Yıllar önce Ekşi Sözlükte okumuştum…
“Karşıyaka için İzmir ne ise Keşap için de Giresun O’dur” yazıyordu.
Bakmayın siz “Yılan çuval” hikayesine. Keşaplı şair Bahtiyar (Dayımoğlu) Öztürk’ün dediği gibi, “Sevdiğine iç ceviz, sevmediğine çetin ceviz” gibidir insanları. Oğuz’un Çepni boyunun ilk yerleşim yerlerindendir. Onun karakteristik özellikleri olan asi, atılgan, cesur, mert ve savaşçı olmalarından dolayı “Nerde yağu (düşmanı) görse orda savaşır.”
Türkülere ve hikayelere konu olan Micanoğlu Hüseyin bunun en bariz örneğidir.
Adı bile “Temiz (Hoş) – su” anlamına gelen “Keş- Ab” kelimelerinin birleşiminden bilahare Keşap olmuştur.
Gelelim asıl konumuza.
Keşap ilçesindeki eski Yarı Açık Cezaevi arazisinin satışa çıkarılması konusu hem yerel tarih hem de bölgenin geleceği açısından ciddi bir sorumluluk gerektirdiğini vurgulamak için bu yazıyı kaleme aldık.
Bir dönemin acı hatıralarını barındıran bu alan, bugün kamusal fayda sağlayabilecek bir dönüşümün eşiğindedir.
1980-2018 yılları arasında açık cezaevi olarak kullanılan bu yapı, 12 Eylül darbesinin izlerini taşıyor. Gazeteciliğe başladığım o yıllarda Hasan Öğütçü ve Haluk Aktan gibi ilimizin önde gelen gazetecileri ve siyasi figür bu cezaevinde bulunmuştu. Bu alan, geçmişte özgürlüklerin kısıtlandığı bir yerken, bugün halkın temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir dönüşümle, umut ve dayanışmanın sembolü olabilir.
Ne yazık ki, İl Özel İdaresi’nin bu araziyi 19 milyon 750 bin TL bedelle ihaleye çıkarma kararı, bölgenin gerçek ihtiyaçlarını görmezden gelen bir yaklaşımı temsil ediyor.
Öyle ki arazisi engebeli olan Karadeniz’in tipik bir yansıması olan Keşap’ta böylesine değerli bir arazinin ilçenin ihtiyaçları için kullanılması daha mantıklı olacaktır.
Vakıa, Keşap Giresun’un hastanesi olmayan tek ilçesi olarak dikkat çekiyor. İlçe sakinleri sağlık hizmetleri için Giresun Merkezdeki hastanelere gitmek zorunda kalıyor ve bu durum, özellikle yaşlı ve kronik hastalıklarla mücadele eden vatandaşlar için büyük bir zorluk yaratıyor.
Lafı uzatmaya, eğip bükmeye gerek yok!
Eski cezaevi arazisinin bir hastane ya da sağlık kompleksi olarak değerlendirilmesi, yalnızca Keşap için değil, çevre yerleşim yerleri için de büyük bir kazanım olacaktır.
Bu noktada, iktidar partisi milletvekilleri ve yerel yöneticilere büyük bir sorumluluk düşüyor. Tartışmaların yoğunlaştığı bu günlere ilçe Belediye Başkanının sus pus olmasına bir anlam veremiyoruz… Hatta şaşkınlıkla karşılıyoruz. Bu kararın yeniden gözden geçirilerek, araziyi satmak yerine sağlık yatırımı ya da diğer kamu hizmetleri için tahsis edilmesi sağlanmalıdır. Özellikle kurumlar arası bir devir mekanizmasıyla, bu sorun kolayca çözülebilir.
Keşap halkı sahipsiz değildir.
Bu karar, yalnızca bugünü değil, geleceği de şekillendirecek nitelikte bir adımdır.
Yerel yöneticiler ve bölge milletvekilleri, bu konuda halkın sesine kulak vermeli ve ilçenin ihtiyaçlarını gözeten bir karar alınmasını sağlamalıdır.
Bu arazi, geçmişin acı hatıralarından sıyrılarak, geleceğe umut taşıyan bir projeye dönüşmelidir.
Keşap’ın geleceğini hep birlikte inşa edelim; çünkü Keşap, dünden bugüne sahipsiz bırakılmayacak kadar değerli bir ilçedir.