Sayın müdür, bu nasıl soru?

Espiye ilçesinde geçici olarak bir okula müdür olarak atanan kişi, bir öğretmeni odasına çağırarak sorduğu soru ile hayretle karşılandı. Soru karşısında şoke olan öğretmen uzun süre sorunun etkisinde kaldı. Siyasal otoritenin kendi kadrosu ile çalışması tabii bir hak olmanın yanında, vatandaşlar tarafından kabul gören bir uygulamadır. Uzun yıllar yönetimde bulunan siyasal yapı, başlangıç aşamasında gösterdiği duyarlılığı kaybedince sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Siyasal kadronun kendi ekibiyle çalışması anormal karşılanmaz ama özellikle liyakat esasının dikkate alınması genel bir kanaat olarak algılanmıştır. Hatta bazı özel durumlarda kullanılan bakan yetkisi bile son derece titizlik gösterilerek, neredeyse yok denecek kadar az kullanılmıştır. İlk yıllarda toplumsal kabulde ciddi karşılık bulan idareci atamaları, taraflı tarafsız vatandaşlarda karşılık bulmuştu. Sadece atama nedeni siyasal uyum olmamış; yetenek, beceri, vizyon ve üretkenlik gibi yönetici vasıfları dikkate alınmıştı. Sonuçta çok başarılı bir süreç işlemiş, güzel ve hayırlı çalışmalar beğeni ve takdir toplamıştı. Süreç ilerledikçe bu hassasiyet devre dışı bırakılarak illiyet bağı veya akrabalık ilişkileri merkeze alınmaya başlayınca kabulü imkânsız durumlara şahit olduk.

Espiye’de bir okula müdür atanan beyefendi, daha masasına oturmadan bir öğretmeni odasına çağırarak tanışma faslını atlayıp “Hocam, dindar mısınız?” gibi çok anormal bir soru sormuştur. Nereden bakarsanız bakın, soru skandaldır. Bir kere hukuken birisine “Dindar mısın?” gibi bir soru sorulamaz. İkincisi, böyle bir soruyu sormak için dinen de çok cahil olmanız gerekiyor. Daha da önemlisi böyle bir hakkı Mutlak Hakim hiçbir kula vermemiştir. Peki bu soruyu soran kimdir, bu hakkı nereden alıyor? Sevgili müdürüm, vatanseverlik ve dindarlığın testi olmaz. Oradaki ölçek fiili durumda ortaya çıkar. Sizin ölçeğinizde dindar görmediğiniz bir karakterin son derece hayırlı işlere imza attığını yıllar sonra öğrenebilirsiniz. Bunun İslam tarihinde sayısız örnekleri mevcuttur. Sizin önceliğiniz öğretmenin mesleki yeterliliği olmalıdır. Hele hele öğretmenin özel hayatı ve bireysel tercihleri sizi hiç ilgilendirmez. Hatta öğretmen ateist bile olabilir. Allah ateist bir kuluna hayat hakkı verirken sizin Allah’ın avukatlığına soyunmanız abesle iştigaldir.

Espiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Turgut Öztürk’ün bu duruma seyirci kalacağını kanaatinde değilim. Böyle nezaket dışı davranışlara şiddetle tepki gösterdiğini bildiğimiz İl Milli Eğitim Müdürümüz konuyu görmezden gelmeyecektir. Eğer yetkili makamlarda bulunan idarecilerimiz böylesi pozisyonlara zamanında müdahale etmezlerse takvim ilerledikçe içinden çıkılmaz durumlar ortaya çıkar. Biz kimsenin geleceği ile oynamıyoruz. Kimseye de özel kastımız olamaz. Hatta sayın müdürümüzü tanımıyorum bile. Ancak binlerce memur kardeşimizin böylesine mobinge uğramasını da doğru bulmayız. Yarayı zamanında tespit edip tedavi edemezseniz kangrene hazır olmanız gerekir. Kaldı ki Milli Eğitim bir ülkenin can damarlarını oluşturur. Sizin elinizdeki materyal insan. Yapılan hatayı hayat ile ödersiniz.

Durum tespiti yapmak kimsenin zoruna gitmesin.

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.