Ziraat teknikeri bir öğrencim sosyal medyada bir videoya rastlıyor. İlginç bulduğu bu paylaşımı bana da gönderiyor ve mümkün mü? diye soruyor. Arkada ‘’bimuz’’ yazılı bir fon önünde; muz serasında konuyla ilgili konuşma yapan kişi şu açıklamayı yapmaktadır.
Haç suresi birinci ayet: ‘’Göklerde ve yerde olanların tümü, Allah’ı tesbih etmektedir’’ ayetinden esinlenerek, bütün seralarımızda ses sistemi kurduk. Günlük bir saat Kur’an’ı Kerim yayını yapmaktayız. Muz DNA’sı insan DNA’sına %40 benzer bir meyvedir. Stres ve bezer sorunları yaşayabilmektedir. Üretiminde ürünün manevi ihtiyaçlarına cevap vermekteyiz. Konuşma burada bitiyor ve Yasin suresi okunmaya başlıyor.
Sanıyorum sizlere de ilginç gelmiştir. Olabilir mi sorusuna cevap aramaya başlayalım.
Bu ifadeleri ihtiva eden ayetler var ama, bu ayet Haç suresi 1.ayet değil. Önce bu yanlışlığı düzeltmeliyiz. Haç suresi 1.ayet: ‘’Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyametin sarsıntısı gerçekten çok korkunç şeydir.’’ Konu ile ilgisi yoktur. Bu konuda ilgili ayetler, Tegabun suresi 1. ayet ile Haşr suresi 24.ayetlerdir.
Tegabun suresi 1. Ayet: Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi Allah’ı tesbih etmektedir. Egemenlik de O’nun, hamd da O’nundur; O her şeye güç yetirir.
Haşr suresi 24.ayet: O, yoktan var eden, yarattığını mükemmel yapan ve şekil veren Allah’tır, en güzel isimler sadece O’na mahsustur. Göklerde ve yerdeki her şey O’nu tesbih etmektedir. O güçlüdür, her şeyi yerli yerince yapmaktadır.
Kur’an’da genelde bir ayet, başka bir veya daha fazla ayetle tefsir edilmektedir. Yukarıda adı geçen ayetler, İsra suresi 44. Ayette şöyle ifade edilmektedir. Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu hamd ile teşbih etmektedirler; Allah’ı övgü ile zikretmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihlerini (övgü ile yüceltme) anlamazsınız. Kuşkusuz O Halimdir, çok bağışlayıcıdır.
Yine bir başka ayet olan Haç suresi 18’de Allah: Görmez misin göklerdekiler, yerdekiler bizzat güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedirler.
Bu ayetten de anlaşılan, insanların birçoğu Allah’a secde ederken; diğer canlı cansız yaratılanların tamamı Allah’a secde etmektedirler. Bu secde etme şeklini bizim tam olarak anlamamız mümkün değildir. Hayvanlarda bir iç güdü olduğunu, bu iç güdüyle hareket ettiklerini biliyoruz. Bitkileri de sevince daha iyi büyüdüklerini bu işlerle uğraşanlar anlatırlar. Meyve vermeyen ağaçlara balta gösterildiğinde meyve vermeye başladığını söyleyenler var. Sevgi ile yaklaşılan hayvanlardaki başkalaşmayı da hepimiz fark etmişizdir. Öyle ise hayvan ve bitkilerin de kendilerine özgü bir dili var. Biz onların dillerini anlayamadığımız için, teşbihlerini de anlayamıyoruz.
Bizler yaratılanların güzelliği ve mükemmelliği karşısında Allah’ın varlığını görürüz. Allah yarattıklarına da kendisini tanıtacak bir özellik vermiştir ki ayetler açık olarak yaratılan her şeyin Allah’a övgü, yüceltme, şükür ile yaklaştığını ifade etmektedir.
İnsanlara Allah, akıl-fikir, konuşma, vicdan, irade, düşünme, yorum yapma, anlama, üretme, icat gibi yetiler vermiştir. İnsan bu güçleri sayesinde söz ile Allah’ı överek zikreder, över, hamd ve secde eder. Diğer yaratılan her şey de kendilerine has veri ve yetilerle Allah’ı anar, tesbih ve secde eder. Ayetlere göre yaratılan her şeyin Allah’ı zikrettiğini ayetlerle öğrenmiş olduk. Bunda şüphe yok.
Ancak insan dışında diğer yaratılanlar Kur’an dinlerse; büyümelerinde, üretimlerinde veya başka bir özelliğinde değişime uğrar mı? Kur’an’ı anlar ve ona göre tavır geliştirir mi? Soru ve düşüncesine katılmak mümkün mü?
Kur’an varlık aleminde sadece insana hitap etmiştir. Birkaç ayette insanla beraber Cinlere de hitap vardır. Bitkilere, hayvanlara, cansız varlıklara hitap yoktur. Yalnız insana diğer varlıklarla olumlu ilişkiler kurulması istenmiştir.
Alemde hiçbir varlık boşuna yaratılmamıştır. İnsan açısından bütün yaratılmışlar hem nimet hem de emanettirler. İnsan bu nimetlere şükrederken, emanetleri de koruma durumundadır.
Allah alemi bir ölçü içinde yarattığını; (Kamer s.449.ayet) bu ölçüyü bozmaması gerektiği hakkında insanlara buyrukları vardır.
Kısaca: Kur’an sadece insanlara hitap etmektedir. Diğer varlık alemi doğrudan Kur’an’ın muhatabı değildir. Kur’an’ın emir ve yasakları, öğütleri insan ve cin dışındaki varlık alemiyle iyi ilişkiler kurması, mutluluğu ve huzuru, iyi bir hayat sürmesi için; insandan istenir.
İnsan dışındaki varlıklarda günah-sevap, cennet-cehennem, sorgu, imtihan mefhumları yoktur.
Başka varlıklara Kur’an okunarak dinletmek, Allah’ın istediği bir durum değildir. Faydası da yoktur. Böyle bir uygulama gösteriştir, riyadır, bidattir. Dikkate alınmamalıdır.