Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını bugün, Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde düzenlenecek toplantıda belirleyecekmiş. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adayın toplantıda belirleneceğini, ancak ismin daha sonra açıklanacağını söylemiş. Kritik toplantı öncesi, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den ise dikkat çeken açıklamalar gelmiş. Akşener “Bazen gerçek komutan olmak için, apoletlerden vazgeçmek gerekir.” demiş.
Hangi apoletleri kastettiğini anlamadım, ama konu o değil.
Yukarıdaki haberi okuyunca 30 Aralık 2021’de yazdığım şu yazı aklıma geldi;
“’Ekmeleddin’ ismini daha önce hiç duymuş muydunuz?
Sonrasında da başka yerde duydunuz mu?
Ben de duymamıştım.
İhsanoğlu 1943 Kahire doğumludur. Mısır’da Hıdiviye Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nde yükseköğrenim gördü. 1966’da Fen Fakültesi’nden mezun oldu ve El-Ezher Üniversitesi’nde akademik hayata başladı. Yüksek lisansı sırasında El Ezher Üniversitesi’nde asistanlık ve Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okutmanlığı yaptı.
Türkiye’ye 1970 yılında geldi. 1974’te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra, Birleşik Krallık’ta Exeter Üniversitesi’nde doktora-sonrası çalışmalar yaptı.
1980 yılında İslam İşbirliği Örgütü’nün tavsiyesi ile İstanbul’da kurulan İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)’nin başkanlığına getirildi ve bu görevi 25 yıl sürdürdü.
Kütüğü Yozgat’ın İstanbulluoğlu Mahallesi’nde bulunan İhsanoğlu, 1971 yılında Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak isminin değiştirilmesi talebinde bulundu.
Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi de verdiği kararla Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ‘Ekmellettin Muhammet’ olan ismi ‘Ekmeleddin Mehmet’ olarak değiştirildi.
İhsanoğlu bundan 7 sene sonra yani 1978 yılında da Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak ‘İhsan’ olan soyadını ‘İhsanoğlu’ yaptı.
Kahire’de doğan, akademik güzergâhı Exeter’den de geçen, Türkiye’ye ancak 27 yaşında ayak basan, iki defa isim-soyisim değiştiren İhsanoğlu; Türk kamuoyu tarafından âniden ve birden 10 Ağustos 2014 tarihinde tanındı.
Bu tarihte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde İhsanoğlu, (buraya dikkat) CHP tarafından MHP’ye ‘ortak/çatı aday’ olarak önerildi ve kabul edildi.
İnanabiliyor musunuz, CHP tarafından MHP’ye önerildi?
Seçim sloganı da; ‘Ekmek İçin Ekmeleddin’ oldu.
Bu kadar teferruattan sonra artık soruya geçebiliriz.
Kahire doğumlu, Türkiye’ye 27 yaşında ayak basan, ismini ve soy ismini birkaç kere değiştiren, sınırlı bir çevre dışında tanınmayan İhsanoğlu’nun nasıl olup da birden ve âniden Cumhurbaşkanı adayı olarak takdim edilmesini hadi bir kenara bırakalım;
Bu kadar, o kadar önemli İhsanoğlu o tarihten bu yana nerededir, nasıldır, ne işle meşgul olmaktadır; bilen, duyan, gören var mı?
CHP ve MHP’nin 2014’deki akıllara sezâ o birlikteliği şimdi ne haldedir?
Sisler bulvarındayız… “
“6’lı Masa”nın bitmek bilmeyen toplantıları ve en son yukarıdaki açıklaması o sisler bulvarından halâ çıkamadığımızı gösteriyor.
Yeni bir “o tip” Ekmeleddin mi arıyorlar acaba?
Bulabilirler mi?
Bulurlar da, yine Kılıçdaroğlu Bahçeli’ye gidip o ismi önerebilir mi?
“Asrın felaketi” diyemeyiz artık, onu ne yazık ki gördük de; buna da“çeyrek asrın felaketi” diyebilir miyiz?
Aklınız alıyor mu?
O işin cereyan ettiği 2014’de Kılıçdaroğlu ve Bahçeli vardı.
Şimdi yine varlar.
Olmaz olmaz demeyin, siyaset bu, her şey olur, her şeye hazırlıklı olun.
Yoksa ne bileyim, Bahçeli bu sefer Kılıçdaroğlu’na gider, depremzedelerle konuştuğu üslûpla belirlediği adayı ona söyler mi?
Siyaset bu!
…
Yukarıdaki bölümü alıntıladığımız ve aşağıda linkini verdiğimiz yazımızda “Süleyman Şah” türbemizden de bahsetmişiz.
“Binali Yıldırım ve Davutoğlu; devr-i iktidarlarında, şu veya bu bahane ile Türk toprağı terkedilen bu zât-ı muhteremler neden o zamandan bu zamana o vatan parçası ile ilgili tek kelime etmemektedirler?
Hani ‘hakkımız bâki’ idi?
Tarihe bu dip notla geçeceklerdir. Unutmasınlar.
Tarih unutmaz”.
Yıldırım ve Davutoğlu yine meydandalar. Yine tarih yazıyorlar veya tarih onları yazıyor.
Ne biçim bir sisler bulvarıymış bu?