Çanakkale Kara Savaşlarının 109. Yıldönümünde

Yayınlama: 25.04.2024
96
A+
A-

25 Nisan 1915 Sabahı Gelibolu’da Düşmana ilk müdahaleyi Yapan Kahramanlar…

Teoman ALPASLAN

 

 “Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen

düşmana karşı ayağa kalkmaktır.”

Mustafa Kemal-1914

 

 

“Tarihin henüz kaydetmediği gibi, insanlığın da akıl ve hayaliden geçirmediği bir şiddet ve dehşete devam eden ve dünyanın kaderine hükmeden”[1] I.Dünya Savaşı’nın üç yıl uzamasına neden olan Çanakkale (Gelibolu) Kara Savaşları, İngiliz ve Fransız ortak güçlerinin, çok sayıda deniz filolarının desteğinde  İstanbul’u işgal etmek amacıyla başlatılmıştır.

İngilizler amaçlarına ulaşabilselerdi, İstanbul’u işgal ederek, müttefikleri Rusya’ya deniz yolu ile yardım yapabilecekler ve böylece Almanları kısa sürede Avrupa kıtasında teslim alacaklardı.

Aslında Çanakkale’de cephe açılmasını Çarlık Rusya’sı talep etmişti.

22 Aralık 1914 ile 5 Ocak 1915 arasında “kış şartlarında yapılan” Sarıkamış Çevirme Harekatı ile “binlerce şehit vermiş olmamıza rağmen” amacımıza ulaşamamış olsak bile, “Çarlık Rusya’sını Kafkas [Doğu] Cephesinde 1916 yılı başına kadar hareket edemeyecek şekilde” yıpratmıştık. Bu “zor” durumu hisseden Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nikola, 2 Ocak 1915 günü müttefiki olan Londra’dan yardım istemişti:

“Telgrafları ve telefonları işlemez hale getiren dondurucu kış, Türk ordularını durduramıyor. Bakü petrolleri ve Hindistan yolunun, Türk-Alman müttefiklerinin eline düşmesi tehlikesi vardır. Batıdan, ikinci bir cephe açılarak, ‘Türk ordularının durdurulmasını’ dilerim.”[2]

Bu telgrafa, Lord Kitchener aynı gün “Türklere karşı bir harekât yapılması için tedbirler alınacağına dair Grandük’e teminat vermenizi rica ederim” cevabını vermiş ve Batı’dan, “Çanakkale Deniz” ve “Gelibolu Kara” cephesi sırasıyla açılmıştır.

Kısacası, Çanakkale Savaşları “öyle durduk” yerde çıkmamış; asıl amaç Çanakkale’yi işgal ettikten sonra, İstanbul’u ele geçirmek ve Rusya’yı Akdeniz ile buluşturmaktı.

Bunun ilk provasını 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz savaşı ile denemişler, 18 zırhlı ve bunlara ait 600 top ile Çanakkale Boğazı’na askeri harekat düzenlemişlerdi. 18 Mart 1915, Saat 11.15’te ilk ateş Triumph ile başlamış ve 12.15’de düşman türk topçularının (bataryalarının) menziline girmeye başlamışlardı.  Türk topçu atışları ile Gaulois, Cherlemagne, Souffren ve Bouvet ilk yaraları alan gemiler oldu. Daha sonra Inflexible ve Queen Elizabeth yara aldılar.

Seyit Onbaşı’nın yüklediği mermi Bouvet’e isabet etmiş; yaralı şekilde kaçmaya çalışan Infexible deniz mayınlarına çarpmış; postun pahalı olduğunu anlayan İngiliz-Fransız ortak donanması Çanakkale boğazından geldikleri yere, Ege’ye dönerek rezil olmuşlardı.

Bu “utancı” üzerlerinden atmak için “kara harekatına” karar verip, Seddülbahir ve Arıburnun’da  “o zamana kadar tarihin en büyük amfibi” harekatı ile çıktıkları dar kıyı şeridinde “deniz güçleri sayesinde” tutunabilmişler, ancak ilerleyememişlerdir. Nihayetinde Aralık 1915 ile Ocak 1915 ilk yarısında “sessiz bir geri çekiliş harekatı” ile geldikleri gibi gitmek zorunda kaldılar.

I- Arıburnu [ Kuzey] Cephesi Kara Çıkarmasına İlk Müdahale Eden Birlikler

 

25 Nisan 1915 Pazar günü, kapalı ve sisli bir havada, güneş doğmadan başlayan “karaya asker çıkarma harekatı” sonunda Arıburnu’nda;

  • Saat 04.20’de: 1.500 kişi karaya çıktı.
  • Saat 05.30’da: Karaya çıkanlar 4.000
  • Saat 08.00’de: Karaya çıkanlar 8.000
  • Saat 14.00’de: Karaya çıkanlar 12.000
  • Saat 15.10’da: Karaya çıkanlar 16.000

kişiye ulaşmıştır.

