Bir süredir ara verdiğim yazı serime bu akşam yeniden baş dalarak devam etmeyi hedefliyorum.
Şimdi biliyorum ki beni sorgulamayı düşünüyorsunuz?
Bu yaşadıklarına sürekli sen mi tanık oluyorsun?
Elbette ben istemesem bile her bindiğim dolmuşta sanki anlaşmışlar gibi bana denk geliyor.
Geçenlerde bindiğim dolmuş mal pazarlığı durağında yaşlı bir yolcu aldı ve kaptana sorduğu soruya bakın:
-Evladım bu araba Görele’ye gidiyor mu ve kaç saatte varırsın?
Kaptandan cevap:
-Bu araç Görele’ye değil sanayi sitesine gidiyor.
Yaşlı yolcu sormaya devam eder:
-Sanayi sitesi Görele Çömlekçi içindeki mi?
Neyse durum kendisine aktarılır ve gideceği dolmuş durağının tarif edilmesi sonra yaşlı vatandaş iner ve durağın yolunu tutar.
Ya onun sonrası dolmuşa binen iki kendini bilmez yolculara ne demeli.
Araca bindiler ve arka sıradaki iki bayanın yanına oturdular.
Yanlarına oturdukları bayanlara ve dolmuştaki diğer yolculara aldırmadan başladılar avaz avaz konuşmaya.
Zannedersiniz dolmuşu satın aldılar ve sahiplendiler.
Tabi bu konuşmadan rahatsız olanlar yolda inmeye başladılar.
Bu arada ceplerinden çıkardıkları telefonlara küfürlü cevap vermeleri ise bardağı taşırdı ama kimse başına iş alma taraftarı olmadığından olsa gerek sessizliği tercih ettiler.
Kaptanı süzüyorum.
Dikiz aynasından onları süzüyor ama elbette onun çoluğu çocuğu var ve sessiz kalmayı tercih etti.
Depboy civarında ben dahil indik ve onların haricinde dolmuşta kimse kalmadı.
SONRASI MI?
Kaptanı görüp durum hakkında bilgi alamadım.
Dolmuşta yaşadıklarımı kitaplaştırsam var ya…
Yine geçenlerde sahilde bindiğim dolmuşa sonradan binen vatandaş bir bayanın yanına oturdu ve eline telefonunu alması sonrası karşısındakine küfürler yağdırmaya başlamaz mı?
Yahu be adam hiç mi örf adet öğrenmediniz.
Bir bayanın yanında nasıl oturulacağını ve konuşulacağını size öğretmediler mi?
Tabi o vatandaşın sözlü olarak yanındaki bayanı taciz etmesini yazmak istemesem de…
Sonuç olarak mı?
Sabır yükü olan o dolmuş şoförlerini yürekten kutlarım.