Bakara suresi ilk beş ayet

Yayınlama: 04.09.2023
117
A+
A-

Bakara suresinin bu ilk beş ayeti, Kur’an’ı özetlemiş ve Kur’an’a, İslam’a iman edenlerin özelliklerini özetlemesi bakımından önemlidir.

Bütün cenaze merasimlerinde, mevlitlerde, hatim dualarında okunur. Müslümanlar manasını bilmeden dinler. Elif, Lam, Mim… (Huruf-u Mukatta) ayrı ayrı okunan harflerle başladığı için de Müslümanlar arasında Elif, Lam, Mim duası diye adlandıranlarda vardır.

Katıldığım bu Dinî merasimlerde sorduklarım manasını bilmediklerini söyleyince yazma ihtiyacı duydum. İnşallah okuyanlara faydası olur.

  1. Elif, Lam, Mim…
  2. Şu Kitap, kendisinden şüphe olmayan ve Allah’a karşı gelmekten titizlikle sakınan gerçek müminlere/ MUTTAKİLERE doğru yolu gösteren bir rehberdir.
  3. Muttakiler, gayba (varlığı mutlak ve vacip olup, görülmeyene) iman eder, namazlarını ikame eder ve kendilerine verdiklerimizden Allah yolunda harcarlar.
  4. Onlar, sana indirilene de senden önce indirilenlere de iman ederler ve ahiret hakkında kesin bilgi ve kanaat sahibidirler.
  5. İşte onlar, Rab’lerinden gelen doğru yol üzerindedirler; nihai başarıya erenler de onlardır.

Bakara suresi, iniş (nüzul) sırasına göre 92. Sırada olmasına karşın, elimizdeki Kur’an’a göre

(Hz. Ebu Bekir’in cem ettirdiği) 2.sıradadır. Fatiha’dan sonra ikinci sıraya konmasının en önemli sebebi yukarıdaki ayetlerdir. Kur’an tam bitmemesine rağmen, indirilen ayetlere şüphe ile bakanlara ve inananlara ara ikaz ve hatırlatma vardır. Kur’an’ı ilk okumaya başlayanlar, bu ikaz ve özetler ışığında; sonraki ayet ve sureleri okuyup anlamaya çalışırlar.

Birinci ayette geçen Elif, Lam, Mim harflerine kesin bir mana veren olmamıştır. 29 surenin başında olan Huruf-u Mukatta denilen bu harf grupları 14 harf ve 13 terkiple düzenlenmiştir. Harflerin şekillerinden manalar çıkaranlar olduğu gibi, vurgu anlamında Allah’ın yemini diyenlerde vardır. Doğrusunu, Allah bilir.

 İkinci ayette, ‘’Lâ raybe fih’’ geçer. Bu kesindir. Hakkında en ufak bir şüphe yoktur, demektir. Birbirine benzer iki şey veya durumda bazen; zan, tereddüt, şüphe oluşur. Bu muydu, o muydu? Gibi. Bu ayete göre Kur’an’da, hükümler kesindir. Tereddüt, şüphe veya zanna yer yoktur.

Kur’an’da, ‘O da olabilir, bu da olabilir denilen insanı ve toplumu hangi yorum yapılırsa yapılsın yanlışa düşürmeyecek müteşâbih adı verilen ayetler vardır. Bunlar, zamana ve gelişmelere göre yorum yapılacak ayetlerdir ki Allah’ın insanlara bahşettiği aklı ile doğruyu bulsunlar, dediği ayetlerdir. Nitekim Müslümanlar, bu ayetlerle ilgili sürekli akıl yürütürler ve yorum yaparlar. Bunlar Allah’ın istediği, olması gerekenlerdir. Yanlış yorumlar yok mudur? Elbette vardır. Ama çoğunluk doğruyu er-geç bulur.

Muttaki, Allah’ın emrettiklerini yapıp, yasaklarından korunan, sakınan anlamındaki mümindir. Takva sahibi (Allah korkusuyla amel edenler) olan müminlere de Muttaki denilir.

Ayette geçen ‘’hüden lil muttekin’’ Bu kitap, doğru yolu gösteren bir rehberdir. Doğru yolu (hüda) Sadece Allah gösterir. Hüda, Allah’a aittir. Veren sadece O’dur. Hidayet ise, insanın tercih ve iradesine ait olandır. İnsan isterse bilgilenir, aydınlanır, doğru yolu bulur. Allah kimseye zorla hidayet vermez. Kur’an, bir hidayet kitabıdır. İsteyen bilgilenir, alır, amel eder. Karşılığını dünya ve ahirette görür. İstemeyende almaz, amel etmez. Karşılığını dünya ve ahirette görür.

Üçüncü ayette, gayb, namazı ikame, rızık ve infak vurgusu vardır.

Gayb, var olan ama gizli olan, görünmeyen, açıkta olmayan, gelecekte olacak olan anlamındadır. İnsanın algılayamadığı her şey gaybdır. Mümin görmediği Allah’a ve ahirete inanır.

Namazı ikame etmek, Namazı bütün farzlarıyla eda etmek anlamındadır. Ayette namazdan söz edilmesi; müminin, Müslümanın namaz edası olmazsa olmazlarındandır. Namaz Mümini tarif eder. Tabii ki gösteriş namazı olmamak şartı ile.

Rızık, Maddi ve manevi bütün nimetlere rızık denir. Ve rızkı Allah verir. Verdiklerimizden kasıt, rızıktır.

İnfak, Allah’ın verdiği rızıklardan, bilhassa maddi olanlarından ihtiyaç sahiplerine verilmesi ve harcanmasıdır. Bakara 219.ayette: Allah, ihtiyaç fazlasını infak ediniz, buyurmaktadır.

Dördüncü ayette, ‘’Mümin olanlar sana ve senden önce indirilenlere de iman ederler’’ diyerek, Hz. Adem’den beri bütün İlahi dinlerin İslam üzere olduğu vurgusu yapılmıştır. Bütün Elçilere, kitaplarına inanmak, imanın şartlarındandır. Kur’an’da adı geçen Peygamberlere ve kitaplarına şüphe ile bakanlar, dinden çıkarlar. Müslüman, indirilene teslim olandır.

Beşinci ayette, Allah’ın emrettiklerine uyanların, neticede dünya ve ahiret hayatında başarıya ulaşanlar olacağı müjdesi verilmektedir. Engelleri aşarak mutlu sona ulaşacak, zafer kazanacak olanlar, gerçek müminlerdir. Bunda kuşku ve şüphe yoktur. Ne mutlu o inanıp, yaşayanlara.