  • 26 Nisan 1915 sabaha doğru, Saroz körfezine gösteri çıkarması yapan 4.000 askerinde,

36 filika ile hareket ederek Arıburnu’nda karaya çıkartılması ile 24 Saat içinde Arıburnu’nda karaya çıkan düşman asker sayısı 20.000 kişiye ulaşmıştı.[3]

 

Arıburnu Kıyı Birliklerimiz

 

“25 Nisan 1915 sabaha doğru deniz sakin olup, Arıburnu’ndan ve Anafartalar’a uzanan yaklaşık 4 kilometrelik sahil, 9. Tümen’e bağlı, 27. Alayının 2.Taburunun Yüzbaşı Faik komutasında bulunan 8.Bölüğü[4] sorumluluğunda idi. Tabur Komutanı Binbaşı İsmet Bey’di.

  1. Bölüğün;
  • 1.Takım Asteğmen İbradılı İbrahim Hayrettin Balıkçı damları civarındaki siperlerde Ağıldere-Azmakdere hattında;
  • 2.Takım Asteğmen Lapsekili Muharrem komutasında Arıburnu’na bitişik Haintepe siperlerinde Anzak koyu ile Çakaldere’ye uzanan hatta ve
  • 3.Takım, Gelibolulu Başçavuş Süleyman[5] komutasında bölüğün ihtiyatını oluşturmakta ve boyun noktasında, bölük komutanı Yüzbaşı Faik Bey’le birlikte bulunmaktadır.

Gece Saat 04.30’da[6] Arıburnu yarları önünde (Anzak Koyu) kıyıya çıkan ilk birlikleri68 Yüzbaşı Faik’e bağlı bölüğün takımları ateşle karşıladı. Ancak, kıyıya çıkarma yapanların sayısı o kadar çoktu ki, sayıca 60-70 kişilik takımlarla bunlara karşı durmak çok zordu.

İlk çıkan Anzak birlikleri Balıkçı damları, Korku deresi ve Hain tepe bölgesinde bulunan takımlar tarafından karşılandı. 2.Tabur’un 8.’inci Bölüğü’ne bağlı kahramanlar, karaya çıkan Anzaklara karşı (Saat 04.30’dan itibaren) gün ışıyana kadar yılmadan Korku deresi, Haintepe, Balıkçı damları bölgesinden piyade tüfekleri ve mantelli topla mukavemet etmeye gayret ettiler.”[7]

Asteğmen Lâpsekili Muharrem komutasındaki 2. Takım açtığı ateşle, karaya çıkan Anzak taburlarının düzenlerini kaybetmesine ve büyük bir karmaşa yaşamasına sebep oldu. Yaklaşık 1,5 saat süren bu ilk çarpışmada 2. Takım, mevcudunun yüzde 90’dan fazlasını kaybetti.[8]

Geceye rağmen açıkta demirleyen ve filikalarını indirerek, karaya asker gönderecek olan “gemilerin varlığı Bigalı İdris ve Gelibolulu Cemil adlı iki gözcü tarafından 02.00’de görülmüş ve Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik Bey’e bildirilmişti (Karaya çıkış saati 04.30’dur).[9]

Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik bir yandan telefonla sıralı amirlerine (Tabur, Alay ve Tümen komutanına) bilgi verirken, diğer yandan ‘ihtiyat kuvvet talebi’ tabur tarafından yerine getirilmeye çalışıldı.[10]

Haberi alan 27.Alay Komutanı Yarbay Şefik (Aker), durumu (açıkta demirleyen ve filikalarını indirerek,karaya asker gönderecek olan gemilerin varlığını) Saat 02.30’da 9.Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey’e bildirdi.[11]

“Mevcudu 250 civarında olan 8. Bölük, sayısal üstünlüğü sürekli artan düşmanı, 27. Alay’ın taarruza geçtiği saat olan 08.00’e kadar, Arıburnu sahilinin derinliklerinde arazi yapısından ve bitki örtüsünden de yararlanarak oyalamayı başardı.

Ancak bunun karşılığında ise mevcudunun yüzde 70’den fazlasını kaybetti. Saat 04.30’dan 08.00’e kadar geçen 3,5 saatlik sürede, yukarıda adı geçen 8. Bölük bütün mevcudu, 2. Tabur’un 5 ve 7. Bölükleri ise birer takımları ile toplamda yaklaşık 400 kişi, sayısı saat 08.00 itibariyle 8.000’e ulaşan düşmana karşı kahramanca direndiler.

