Halife, makam sahibi birinin yerine geçip, onun yetki, görev, sorumluluk ve yükümlerini taşıyandır. Halef de denir.
Yeryüzünde Allah’ın insanı halife kılması, insanın yukarıda belirtilen halife tarifine göre mümkün müdür? Yoksa insana verilen halifelik farklı bir anlam mı taşımaktadır?
Önce Kur’an’da geçen halife yaratılması ile ilgili ayete bakalım.
Bakara suresi 30.ayet: Rabbin meleklere: ‘’Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım,’’ demişti. Onlar: ‘’Biz seni överek zikrediyor ve gönlümüzde yüce tutuyorken Sen orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi halife yapacaksın’’ dediler. Allah: ‘’Şüphesiz Ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilmekteyim’’ cevabını verdi.
Halife, önceki makam sahibinin birçok özelliğini taşıması gerekir ki devraldığı görevi layıkıyla yapabilsin. İnsanın gerçek halife olabilmesi için Allah’ın sıfatlarını taşıması gerekir. İnsanın Allah’ın zatı ile ilgili sıfatları taşıması söz konusu dahi olamaz. Selbi Sıfatlar da denilen bu sıfatlar, Allah’ın ne olmadığını anlatan sıfatlardır. Bunlar: vücut, (Allah’ın var olması, yokluğunun düşünülmemesi) Kıdem, (Başlangıcının olmaması) Beka, (Sonunun olmaması) Vahdaniyet, (Bir ve tek olması) Muhalefetün Lil Havadis, (Yaratılmışlara benzememesi) Kıyam bi nefsihî, (Başka bir varlığa ihtiyaç duymaması) bu sıfatlar, Allah’ın zatına aittir. Hiçbir yaratılmışta bulunmaz.
Subuti dediğimiz sıfatların bir kısmını ise mutlak ölçüde olmamakla beraber; insana da verildiği bilinmektedir. Allah’ın ne ve nasıl olduğunu anlatan sıfatlardır. Bu sıfatların bir kısmı bir ölçüde insana da verilmiştir. İşte insana verilen bu subuti sıfatları iyi kullandığı ölçüde; Allah’ın halifesi olma özelliğini taşır.
Bu sıfatlar çok sayıda olmakla beraber, (Allah’ın 99 isminin çoğu bu sıfatlarla ilgilidir) sekiz ana başlıkta toplanmıştır. Hayat, ilim, irade, kudret, Tekvin, (Güç yetirdiği her şeyi yaratması) Kelam (yarattıklarına sözlü hitap etmesi) Semi, (her şeyi işitmesi) Basar (Her şeyi görmesi). Dikkat edilirse bu sıfatlar azda olsa insanlarda da vardır. İşte Allah, kendi sıfatlarından bir kısmını bir ölçü dahilinde verdiği insanı; yeryüzünde halife kılmış, insanı ve diğer canlıları belirttiği şekilde yönetmesini, düzeni sağlamasını insana bırakmıştır.
Ayette, meleklerin halife olma isteği yaratılışları itibariyle mümkün değildir. Çünkü melekler, erkek ve dişiliği olmayan, birbirinden üremeyen, aklı, vicdanı, iradesi olmayan, verileni yerine getiren, sadece itaat eden, itiraz ve isyan kabiliyeti olmayan, kılık değiştirebilen; soyut varlıklardır. Bu özellikleriyle Allah’ın hiçbir sıfatını taşımazlar.
Burada yaratılacak halifenin, bütününe âdem dediğimiz insan olduğu kesindir. İnsan, âdem olmadan önce, prototip insandı. Yani fiziki olarak insan görünüşlü olmakla beraber, yaşayışı hayvanlar gibiydi. Akıl, irade, vicdan yoktu. Duygu ve düşünce sahibi değillerdi. İçgüdüleriyle hayatlarını sürdürüyorlardı. Yaşamak için, diğer hayvanlar gibi kan döküyorlardı. Ayette: Meleklerin, ‘’Bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi halife yapacaksın’’ dedikleri bu prototip insandı.
Allah bu prototip insana ruhundan üfürdükten sonra, prototip insan, âdem insan oldu. Yani akıl, irade, vicdan, düşünebilme, yorum yapma kabiliyeti olan insan. Bu insanlar çoğalınca Hz. Adem’i onlara peygamber ve halife kıldı. Ve bazı özelliklerini kısıtlı olsa da insana verdi.
Yeryüzünde canlı ve cansız yarattıklarının idaresini de indirdiği kitaplar ve Peygamberlerin yol göstericiliğinde insana verdi. Yeryüzünde insanı kendisine halife seçti.
Burada dikkat edilmesi gereken ince bir ayrıntı var. Her insan halife olur mu? Veya halife özelliği taşır mı? Eğer insan indirilen kitapların ve peygamberlerin yol göstericiliğinde yaşar, hareket ederse olur. Yani Allah’ın rızasına uymayanlar, Allah’ın istediği şekilde hareket etmeyenler, halife olamazlar. Bunlar asi kullardır.
Allah’ın halifesi O’nun rızasına razı olanlardır. O’na uyanlardır. İnsan yaratılış gayesine göre yaşıyor, Allah’ı tanıyor ve O’na ibadet ve kulluk ediyorsa halifedir.
Allah yarattığı bütün canlı ve cansız varlıkları idare ederken, kendi yerine yarattıklarını idare edecek; milyonlarca yaratık içinden ruhundan üfleyerek: akıl, irade, vicdan sahibi yaptığı insanı dünyada kendine halife kılmıştır. İnsanoğlunun büyük çoğunluğu kendisine verilen bu payenin farkında bile değildir. Halife insan değil, asi insan durumundadır. Verilen dünyevi makamların hakkını veremeyen idareciler gibi. Ki bu idarecilerin ahirette işi daha da zor diye düşünüyorum. (Şüphesiz hüküm Allah’ındır.) Bu konuda Sad suresi 26. Ayet: Dedik ki: ‘’Ey Davut! Biz seni yeryüzünde de halife tayin ettik. Haydi bundan sonra insanlar arasında hakkaniyetle hüküm ver; sakın hevaya kapılma! Aksi halde hevaya katılman seni Allah yolundan saptırır. Allah’ın yolundan sapanlara hesap gününü unutmalarından dolayı çetin bir azap vardır.’’ Hz. Davut Peygamberdir. Allah, peygamberlerin örnekliliğinde bütün idarecilere sesleniyor. Sizler benim halifemsiniz; insanlar arasında hakkaniyetle hüküm veriniz ihtarında bulunuyor.
Fatır suresi 39.ayet: Sizleri yeryüzünde halifeler yapan O’dur. …..
Enam suresi 165.ayet: Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, verdikleriyle imtihan etmek için derecelerle birbirinizden üstün kılan da O’dur. …. Daha birçok ayette insanın Allah’ın halifesi olduğuna dair ayetler Kur’an’da bulunmaktadır. (Enam-54,56,57,60 Yunus- 13,14,73,74)
Özetle: Halife, arkadan gelen, yerine geçen veya birinin kendi yerine tayin ettiği kişiye halife denir. Bu sebeple insan, kâinatı korumak, imar etmek, iradesini ve aklını kullanarak; Allah adına Allah’ın emanetine sahip çıkmak, canlı ve cansızlar arasındaki ahengi, ölçüyü gözetmek ve kollamak maksadıyla; Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.
Halife insan, halifeliğini yapabiliyor mu? Bence yapamıyor. Hüküm muhakkak Allah’ındır.