Küçük esnafımız ve şoför kardeşlerimiz destek bekliyor

Konal, konuşmasında ekonomik sıkıntılar içinde hayatta kalma mücadelesi veren bu kesimlerin toplumsal hayatın temel taşları olduğunu ifade ederek, onları desteklemenin hem sosyal hem de ekonomik açıdan önemine vurgu yaptı.

“KÜÇÜK ESNAFIMIZ SADECE TİCARETÇİ DEĞİL, MAHALLELERİMİZİN CAN DAMARIDIR”

Konuşmasında küçük esnafın toplum içindeki yerine dikkat çeken Konal, mahalle bakkalı, manav, çaycı ve taksici gibi esnafların sadece ticaretle uğraşan kişiler olmadığını belirtti. Konal, “Onlar sadece geçimlerini kazanmaya çalışan ticaretçiler değil, aynı zamanda mahallelerimizin abileri, dostları ve zor zamanlarımızda yardımımıza koşan canlarımızdır. Acil bir durumda komşusuna yardımcı olan, ihtiyacı olan birine veresiye veren, cenazemizde kepenklerini kapatan bu esnaflar, Anadolu kültürünün yegâne temsilcileridir. Ancak zincir marketlerin artan rekabeti arasında kaybolmaya yüz tutmuşlardır. Bu nedenle onları desteklemek, geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır” dedi.

“ZİNCİR MARKETLER KÜÇÜK ESNAFIMIZI YOK EDİYOR”

Konal, küçük esnafın karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin, her geçen gün sayısı artan zincir marketler olduğunu söyledi. Zincir marketlerin, kırtasiyeden elektronik eşyaya, motorlu taşıtlardan beyaz eşyaya kadar her alanda ürün satmasının küçük esnafa ciddi zarar verdiğini belirtti. “Bir kırtasiye esnafı, yılın sadece iki haftasında eğitim öğretim dönemine bağlı olarak kazanç sağlarken, zincir marketler aylar öncesinden kırtasiye ürünlerini maliyetin altında fiyatlarla satışa sunuyor. Bu durum, küçük esnaf için adil bir rekabet ortamı yaratmıyor. Bu tür kampanyaların bir düzenlemeye tabi tutulması, indirim oranlarına bir alt-üst sınır getirilmesi gerektiğini düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.

ŞOFÖR ESNAFININ SIKINTILARI

Ertuğrul Gazi Konal, küçük şehirlerdeki taksici ve dolmuşçu esnafının büyük şehirlerdeki meslektaşlarına göre daha zor koşullarda çalıştığını ve ciddi sıkıntılar yaşadığını dile getirdi. Konal, “Giresun, Bayburt, Siirt gibi nüfus yoğunluğu düşük şehirlerde şoför esnafımız günlerce kontak çevirmeden bekliyor. Ancak bu illerdeki ticari araç sahiplerinin sigorta ve kasko bedelleri, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde çalışan meslektaşlarıyla neredeyse aynı. Ayrıca ticari araçlar için zorunlu muayene süreleri her yıl yapılırken, hususi araçlar için bu süre iki yıl. Şoför esnafımız zaten zor şartlar altında çalışırken, bu tür düzenlemelerle daha da zorlanıyor. Bu durumun düzeltilmesi ve şoför esnafına yönelik teşviklerin artırılması gerekiyor,” dedi.

“EHLİYET AFFI GÜNDEMDE OLMALI”

Konal, konuşmasında ayrıca ehliyet kaybı nedeniyle mağduriyet yaşayan şoförler için bir defaya mahsus bir af getirilmesi gerektiğini de dile getirdi. “Sayıları bugün milyonları bulan, kazaya sebebiyet vermemiş ancak direksiyon başında ekmek kazanan şoförlerimiz büyük mağduriyet yaşıyor. Bu mağduriyetin giderilmesi ve şoförlerimize bir defaya mahsus ehliyet affı verilmesi için çağrıda bulunuyorum,” dedi.

KÜÇÜK ŞEHİRLERDEKİ ŞOFÖR VE ESNAFIN DESTEKLENMESİ GEREKİYOR

Konal, konuşmasının devamında Giresun gibi küçük illerdeki şoför ve esnafın zor şartlar altında çalıştığını ve desteklenmesi gerektiğini belirtti. “Büyükşehirlerde günlük kazancı yüksek olan bir ticari araç sahibiyle, Giresun gibi nüfus yoğunluğu az olan bir şehirdeki şoför arasında kazanç anlamında büyük farklar var. Ancak sigorta, kasko ve muayene bedelleri neredeyse aynı. Bu durumun matematiksel ve mantıksal bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Ayrıca şoför esnafımız için meslek belgelerinin edinilmesinde kolaylık sağlanması, eğitim teşvikleri ve yakıt desteği verilmesi önem arz ediyor,” dedi.

“ESNAFIMIZ VE ŞOFÖRLERİMİZ İÇİN ADİL VE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELER BEKLİYORUZ”

Konal, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Küçük esnafımız ve şoför kardeşlerimiz, toplumumuzun sosyal dokusunun ayrılmaz bir parçasıdır. Onları desteklemek ve yaşadıkları sorunları çözmek, hepimizin sorumluluğudur. Bu noktada ilgili bakanlıklarımızı ve yetkililerimizi harekete geçmeye davet ediyorum. Anadolu’nun bu çınarlarını yaşatmak, geleceğimize yatırım yapmak demektir.”