  1. Bölük’ten Yüzbaşı Faik, Asteğmen Lâpsekili Muharrem, Asteğmen İbradılı İbrahim Hayrettin, Başçavuş Gelibolulu Süleyman, 7. Bölük’ten Asteğmen İsmail Hakkı, 5. Bölük’ten Asteğmen Mustafave diğerlerinin özverili direnişi sayesinde kazanılan zaman içinde önce 27. Alay, ardından 57. Alay muharebe meydanına gelerek, düşmana taarruz ettiler.”[12]

Sabahın alacakaranlığında Saat 04.30’da düşmanın karaya ayak basması ile başlayan muharebelerde Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik Bey yaralandı.[13] 4.Bölüğün bu kahramanca savunması düşmanı (Anzakları) şaşırtmış; Conkbayırı ile buradan Kabatepe’ye inen Topçularsırtı yüksek hattını güneş doğmazdan evvel tutmaktan ibaret olan başlıca vazifelerini yapmak için süratle ilerlemekten çekinmişler, bu durum Türk ihtiyat birliklerinin zaman kazanmasına sebep olmuştu.[14]

  1. Alayı derhal alarma geçiren komutan Yarbay Şefik Aker, bölük komutanlarını toplayıp “silah başı yapılmasını, hayvanların yemlenmesini ve askere tayın dağıtılmasını” emredip, 15 dakika sonra tüm bölüklerden “hazır olduklarına dair tekmil” almış[15]; tekrar telefona sarılarak, 9.Tümen kurmay başkanına “Hulusi Bey, Arkadaşlarımız orada ateş içinde yanıyor. Biz daha bekleyecek miyiz?”[16] diyerek, harekât iznini tekrar istemişti. Ancak Hulusi Bey, “bu çıkarmanın bir gösteri olmadığı ne malum? Gerçek çıkarmanın nereden yapıldığı anlaşılmadıkça size harekât emrini nasıl verelim?”[17] cevabını vermişti.

Böylece Arıburnu’nda karaya çıkan düşmana bir saat daha geç müdahale edilerek, düşmanın araziye yerleşmesi maalesef sağlanmıştır.[18]

Sabah Saat 05.45’de 9.Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey’den “Çamburnundaki dağ bataryası da emrinde olmak üzere, düşmanı denize dökmek üzere derhal Kabatepe yönünde hareket edin”[19] emrini alan 27.Alay Komutanı Şefik (Aker) Arıburnu, Kemalyeri’ne doğru (3,5 km’lik mesafedir) harekete geçti.[20]

“27. Alay, Eceabat’tan yola çıktıktan sonra, Topçularsırtı’nın doğusunda, Kocadere yönünde yer alan ve kuzey–güney doğrultusunda uzanan Kavak Deresi’nin yatağından ilerleyerek saat 07.40’da Kemalyeri–Sancak Tepe hizasına ulaştı. Bu andan itibaren sola (batı yönüne) çark ederek

Topçularsırtı’nın üzerine ilerleyen 27. Alay’ın 1. ve 3.Taburları, hemen sırtın doruk çizgisinin, Kocadere Köyü’ne bakan doğu yamacında taarruz için tertiplendiler.

Saat 07.55’de 27. Alay Komutanı Yb. Mehmet Şefik taarruz emri verdi. Bu emir üzerine Saat 08.00 civarında 1. ve 3. Taburlar, Topçularsırtı üzerindeki Kemalyeri–Sancaktepe hattından açılarak, Anzak kuvvetlerinin işgal etmeye başladığı hattın merkez kesimine (Merkeztepe-Bombasırtı hattı) ve güney kanadına (Kırmızısırt–Kanlısırt hattı) doğru,”[21] [Saat 5.45’de yürüyüşe başlamalarından 2 saat, 15 dakika sonra], Saat 08.00’de 27.Alay birlikleri düşmana karşı taarruza başladılar.

Adanabayırı’nı süratle tutan 27.Alay 1.Taburu, Kanlısırt doğu yamaçlarında bulunan düşmana  taarruz ettirilip, Çataldere ve Karayörükderesi’ne kadar olan araziye hâkim oldu. Alayın 3. Tabur’u Fundalıksırtı’nın kuzeybatısında dere içinde ve İncebayır’da bulunan Anzakları geri

attı.

27.Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey’e göre, 4.000 civarındaki ilk karaya çıkan düşman birliği karşısında, 27.Alay’a bağlı 2.Taburun 4.Bölüğü’nün yalnız 2. ve 3.Takımlarıyla azami 160 kişilik bir kuvvetle karşı konulmuş, bu kahraman takımların hareketi Anzak kuvvetlerinin ilerleyişini bir nebze olsun durdurmuştur.[22]

Ordu Komutanı (Alman) Liman Paşa Saat 05.00’da çıkarma haberini almasına rağmen, “çıkarmanın Saros körfezinden olacağını öngördüğünden” oraya gitmeyi tercih etmiş, bir süre

bekledikten sonra 3.Kolordu Komutanı Cevat Paşa’yı Eceabat’a göndermişti.[23]

27.Alay komutanı Yarbay Şefik Aker’in ifadesine göre, düşman eğer ihraç (karaya çıkma) esnasında (akıntı nedeniyle, daha güneye çıkma) hatası işlememiş olsaydı, Saat 05.00’e kadar çıkan 4.000 neferle, Saat 06.00-07.00 arası çıkan ikinci 4.000 kişilik kuvvet, ilk Türk mevzilerini işgal ederek daha ilk günden Arıburnu’na yerleşebilirdi.

