Dal-çık projesi ve Öresund Boğazında yaşadığım bir anı

Giresun’un en önemli sorunlarını masaya yatırdığımızda trafik ve ulaşım konusunun her zaman 1 numaralı mesele olduğunu görürsünüz.

Yayınlama: 19.10.2023
173
A+
A-

 

Giresun’un en önemli sorunlarını masaya yatırdığımızda trafik ve ulaşım konusunun her zaman 1 numaralı mesele olduğunu görürsünüz.

Şehir merkezinde ve çevresinde trafik yoğunluğu ve ulaşım sorunları son raddesine ulaşmıştır.

Tabir yerinde ise bardak artık taşmıştır!

Özellikle Giresun Limanı girişindeki trafik sıkışıklığı bu konuda önemli bir sorun olduğu aşikardır.

Şehir içinde park sorununa bir başka zaman değineceğimizin bilinmesinde fayda var.

Kaldı ki hiçbir sorun çözümsüz değildir.

Giresun Limanı girişindeki sorunun çözümü 2 yolla mümkündür… Ya çevreyolu bir an önce hayata geçirilmeli ya da Liman girişindeki sıkışıklığı bertaraf etmek için çalışma yürütülmelidir.

Bu noktada mantık iki alternatif sunmaktadır… Birincisi dal-çık, ikincisi ise viyadüktür.

Şüphesiz ki önerilen her iki projenin de artıları ve eksileri vardır.

Viyadük yapılması halinde Giresun şehrinin önünde devasa bir kütle yol, görüntü kirliliğine sebep olacaktır. Bu da şehrin estetik yapısında geri dönülmez hasara sebep olacaktır.

Vakıa Espiye örneğinde olduğu gibi!

Çözümün diğeri ise hayata geçirilmeye çalışılan dal-çık projesidir. Bu önemli bir alternatiftir. Elbette bu hususunda sakıncaları yok diyemeyiz.

Amerika’da sabah uyandığımda konu ile ilgili bir haber dikkatimi çekti.

Giresun Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Apaydın, “Gelecekte geçmişte yaşananlardan bile daha büyük sorunlara zemin hazırlamayalım” demiş.

İHA Giresun bürosundan arkadaşlarımın yaptığı haber çok uzundu. Acaba Profesör hangi uyarıda bulundu diyerek okumadan da edemedim.

Özetle Apaydın, Giresun Limanı girişindeki trafik sıkışıklığına çözüm olarak yürütülen dal-çık projesinin bazı risklere sahip olduğunu belirterek bu projenin sadece trafik sorununa odaklanması, çevresel drenaj sorunlarını artırabileceğini vurgulamış. Proje sırasında yoğun suyla karşılaşılacağını öngörerek, inşaat sırasında ve sonrasında pompajlı tahliye sistemi kurulması gerektiğini ifade etmiş. Ayrıca, yağmur suyu drenaj kapasitesini artırmak için çeşitli önlemlerin alınması gerektiğini söyleyerek uzun vadede su toplama havzasından gelen suyun denize boşaltılması için çözümler araştırılması gerektiğini belirtiyor.

Kısaca, dal-çık projesinin uygulandığı bölgenin yükünü hafifletmek için bu önlemlerin alınması gerektiğini, sadece trafik sorununu ele almadan çevresel drenaj sorunlarını da dikkate alması gerektiğini ifade ediyor.

Elbette hocamız bilim adamı olarak uyarılarını sıralayarak yerden göğe kadar haklılığını bilimsel olarak vurguluyor.

Haksız olduğu yön ise bu kadar korkulmaması gerektiği yönündedir.

Neden mi?

Kısaca anlatalım.

Yaklaşık 15 yıl önce meslektaşım Ethem Bakar ile kısa bir tatil için Malmö’yü gözümüze kestirerek Almanya’dan yola çıkmıştık.

Danimarka’nın Kopenhag kentine varınca İsveç’in Malmö kentine tren ile gitmemiz gerektiği salık edilmişti. Her iki ülkenin ünlü kentleri denize sınır idiler. Arada Öresund Boğazı bulunuyordu. Bindiğimiz tren önce 4 km. uzunluğundaki tünele girdi daha sonra ise denizin ortasında bulunan 7.8 km’lik köprüye kavuştu. Yapının kara üzerinde kalan eklentileri ile 16.4 km olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Şaşkındık.

Trenin penceresinden bakınca, ilginç tünel-köprü bileşkesi yapı aracılığıyla seyahat edeceğimizi bilmiyorduk.

1995 yılında inşa çalışmalarına başlanılan Öresund Köprüsü ve Tüneli projesi 2000 yılında tamamlanarak hizmete açılmış. Bu ulaşım bağlantısı, İsveç ve Danimarka arasındaki ticaret ve turizmi kolaylaştırmış, bölge ekonomisine büyük katkı sağlamış.

Asıl konumuza bu anlattıklarımız ışığında geri dönecek olursak ister istemez sormak icap ediyor!

“Karadeniz’e kıyasla daha hırçın dalgalara ve hava koşullarına sahip İskandinavya denizinin tam ortasına 11.8 km’lik yapı kondururken bir şey olmuyor da Giresun’da ana karanın içine kondurulacak 2 km’lik projeden mi korkuyorsunuz?” demeden de geçemiyoruz.

Prof. Apaydın hocanın uyarılarını da dikkate alarak ivedilikle sorunun dal-çık ile çözüme kavuşturulması gerektiğine inananlardanız.

Aklın yolunun bir olduğuna inananlardanım.

Artık vakit geçirmeden güzel haberler bekliyoruz.

NOT: Giresun şehiriçi park sorunu ve Giresun ili çevre yolu konularına farklı zamanda değineceğiz.

REKLAM ALANI