Giresun Üniversitesi’nde eski Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun ve ekibine yönelik Danıştay kararıyla yargılama sürecine taşınan olaylar, akademik etik ve liyakat tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
İddialar, yönetimin FETÖ/PDY soruşturmalarını bir intikam aracı olarak kullanarak üniversitede güç ağları oluşturmayı hedeflediği ve bu süreçte hukuki dayanaktan yoksun tasfiye girişimlerine yer verildiğini ortaya koyuyor.
Eski Rektör Coşkun’un, kendisinden önceki Rektör Prof. Dr. Aygün Attar’a yönelik “FETÖ’cü” suçlamaları ve tasfiye girişimleri, Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak etik ve liyakat ilkelerinin ihlal edildiği bir örnek olarak değerlendirildi. Ayrıca, üniversitedeki soruşturma komisyonlarının bazı dosyaları bilinçli olarak sonuçsuz bıraktığına dair bulgular, denetim mekanizmalarının işlevsizliğini gözler önüne seriyor.
Danıştay’ın verdiği bu karar, yalnızca bireysel bir dava değil, üniversite yönetimlerinde etik ve hesap verebilirlik ilkelerinin yeniden yapılandırılması gerektiğinin bir uyarısı niteliğinde. Türkiye’nin akademik geleceği, liyakat ve etik değerlerin güçlendirilmesine bağlı görünüyor.
CANDEMİR SARI’NIN YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