 

Ve, 19.Tümen Komutanı Yb.Mustafa Kemal Bey’e Bilgi Veriliyor…

Bu gelişmeler olurken, 25 Nisan 1915 Pazar günü sabaha karşı saat 05.30’da Eceabat’tan (27.Alay’ın bağlı olduğu) 9.Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, Mustafa Kemal’in komutanı olduğu 19.Tümen’e “düşmanın Arıburnu ile Kabatepe arasında birçok harp ve nakliye gemileriyle kıyıya yaklaştığı ve ihraca başladığına dair” haber alındığını yazılı olarak tebliğ edilip, “en yakında bulunması hasebiyle Yarbay Mustafa Kemal Bey emrinde olan “19.Tümen’e bağlı Maltepe’deki kuvvetlerden bir taburun, Kabatepe’nin kuzeyindeki Arıburnu’na karşı olan sırtlara acele olarak sevk edilerek sonucun bildirilmesi” isteniyordu.[24]

Haberi alan 19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 45 dakika içinde hazırlıkları yapıp, Saat 07.39’da, 57.Alay ve bir dağ bataryası ile Bigalı-MatikderesiKocaçimen-Conkbayırı istikametinde yürüyüşe geçerek, 2 saat, 45 dakikalık bir yürüyüş sonunda Saat 10.00 civarında

boyunda (261 rakımlı tepede) olup, 57.Alay’ı düşmana taarruz ettirdi. Böylece, ilk günde amirlerinden “emir beklemeden” 19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal cepheye kendisine bağlı olan 57.Alay ve diğer alaylarla birlikte hareket etmiş, Conkbayırında “cephanesi bittiği için düşmandan kaçan askerlere” tarihi meşhur emrini vererek “düşmandan kaçılmaz, süngü tak” demiş ve böylece cephede komutayı eline almıştır.

Yarbay rütbesi ile 1 Mayıs 1915 itibariyle, komutanı olduğu 19.Tümen mevcudu 33 Tabur’a ( Bir Kolordu ya) ulaşmış) ve Arıburnu Cephesini Sağ, Merkez, Sol ve Topçu Birlikleri olarak dörde bölerek “Arıburnu Kuvvetleri” komutanı olarak  yönetmiştir. Bu, I.Dünya Savaşı boyunda “cephede kendisinden üst rütbede çok sayıda asker olduğu halde) hiçbir komutana nasip olmamış bir durumdur.

Haluk Oral, Çanakkale Savaşları’nda 25 Nisan 1915 günü Kabatepe-Arıburnu bölgesinde “savaşın kaderini, Anzakları Conkbayırı’ndan sahile atan 19.Tümen Kumandanı Yarbay Mustafa Kemal ve  Seddülbahir bölgesinde ise  düşmanı durduran 9.Tümen’e bağlı 26.Alay Kumandanı

Binbaşı Kadri Bey’in değiştirdiğini” belirtmektedir.[25]

 

  1. Seddülbahir [Güney] Cephesi Kara Çıkarmasına İlk Müdahale Eden Birlikler

 

 

25 Nisan 1915 sabaha doğru, Gelibolu Yarımadasının güneyinde Seddülbahir-Morto koyu arasına “zamanın süper donanma gücü bombardıman desteği” altında çıkarma yapan İngiliz ve Fransız birliklerine ilk müdahaleyi (direnişi) yapan kahramanların destansı savunması aşağıda sunulmuştur.

“Düşmanın ana çıkarma bölgesi Seddülbahir’dir. Yarımadanın güneyini oluşturan Seddülbahir-Morto ve çevresinin tüm gözetleme, güvenlik ve savunma görevini üstlenen, 9. Tümen’in 26. Alayı Çamtepe’den Kerevizdere’ye kadar uzanan kıyı şeridine yerleştirildi.

  1. Alay 3.Taburunun sorumluluk alanı 6 kilometreyi aşkın kıyı şeridi idi. 10. Bölük Ertuğrul Koyu sırtlarında ve 12. Bölük Tekke Koyu üzerine yerleştirilmişti. 9. ve 11. Bölükler de tabur ihtiyatı olarak Ahmet Ağa bayırı, Kızlarsırtı çevresine yerleştirilmişti.

9.Tümen’in 25. Alay ve Tümen karargâhı Sarrafım çiftliğinde ve ihtiyat olarak ayrılmıştı.

“25 Nisan 1915 Pazar günü sabahının alacakaranlığında Seddülbahir dolaylarında irili ufaklı birçok savaş ve taşıt gemileri ile sarılmış olduğu görüldü. Saat 04.30’da cehennemi bir ateş başladı.

İngiliz filosunun ilk dönemdeki ateş gücü 62 ağır namlu, 104 ortalama namlu ve 163 hafif namlu olmak üzere toplam 329 top idi. Ayrıca Queen Elizabeth muharebe gemisi de çoğu zaman bu kesimde bulunuyor ve taşıdığı 381 mm’lik taretleri ile filoyu destekliyordu.

