissettirmektedir.
“Nedir demokrasi?” diye soracak olursak klasik herkesin ifade ettiği gibi; halkın kendi kendini yönetme biçimi olduğu şeklinde cevaplayabiliriz.
Daha geniş bir tabirle; vatandaşların eşit oy hakkına sahip olduğu, farklı düşüncelerin ifade edilebildiği ve çoğunluğun kararının alındığı bir sistem olarak tanımlayabiliriz.
Tam da bu noktada aslında herkesin sorması gereken ancak belki de sormaya çekindiği o soru aklıma geliyor.
Yaklaşan seçimler öncesi partiler adaylarını var olan demokratik kurallara göre mi tespit etti?
Öyle inanıyorum ki “Evet” diyenlerin sayısı azınlıkta kalacaktır.
Siyasi partilerin milletvekili adaylarının belirlenmesinin demokrasinin kurallarına uygun olması gerekliliği son derece önemlidir.
Partilerin genel başkanlarının ve üst düzey yöneticilerinin milleti temsil etmek üzere gösterdiği adayları ince eleyip sık dokuyarak tespit ettiğini varsaymak demokrasiye hakaret olur.
Madem demokrasiye inanılıyor, herkes bundan dem vuruyor, öyleyse parti içi demokrasi ilkesinin gözetilmesi gerekmez miydi?
En azından, üyelerin görüşleri ve değerlendirmeleri alınamaz mıydı?
Toplumsal temsiliyeti sağlayacak bir yapı oluşturma farklı kesimler aday olarak temsil edilmeli ve siyasi deneyim, akademik birikim, toplumsal duyarlılık ve liderlik becerileri gibi kriterler göz önüne alınmalıydı.
Sanırım bu zor olmasa gerekti!
Kimse sakın zamanın kısıtlılığına sığınmasın.
Ve kabul edilmelidir ki, bu konuda tüm siyasi partiler sınıfta kalmıştır.