Alın Teri: Hayatın Değerini Anlamak

Hak, hukuk ve adalet; bunlar, bir toplumun temel direkleri ve değerleri. Adaletin sağlandığı yerde, alın teri adeta bir altın bilezik gibi parlar. Altın bilezik ifadesi, gerçek anlamından ziyade mecazî bir anlam içerir. Ancak bu ifadeyi gerçek anlamıyla kullanmak durumunda kaldığınızda, işte o zaman düğünler, törenler, ve takı merasimleri gibi özel anlar şahane bir hale dönüşür. Ancak bu güzel anları yaşayabilmek için paradan başka bir şeye ihtiyaç yok mu, demeyin!

Düğün, iki taraf için de hem güzel, hem de maddi anlamda zorlu bir süreçtir. Ancak günümüzde düğün yapmak, herkesin harcı değil. “Para, para, para, ille de para” prensibi, varlığın bir kaynağı olmadığında yaralayıcı bir etki yaratır. Paradan yoksun olanlar, sadece seyirci konumunda kalırlar. Ancak bu seyircilik durumu, zaman içinde değişkenlik gösterebilir. Bir gün sinema izleyicisi, bir gün tiyatro seyircisi veya televizyon izleyicisi olabiliriz. Ancak hayatta herhangi bir durumda sadece seyirci olmak, yaşamın tadını çıkaramamak demektir.

Kimilerine göre hayat yavaş ilerler, kimilerine göre ise tam anlamıyla bir eziyetten farksızdır. Ancak bu kişiler, küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırırlar: onlar sadece seyircidir, yaşamazlar. Oysa gerçekte hayat, kısa bir film şeridinden ibaret gibi. Her anını değerlendirmek, her alanda seyirci olmaktan çıkıp yaşamaya başlamak ise hayatın gerçek anlamını bulmaktır.

Alın terimizi, emeğimizi doğru yerde değerlendirdiğimizde, hayatın güzelliklerini daha net görebiliriz. Unutmayalım ki, her alanda seyirci olmaktan çıkıp yaşamaya başlamak, hayatı daha anlamlı kılar. Hoşça kalın!