Tabur Komutanı Binbaşı Mahmut Sabri Bey, bağlı olduğu 9.Tümen, 26. Alay’a gönderdiği ilk raporunda;

1- ‘12 muharebe gemisi ve Kruvazör,

2- 15 muhrip ve torpidobot,

3-10 büyük taşıt gemisi,

4-13 daha küçük taşıt gemisi ve

5- 2 duba ve sayısız şalope, layter ve kayıklar’

şeklinde gördükleri düşman savaş gemilerini listelemişti.”[26]

 

1-Morto koyuna (Eskihisarlık kıyısına) ‘S sahili’ adını veren düşmanın hedefi, 36 metre yükseklikte üzerinde eski bir hisar bulunan dik bir uçurumun biraz batısında bulunan Hisarlık Tepe’ydi. Eğer bu sırt ele geçirilirse, düşman Morto koyunu kontrol edecek ve Tenger sırtlarındaki Türk topçusunu baskı altında bulunduracaktı. Buradaki müdafaa kuvveti 26. Alayın ihtiyattaki 2. Taburunun, 8. Bölüğünden bir takım idi.

Düşman denizden aldığı bombardıman desteğine rağmen, 8.Bölüğün 1 Takım

askeri karşısında ancak Saat 07.30 da karaya çıkabildi. 20 dakika için Türk siperlerini ele geçirdikten sonra, Eskihisarlık’ı işgal edip, yarlara sığınıp kaldılar.

 

2-Ertuğrul Koyu’naV sahili’ adını veren düşman, buraya bir Alaydan fazla kuvvet çıkarmış ve Seddülbahir bölgesindeki harekâtın odak noktası yapılmıştı. Buradaki savunma kuvveti

  1. Alay, 3. Tabur’a bağlı 10. Bölük’tü. Bölük bir takımı ile Ertuğrul tabyasında, diğer takımı ile Seddülbahir önlerinde siperlerde düşmanı karşılamaya hazırdı.

25 Nisan 1915, Saat 06.30 da bu koya çıkacak kuvveti taşıyan beş yedek kafilesi sahile yanaştığı zaman şiddetli bir ateş başladı. Filikalardaki askerlerin bir kısmı öldü, bir kısmı boğuldu.

Sahile ayak basanlar da yarların kenarına sığındılar. (Modern zamanların Truva atı olan) River

Clayde[27] gemisi, içerinde 7 bölük olduğu halde kuma oturdu. Köprü yapılamadı. Askerlerin bir kısmı boğuldu.

RESİM7

Burada akraya çıkmak isteyen birlikler büyük zayiata uğratıldı. Çıkartmaya ara verildi. Öğleden sonra tekrar harp gemilerinin ateşi ile çıkartma yeniden başladı ve diğer kıtaları ancak gece çıkartmayı başarabildiler.

Askerlerden 1.000 kişi geceye kadar kömür gemisinde hapis kaldı. Buraya çıkmak isteyen 3 tabur büyük zayiat vermiş, deniz kırmızıya boyanmıştır.”[28]

“Bütün bunları yapan, köyün batı yönünde yerleşen ve köyü yandan gören 5 manga asker ile başlarındaki 10. Bölük, 1.Takım ikmal erlerinden Ezineli Yahya Çavuş’tu. Yahya Çavuş ve arkadaşları o gün sayısız ve dehşetli bombardımana karşı akşama kadar sebat ederek düşmanın yüzlerce askerini öldürmüş, denizi de kızıla boyamıştır.

Düşmanın, Tekke Koyu’ndan Saat 14.00’e doğru Aytepe’yi batı ve güneyden kuşatması, düşmanı sahilde tutup ilerlemesine mani olan Yahya Çavuş’un durumunu iyice nazik bir hâle sokmuştur. Öğleden sonra Saat 15.00’te Aytepe’nin düşmesi Tekke Burnu’ndan Sığındere’ye (Zığındere’ye) kadar uzanan sırtın kuvvetli bir surette işgal edilmesi ile sonuçlanmıştır.

Düşmanın makineli tüfekler yerleştirerek Ertuğrul Tabyasını arkadan sardığı haberi ulaştığında geri çekilmekten başka çaresi kalmadığını anlayan Yahya Çavuş, mahcup bir vaziyette Harapkale’deki bölük komutanına katılmaya mecbur kalmıştır.

Ertuğrul Koyu’nu 12 saat müdafaa ederek, bir tabur kadar iş gören ve Ertuğrul Koyu’nun savunmasını üzerine alan Yahya Çavuş ve arkadaşları da Harapkale’ye doğru çekilmek zorunda kalmıştı. Bölük komutanı Hasan Efendi’nin şehadeti, tabur komutanının yaralanması Yahya Çavuş’un kahramanlığının duyulmasını geciktirmiştir.

