Merkel önce Macaristan’ın ülke dışına çıkartmak istediği, büyük çoğunluğu genç erkeklerden oluşan, sınır ve kural tanımayan, küçücük çocuklarını sınır örgülerinin üstünden atmağa kalkan, güvenlik güçlerine saldıran Güney Asya ve Afrikalıları Almanya’ya doldurup, ardından diğer Avrupa ülkelerine satmağa! kalkışmıştı! Başta Polonya olmak üzere, bir çok birlik üyesi ülke, Merkel hanıma kırmızı kart gösterince, milyarlar vererek, memlekette hiç haz edilmeyen RTE ile gelenleri Türkiye’de tutması için bir antlaşma yapması, hem birlik üyelerini, hem de demokrasiye gönül vermiş insanları çok rahatsız etmişti. Ve bir defa daha Merkel’in ve de otomatikman Almanya’nın gerçek yüzünü göstermişti: Almanya elindeki maddi güçle arzusunu gerçekleştiriyor! AB olmazsa, Türkiye var! Yalnız ardından çıkıp, RTE ile yaptığım anlaşma sayesinde göçün önünü kestim açıklamasına kimseyi inandıramıyor, çünkü herkes Merkel’in unmöglich (mümkün değil) dediğini Avustarya’nın yaşama geçirip, sınır kapısını kapatmasıyla insan selinin durdurulduğunu biliyordu. Avusturya’yı Danimarka, Hollanda, İsveç ve diğerleri takip etti. İngiltere hapistekileri de yurt dışı etmeğe başladı! Almanya mahkum bile etmiyor! Merkel efendi pardon hanım devletten yardım almadığı söylenen özel gemileri, can kurtarma kandırmacasıyla, Afrika’nın bir iki mil açıklarından yüklediği (topladığı değil insanlar gemilerin yerini biliyorlar, bazıları denize atlıyorlar kurtarılanlar en yakın karaya çıkarılmaz mı) binlerce onbinlerce beleş yaşam avcısını İtalya’ya, İspanya’ya veya Yunanistan’a getiriyorlar oralardan da ver elini yeryüzün de cenneti ayaklar altına seren Almanya!
Denize düşenleri kurtarmak memleketlerin kanunlarıyla belirlidir: Almanya’da bu vazife ve yetki, Die Deutsche Gesellschaft zur Rettung der Schiffbrüchige (Gemi kazasına uğrayanları kurtarma derneği) isimli kurumundur, aynısı Akdeniz’e sınır olan ülkelerde de vardır. Niye onlar özel gemi göndermiyorlar? Niye alman sahil güvenlik botları Libya, Fas, Tunus önlerinde memleket kaçkınlarını kurtarıp! kıyıya çıkartmıyor?
Merkel’in seçim sonuçlarına ve seçmenlerin kararlarına aldırmadan AB’nin başına oturttuğu seçime bile girmemiş olan Von der Leyen savunma bakanlığı esnasında, telefonundaki bütün dosyaları silmişti. Bugünler de aynısını işinin büyük kısmını SMS ile yapan, telefonunu elinden bırakmayan Merkel hanımın da yaptığı ortaya döküldü! Amaç yapılan kanunsuz icraatları, işlenilen suçları silmek! NSA’nın (National Security Agency) Backups’larına bir göz atmak yeterli! Heyecana gerek yok! Bütün dosyalar noktası virgülüne kadar kayıt altında! AB komisyon başkanı Ursula hanım Merkel’in kıçını kurtarmak için başlatıp, AB’nin devraldığı göçmen geri gönderme kapsamında Türkiye’ye kişi başına 4.7 milyon Euro ödendiğini açıkladı. Vatandaşın dudağı uçukladı! Niye Türkiye? Çok azıyla göçmen kendi ülkesine kanat takarak uçardı! Burada bu parayla…. soruyor vatandaş! Entwicklungsministerin (Gelişim bakanı) Schulze hanımın, burada bulduklarını onların memleketlerine götürelim, gelmesinler beyanına ismini vermek istemediğim bir komşumun verdiği cevaba hâlâ gülüyorum: Nakit para, kira elektrik bedava, istediğin kadar doktor ve kolaylıkla ulaşılan kızlar. Hepsini götürelim! Gayri safi milli hasıla 0.4 azalarak 50795 US Dolara düşmüş. Tüketici fiyatları aylık %0.3, yıllık %4.3 artmış. Atom santrallerinin kapılarına kilit vurduk. Kombilerimiz de çevreci gazla çalışabilecek değişikliği yaptırdık. Scholz Afrika’ya da iklim değişikliğini önleme yardımı yaptıklarını açıkladı! Almanya çevreye zararlı, iklim değişikliğini körükleyen kömür ihtiyacını Afrika’dan, üretilirken havaya zehir saçan doğalgazı Katar’dan karşılıyor ama önemli değil! Köy, Kasaba, Şehir idareleri, göçmenlere barınak, maddiyat sağlayamadıkları için vatandaşın suyuna, elektriğine zam yapıyorlar, (federal sistem) yardım almak ve göçmenleri durdurtmak için Berlin’de ki hükümetin kapısını aşındırıyorlar! Hükümet Almanya’yı daha cazip hale getirmek için çalışma kısıtlamasını kaldırıyor, çocuk paralarını yükseltiyor! Ve Scholz resmen Akdeniz’de Afrika ülkelerinin hemen kıyısında insanları toplayıp Almanya’ya getiren özel gemilere maddi yardım yapan tek devletin Almanya olduğunu göğsüne vurarak açıklıyor! Gemilerin memleket için topladıklarına vatandaşlık aylığı (Bürgergeld) vereceksin, hem onları kanunsuz şekilde toplayanlara resmen yardım yapacaksın. Yani vatandaşın vergileriyle insan tacirlerine, kaçakcılara (Schleuser) iki defa ödeme yapacaksın! Pes vallahi. Buna kanun tanımayan icraatlarıyla zirve yapan Merkel bile cesaret edememiş di!
Tipik alman edası ve sedasıyla ortaya çıkıp, insan tacirlerine yardım yapan tek ülke biziz diyerek, yüksekten uçma ve bakma alışkanlığını bir defa daha gözler önüne seren Olaf bey, Autobahn’a (Otoban) ters girip, yanlış yolda seyredenlere, Almanca’da Geisterfahrer, Türkçe’de Hayalet Sürücü derler!