Komünist lider Mao başa geçtiğinde büyük bir tarım toplumu yaratmak istiyordu.
Ancak tek sorun serçelermiş gibi 1958’de tarlalara zarar veren serçeler ve haşerelere karşı seferberlik ilan etti.
Ülke çapında büyük kitleler 24 saat boyunca organize olarak serçelerin yumurtaları ve yuvalarına zarar verdiler.
Serçeleri kaçırmak için on binlerce korkuluk ve kırmızı bayrak üretildi.
Ülkedeki işçilerin yarısı seferberlikte yer alırken, atış ekipleri kuruldu.
Devlet tarafından serçe öldüren vatandaşlara çeşitli ödüller verildi.
Fazla değil iki sene sonra ne oldu biliyor musunuz?
1960 baharında tarlaları böcekler bastığında Çinli liderler öldürülen serçelerin böcekleri yiyerek aslında faydalı olduğunu fark etti.
Öldürülen iki milyar serçeden sonra Mao serçeleri ‘düşmanlar’ listesinden çıkardı.
Çünkü ülkede zararlı böcekleri yemesi beklenen serçelerin soyları neredeyse tükenmişti.
Ekolojinin alt üst olması ve tarlaların zarar görmesiyle üç yıl sürecek Büyük Kıtlık başladı.
Büyük kıtlık boyunca en az 20 milyon kişi açlıktan hayatını kaybetti.
Hayvansever ayağına mama üreten bir avuç asalakları kenara bırakarak diyorum ki:
Köpekleri uyutmak ayağına öldürürseniz şehri domuz ve çakallar basarsa napcaksınız.
Biz hazır çakallarla baş edemiyoruz.
Allah acısın bize…
Kedileri öldürürseniz şehri fareler basarsa napcaksınız.
Aşağısını yukarısını hesap ettiniz mi?
Gerçi siz her şeyi ama her şeyi bilirsiniz ama yine de sorayım dedim.
Aşılar ve tohum konusunda bana saldırmak için görevli olan trolleriniz daha iyi bilir ama yine de düşünün derim.
Şimdi “iyiki yaptın efendimiz, kurtarıcımız, liderimiz” diyen yarım porsiyonluk aydınlar olacak ama siz yine de düşünün.
İnandığımız dinin kitabı der ki:
Yeryüzünde bütün yürüyen hayvanlar, gökyüzünde uçuşan bütün kuşlar da sizin gibi topluluklardır. Kitap’ta hiçbir nesneyi eksik bırakmış değiliz. Sonra hepsi de çalaplarına derleneceklerdir.
Demek ki neymiş?
Hayvanlar da ümmet ve toplulukmuş.
Aşırı üreyen insan topluluklarını kutsayıp hayvanları öldürmekte ne oluyor?
Diyeceksiniz ki, insan eşref-i mahlûkattır.
Evet eşrefi mahlukat olan insan hadsiz üremez.
Haddini aşıp üretenleri siz görmezsiniz, 20 sene sonra ne olur?
Aynı kitap nitelikli nüfustan da söz eder.
Nitelikli nüfus kavramı da yalnız insan için vardır.
Anlatabildim mi?
Ancak milletimiz şu gerçeği göz önünde bulundurmak zorundadır.
Evde kedi ve köpek besleyip, koyun ve inekten kaçarak “ete süte ulaşmak çok pahalı” demek akla aykırıdır.
Sorarlar adama köpeğin et yer, kedin et yer.
Nerde bu kadar et.
Et-me!
Soru
Bir soru daha sormama müsaade edin?
Yurt dışına çıkan Türk vatandaşlarından vergi alanlar, ülkeye sorgusuz sualsiz girenlerden vergi almadıkları gibi, bizden aldıkları vergilerle bu elini kolunu sallayıp gezen sürüye 40.000.000.000 (kırk milyar dolar) dolar harcadıklarını itiraf ediyorlar.
Sahi bunu neden yapıyorlar?
Doğru yolda olana selam olsun.