Yahya Çavuş’un bütün gayretlerine rağmen Ertuğrul Tabya harabesi, akşamdan sonra düşmanın eline geçmiş, ama geriden takviye olarak gelmekte olan birliklere büyük bir zaman kazandırmıştır.”[29]

 

3-Tekke koyu [W sahili] 27 metre yüksekliğinde uçurumlarla çevrelenen yarların bir yanında 35 m. rakımlı Karacaoğlan Tepe diğer yanında da 42 m. rakımlı Beyaz Tepe vardı. Buraya çıkarma yapan düşmanın (İngilizlerin) amacı Ertuğrul koyundaki harekâtı kolaylaştırmaktı. Düşman bu sahile bir tabur asker karaya çıkarmış olmasına rağmen, Türk askerinin direnmesi karşısında ilerleyememiş; ancak Tekke Burnunun kuzeyine çıkan birliklerin yardımı ile sahile hâkim tepeleri ele geçirip burada tutunmakta başarılı olmuşlardır.

Buradaki savunma kuvveti 26. Alay, 3. Tabur’unun 12. Bölüğü idi. Bölüğün bir takımı 35 rakımlı Karacaoğlan Tepe’de, de bir takımı Aytepe’de bir takımı da sağ taraf gerisinde ihtiyatta idi. Birlikleri taşıyan ilk filika karaya oturunca ateş başlamış ve ağır zayiat ile sahil kenarındaki siperler

alınmış ve tugay komutanları yaralanmıştır.[30]

4-İkiz Koy (‘X sahili’), “18 metre yüksekliğinde yumuşak ve çıkılabilir bir uçurumun eteğinde idi. Bu sahilde İki tabura yakın kuvvet çıkacaktı. Bir tabur iki kademe halinde Saat 06’dan 07.30’a kadar çıkarıldı. Buraya çıkan birlikler Sığındere’ye çıkan birlikler ile işbirliği kurarak Alçıtepe eksenini zorlayan harekâtı tamamlayacaktı.

Burayı savunan birlik, 26.Alay’ın 12. Bölüğü’nün ihtiyat takımından bu tarafa sürülmüş ‘sadece bir mangalık’ kuvvetti. 500 metre geride de de ihtiyat takımı bulunuyordu.

Muharebe sonucunda bu bölgeye çıkan İngiliz birlikleri sahile hâkim sırtları ele geçirmede başarılı olmuşlardır.

 

5-Sarısığlar Koyu (‘Y sahili’), Sığındere’nin kuzeyinde bulunan bu koy, kayalık bir sırtın altında bulunmaktadır. Düşman buraya iki tabur, bir bölük ve bir denizci müfrezesi çıkarmıştır. Bunların vazifesi  Seddülbahir mıntıkasındaki Türk kuvvetlerinin önünü kesmek ve güneydeki diğer hareketlere yardım etmektir.

Buranın tamamen boş olduğu saptanmış ve baskın şeklinde çıkarma için seçilmişti. Gemiler tüm ışıklarını söndürerek 02.30’da hareket ettiler, 04.30’da kıyılara geldiler ve 06.50’de bütün İngiliz tugayının çıkarılması tamamladılar.

Burada sadece 26.Alay, 2.Tabur’unun 6. Bölüğünün kuzeye sürdüğü takımdan bazı keşif kolları ve birkaç devriyeden başka bir Türk kuvveti yoktu. (Allah’tan burada karaya çıkan) İngilizler, harekât emri almadıklarından ve Seddülbahir bölgesindeki durumu da öğrenemedikleri için çıkılan kıyı sırtlarında beklemek zorunda kalmışlardır. Buradaki birlikler 26 Nisan sabahı geri alınmıştır.

Burada Türk mucizesi gerçekleşmiş; 12 taburdan oluşan, 29.İngiliz Tümeni, 9.Türk Tümen’ine bağlı olan 26.Türk Alayının topsuz ve makine tüfeksiz iki taburu karşısında durmuştur.

Zamanı nsüper filolarının denizden bombardıman desteğine rağmen, düşman 25 Nisan1915 Pazar günü akşama kadar Seddülbahir cephesinden Tekkekoyu’nu ileri geçememişti. Ancak Tekke Burnu kuzeyine çıkarılan bir taburun yardımı ile Aytepe Saat 16.00’da,Ertuğrul tabyası da Saat 17.00’de ele geçirilmiştir.

25 Nisan 1915 Pazar günü öğlene kadar kahramanca savunmaya devam eden 26. Alayın 2. ve 3. Taburu, kendilerinden on misli fazla olan kuvvet karşısında ancak sağ tarafını bir parça geri çekmiştir.”[31]

Sıra İngiliz hayallerini yıkmaya gelmiş; “Balkan Savaşı’nda uğranılan ve boyunları bükük  gezdiren ağır mağlubiyetin intikamını almaya yemin edenler” çıkacak savaşta önüne kim gelirse “bu intikam duygusu” ile mücadele edeceklerdi.

