Dolmuşta tanık olduklarım (2)

Yayınlama: 25.10.2024
25
A+
A-

 

Bilmem hangisinden başlayayım.

Satırlarıma başlamak istiyorum ama bir şaşkınlık içindeyim.

Sanki ‘MEHTERAN’ marşı eşliğinde yürüyüşe geçtim.

Düşüncelerimde onun benzeri biçimde üç ileri iki geri gidiyor.

Düşüncelerden kurtulup asıl konuma dönmek ve siz sevgili okurlarıma güzel bir menü sunma zorunluluğu yaşıyorum.

Önceki yazımda sadece dolmuşa binen müşterilerden söz ettim.

Sadece müşteriler mi hatalı diye soracaksınız.

Ben bu soruyu hayır diye yanıtlıyorum.

NEDEN Mİ?

En fazla tanık olduğum ve dolmuşun en arka koltuğunda oturan yolcunun rahatsız olduğu telsiz konuşmalarına ne demeli; -062 Debboydan hareket etti. Arada öbür duraktan falanca dolmuş var. Dikkat et yolcuyu kaptırma.

Yapılsan sesli anons için sürücüyü uyarmak istediğinizde:

*Abi duymuyorum veya rahatsız olduysan ….

Dolmuş şoförlerinin içinde iyi niyetli ve müşterinin haleti ruhiyesinden anlayan yok mu diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Elbette ki var .

Fakat bir elin parmakları kadar az sayıda diyebilirim.

Tanık olduğum öyle dolmuş şoförleri var ki nezaket ve centilmenlikten yoksun oldukları gibi müşteriye nasıl davranılacağından yoksunlar.

Dolmuşların patronları mı?

Akşam şoför para getirsin de nasıl getirirse getirsin zihniyeti taşıdıklarına ihtimal vermiyorum.

Kesinlikle şu veya bu dolmuş diye söz etmiyor ve ayırımcılıktan yana değilim.

Uyarılmalarına rağmen halan dolmuş durakları haricinde yolcu almalarında onlar haksız değiller diyorum.

NEDEN Mİ?

Durakla arasında iki veya bilemedin üç metre mesafe olmasına rağmen yürümeyen ve durağa gitme zahmetine katlanmayanlar da hatalı değil mi?

Veya dolmuş hareket halindeyken ve durağa yaklaşmış ve az geçtikten sonra:

-Şoför bey inecek var.

Hadi buyurun cenaze namazına örneği. Be vatandaş iki adım yürüsen göbeğin mi erir. Oldu olacak şoför bey beni evimin salonuna çıkar deseydin.

Yine birde Giresun’da otopark meselesi tamamen sabır sınırlarını taşırdı. Geçenlerde Piraziz’den bir işi için Giresun’a gelen emekli öğretmen arkadaşımın telefonu:

-Rektörlük binası civarında sonrası Zübeyde Hanım parkına kadar aracımı park etmek için bir karış yer bulamadım. Her evin çatmasında ‘ARAÇ PARK EDİLMEZ’ tabelası asılı. Kazancılar yokuşundaki otoparkta bile zor yer buldum. Bu oto park işi ne zaman çözülecek?

Hadi burun Cenaze namazına.

Son yıllarda yapılan binaların altlarına otopark zorunluluğu vardı. Ve projelerde yoksa inşaat izni verilmiyordu. Yoksa bu durum tedavülden kalktı mı?

Bir öneri de benden gelsin.

Özel araçlar yerine işe gidiş ve gelişlerde toplu ulaşım araçları kullanılsa otopark sorunu biraz olsun rahatlamaz mı?

Sadece dolmuş şoförleri değil dolmuşu kullanan müşterilerde hatalı değil mi?

Bu akşamlık yeterli…