Trabzon’un birbirinden güzel mahalleleri vardır; Akoluk, Akyazı, Beşirli, Bostancı, Boztepe, Çağlayan, Çarşı, Çukurçayır, Gürbulak, Pelitli, Sanayi, Yalıncak…
Birbirlerine, hepsi de asfalt olan sokaklar, yollar, caddelerle bağlıdır.
Trabzon’un çok güzel ilçeleri de vardır.
Ortahisar(Merkezilçe), Akçaabat, Araklı, Arsin, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Çaykara, Dernekpazarı, Düzköy, Hayrat, Köprübaşı, Maçka, Of, Sürmene, Şalpazarı, Tonya, Vakfıkebir ve Yomra.
Hepsini de yine birbirlerine bağlayan asfalt caddeler vardır.
Ve üstelik yüzlerce güzel türküyle de bağlıdırlar yekdiğerlerine.
Adını saydığım her yol, yolların hepsi de Trabzon Merkez’e çıkar.
Peki Sümelâ nereden çıktı?
Her yol neden Sümelâ’ya çıksın?
Neden meselâ Akçaabat Kültür Yolu, Of-Sürmene Kültür Yolu, Şalpazarı Kültür Yolu, Tonya Kültür Yolu Festivalleri olmuyor da ille Sümelâ?
Hamsi Festivali yahut Akçaabat Köfte Yolu Festivali daha uygun olmaz mıydı?
Sümelâ dağ başında bir manastır harabesidir, Türkiye’deki yüzlercesi gibi.
15 Ağustos, Trabzon’un Kurtuluşu’dur.
Hz. Meryem de tesadüfen tam da 15 Ağustos’ta göğe yükselmiş?
Ayni güne denk gelmiş.
Heybeli papazı da 15 Ağustos’ta Trabzon’un Kurtuluşu için değil, “göğe yükseliş” için Sümelâ’ya geldi.
Gelirken; âmiri olan, bağlı bulunduğu İstanbul Valiliği ve Fatih Kaymakamı’ndan izin aldı mı?
Lozan’a göre Patrikhane, Türkiye kanunlarına tâbi bir kuruluştur. Patrik ve Patrikhane memurları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türk Hükümetinin muvafakatiyle tayin edilirler ve Türk Hükümetinin denetimine tabidirler. Başka ülkelerden, özellikle Yunanistan’dan rahip getirilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Patrik ve Patrikhane’nin 1453’ten 1923’e kadar sahip olduğu siyasî ve idarî, hak ve imtiyazlar kaldırılmıştır. Patrikhane ancak dinî ve ruhanî işlerle uğraşabilir.
Patrikhane İstanbul’daki Rum cemaatinin resmi temsilcisi olmadığı gibi, bu cemaat ile Türk resmi makamları arasında sözcülük, aracılık gibi işleri de yapamaz.
Lozan’a göre “sadece İstanbul sınırları içinde” oturan Rum asıllı Ortodoks vatandaşlarının dinî hizmetlerini görmekle yükümlü bir kilise durumundadır.
Öyle olduğu halde Patrik nasıl olup da Balıkesir’in Erdek ilçesindeki tarihi Kirazlı Manastırı’nda ayin yönetebilmekte; Van Gölü üzerindeki Akdamar Adasındaki Surp Haç Kilisesi’nde düzenlenen dini ayine katılabilmektedir?
“Sadece İstanbul sınırları içinde” oturan Rum asıllı Ortodoks’ların dini hizmetlerini görmekle yükümlü iken nasıl olup da “ekümenik-evrensellik”lik iddiasında bulunabilmektedir?
Türk Ortodoksların bile dini lideri değildir.
Rum Papaz haddini, hakkını, hukukunu iyi bilmelidir.
Lozan’ı iyi okumalıdır.
Lozan’ı herkes iyi okumalıdır.