Ertuğrul ve Tekke Koylarının yamaçlarında, Ay Tepe’de, Gözcübaba Tepesi’nde, Harapkale Tepesi’nde, Seddülbahir Köyü’nün sokaklarından ve Arıburnu sahillerinin derinliğinde çarpışan Türk askerinin kararlı ve inatçı savunması İngiliz-Fransız hayallerinin, Gelibolu kıyılarının kumsallarında yok etmiştir.

“Kararlı ve inatçı savunmaları ile bir büyük savaşın değil, Büyük Türk Milleti’nin de kaderini belirleyen bu askerlerden Seddülbahir kesimini savunanlar, 9.Tümen’in 26. Alay’ının 3.Taburu’nu oluşturan, birçoğunun ismi bilinmez kahramanlarıdır.

Ölümü göze almış bu kahraman askerler, Tabur Komutanı Binbaşı Mahmut Sabri Bey ve komutası altında emirlerine verilen 200 kişilik İstihkâm bölüğü dâhil, toplam 1.300 kişiden ibarettir

Tabur’un ateş gücü ise 4 adet 37,5 milimetrelik yarı otomatik top ile askerin elindeki Mauser 1903 modeli piyade tüfeklerinden ve süngülerden ibarettir.

Tabur’un fazladan, 50 sandık dolusu piyade tüfeği mermisinden oluşan yedek cephanesi vardır. Aslına bakılırsa, o çıkarma gününün (25 Nisan 1915, Pazar) sabahında ve ilerleyen saatlerde 3. Tabur sahip olduğu olanakları en iyi şekilde kullanmış ve kendisiyle oranlanmayacak sayısal üstünlüğe ve ateş gücüne sahip bir düşmana karşı ilk “20,5 saat” tek başına dayanmıştır.

Sonraki 12 saat boyunca ise, 25.Alay’ın, 1.Taburu’ndan gelen iki piyade bölüğü ve iki adet makineli tüfekten oluşan destek ile kendisini bir hamlede söküp atmayı amaçlayan İngiliz saldırısını toplam 32,5 saat boyunca tutmayı başarmıştır.

İnatçı bir savunma sonucunda kazanılan zaman içinde Türk tarafının elde ettiği en önemli kazanç, ilk 24 saat içinde öngördüğü hedeflere ulaşmayı planlayan düşmanın bu süreçteki taarruz gücünün ve moralinin kırılmış olmasıdır.

İngilizler, daha harekâtın ilk günlerinde kaybettikleri bu 32,5 saati, Türk toprakları üzerinde geçirdikleri 8,5 ay (259 gün x24 saat=6.216 saat) boyunca hiçbir zaman telafi edememişler ve ilk 24 saat içinde ulaşmayı planladıkları hedeflerine asla ulaşamamışlardır.

Aslına bakılırsa bu durumu da bir türlü de kabullenememişlerdir. İşte, İngiliz otoritelerinin ve hatta ne yazık ki bizden de bazı tarihçi ve araştırmacıların bir türlü

kabul edemediği şaşırtıcı ve çarpıcı gerçek budur.”[32]

Seddülbahir’deki bütün birlikler, bir ölüm kalım savaşı verdiği halde, bağlı oldukları 9. Tümen komutanı Halil Sami Bey, bu birliklerle 25 Nisan 1915 Pazar günü Saat 14.15 sıralarında irtibat kurabilmiştir.[33]

“Kar izleri örtmesin” diye 109. yıldönümünde hatırlatıyoruz.

Evvel gidenlere selam olsun.

[1]             Mustafa Kemal

[2]             Tuncay Öğün, Osmanlı Rus harplerinde Sarıkamış ve Sarıkamış Kasabasının Ortaya Çıkışı, Yayınlanmamış Mastır Tezi, İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enst., Tarih Ana Bilim Dalı, Malatya 1992, s.101

[3]             Melike Bayrak, 25 Nisan 1915 Çanakkale Kara Muharebeleri, http://www.geliboluyuanlamak.com/222_25-nisan-1915-canakkalekara-muharebeleri-melike-bayrak.html (24.4.2009)

[4]             Alayların 1.Taburuna bağlı bölüklere 1,2,3, ve 4; 2.Taburuna bağlı olan bölüklere, 5,6,7 ve 8 ; 3.Taburu’na bağlı olan bölüklere de 9,10,11 ve 12 numarası verilmekteydi. Bazı kaynaklarda verilen “4. Tabur” ifadesi bu nedenle doğru değildir.

[5]             “Takım komutanı, Gelibolulu Süleyman Çavus’tu. Yaralandıgı için komutayı Faik Efendi, onun da yaralanması sonucu Lapsekili Muharrem Çavus almıstır. (Kaynak: Sefik Aker, Çanakkale-Arıburnu Savasları ve 27. Alay, Çanakkale Hatıraları, Cilt-I, Arma Yayınları, Yay. Haz. Metin Martı, İstanbul 2002, s.200 v.d.’den aktaran: Murat Karataş, Haritalarla Çanakkale Savaşları, OMÜ, SBE, Master Tezi, Çanakkale 2006, s.32)

[6]             Karaya çıkan İngilizlere (Anzaklara) ilk müdahaleyi yapanlardan biri olan İbradılı İbrahim Hayrettin, 1935 yılında yazdığı mektubunda ilk çıkarmanın 25 Nisan 1915 sabahı, Saat 4.30’da olduğunu yazmıştır. (Prof. Haluk Oral, NTV Tarih Dergisi, Nisan 2009’dan alıntılayan: http://www.geliboluyuanlamak.com/220_tarihin-kiyisinda-bir-kahraman-ibradili-ibrahim-haluk-oral.html)

[7]             Zekeriya Türkmen, 19. Tümen Ceridesine Göre Çanakkale Muharebelerinde İlk Gün: 25 Nisan,  http://www.geliboluyuanlamak. com/320_19’uncu-Tumen-C eridesine-Gore-CanakkaleMuharebelerinde-Ilk-Gun:-25-Nisan-1915-(-Dr–ZekeriyaTurkmen-).html)

[8]             http://www.gallipoli-1915.org/gursel.yol.htm

[9]             Erol Mütercimler,  Gelibolu, Alfa Yay., 5.Baskı, İstanbul 2005, s.259

[10]           Zekeriya Türkmen, a.g.makale

[11]           Erol Mütercimler, a.g.e., s.280

[12]           http://www.gallipoli-1915.org/gursel.yol.htm

[13]           Zekeriya Türkmen, a.g.makale

[14]           Zekeriya Türkmen, a.g.makale

[15]           Erol Mütercimler, a.g.e., s.262

[16]           http://www.gallipoli-1915.org/gursel.yol.htm

[17]           http://www.gallipoli-1915.org/gursel.yol.htm

[18]           Gürsel Akıngüç, 25 Nisan 1915 Çıkarmaları Sırasında (Ertuğrul ve Tekke Koyları ile Arıburnu Sahillerinde) Türklerin Makineli Tüfekleri Var Mıydı? http://www.geliboluyuanlamak.com/338_25-nisan-1915-cikarmalari-sirasinda-ertugrul-vetekke-koylari-ile-ariburnu-sahillerinde-turklerin-makineli-tufekleri-var-miydi-2-bolum-gursel-akinguc.html (24.4.2011)

[19]           Erol Mütercimler, a.g.e., s.280

[20]           24/25 Nisan gece tatbikatından yorgun dönmüştür. (Erol Mütercimler, a.g.e.,s.262)

[21]           http://www.gallipoli-1915.org/gursel.yol.htm

[22]           Bu kadar az birlik bırakılmasının sorumlusu ise Liman Paşa’dır. Asıl çıkarmayı

(19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal ve 9.Tümen Komutan’ı Albay Halil Sami Bey’in aksine) “Saros Körfezi’nden” beklemektedir.

[23]           Erol Mütercimler, a.g.e., s.263 v.d

[24]           Zekeriya Türkmen, a.g.makale

[25]           Haluk Oral, “Tuncay Yılmazer’le Arıburnu 1915 Söyleşisi” , 22 Mart 2008

[26]           Melike Bayrak, 25 Nisan 1915 Çanakkale Kara Muharebeleri, http://www.geliboluyuanlamak.com/222_25-nisan-1915-canakkale-kara-muharebeleri-melikebayrak.html (24.4.2009)

[27]           Eski kömür gemisi olup, İskoçya’nın Glasgow şehrinin kenarında kurulduğu nehirden adını almıştır. Kömür gemisi asker taşımak amamcıyla düzenlenmiş ve güvertesine kum torbaları, makineli tüfek ve top yerleştirilmiştir.

[28] Melike Bayrak, a.g.makale

[29]           Mahmut Sabri Bey, Seddülbahir Muharebesi: 26. Alay. 3. Tabur Harekâtı, Çanakkale Hatıraları III, (Haz. Metin Martı), Arma Yayınları, İstanbul 2002, s.73 v.d

[30]           Binbaşı Mahmut Sabri Bey’in ifadesi ile, ‘Senelerden beri rengini muhafaza eden denizin rengi millet fedâilerinin kurşunları ile düşman cesetlerinden boşalan kanla’ değişmiştir. (Mahmut Sabri Bey, a.g.e., s.69)

[31]           Melike Bayrak, a.g.makale

[32]     Gürsel Akıngüç, 25 Nisan 1915 Çıkarmaları Sırasında (Ertuğrul ve Tekke Koyları ile Arıburnu Sahillerinde) Türklerin Makineli Tüfekleri Var Mıydı? http://www.geliboluyuanlamak.com/338_25-nisan-1915-cikarmalari-sirasinda-ertugrul-vetekke-koylari-ile-ariburnu-sahillerinde-turklerin-makineli-tufekleri-var-miydi-

2-bolum-gursel-akinguc.html (24.4.2011)

[33]           Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi: Osmanlı Devri : Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi: Çanakkale Cephesi Harekatı (25 Nisan 1915 -Mayıs 1915), ATASE Yay., Ankara 1978, s.270