Giresun’da Ramazan ayıyla birlikte alevlenen Taşbaşı Parkı’na cami yapılması tartışması, toplumu derinden bölen bir konu haline geldi. Belediye mülkiyetindeki parkın, faaliyeti belirsiz bir vakfa devredilmesi ve kalıntıları dahi kalmamış olan Sultan Selim Camii’nin yeniden inşa edilmesi planı, birçok kesim tarafından siyasi rant amacı taşıdığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Özellikle camiye yakın mesafede başka ibadet yerleri varken bu ısrarın nedeni sorgulanıyor.
Bu tartışma, İslam tarihinde önemli bir örnek olan Dırar Mescidi olayını akıllara getiriyor. Kur’an-ı Kerim’in Tevbe Suresi’nin 107-110. ayetlerinde anlatılan bu olay, müminlerin arasını açmak ve fitne çıkarmak amacıyla inşa edilen bir mescidi konu alır. Münafıklar tarafından yapılan bu mescit, gösteriş ve siyasi çıkarlar için kurulduğundan dolayı Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e burada namaz kılmaması emredilmiştir. Bu durum, samimiyetten uzak ve fitne amaçlı yapıların Allah katında kabul görmediğini açıkça ortaya koyar. Ayetlerde, mescitlerin yalnızca Allah rızası için ve takva üzere inşa edilmesi gerektiği vurgulanır.
Dırar Mescidi, dini duyguları sömürerek toplumu bölme ve siyasi çıkar elde etme çabalarının en çarpıcı örneklerinden biridir. Bu olay, ibadet yerlerinin inşasında niyetin ve samimiyetin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne serer. Giresun’da yaşananlar da tam olarak bu bağlamda değerlendirilebilir.
Kur’an-ı Kerim, din adına bölücülük yapmaya çalışanlarla ilgili çok net uyarılarda bulunur. Tevbe Suresi’nin 107. ayeti, dini kisve altında toplumu bölen ve fitne çıkaranların gerçek niyetlerini açığa vurur:
“Zarar vermek, inkâr etmek, müminlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah ve Resulü’ne karşı savaşan kişiye gözetleme yeri hazırlamak amacıyla bir mescit kuranlar, ‘Biz sadece iyilik yapmak istedik.’ diye yemin ederler. Allah, onların şüphesiz yalancı olduklarına şahitlik eder.”
Bu ayet, dini değerleri araçsallaştırarak toplumu bölmeye çalışanların samimiyetsizliğini ve tehlikesini ortaya koyar.
Tarih boyunca Müslümanların birliğini bozmaya yönelik girişimler, farklı şekillerde karşımıza çıkmıştır. Giresun’da Ramazan ayına denk getirilerek başlatılan Taşbaşı Parkı’na cami yapımı tartışması da benzer bir fitne girişimi olarak değerlendirilebilir. Mevcut camilerin yeterli ve yakın olmasına rağmen yeni bir cami yapma ısrarı, dini duyguları sömürerek toplumu ayrıştırma çabası olarak algılanmaktadır.
Belediyenin AK Parti’den CHP’ye geçmiş olması, bu tartışmanın zamanlamasını daha da düşündürücü hale getiriyor. Dini semboller üzerinden siyasi hesaplar yapmanın, tıpkı Dırar Mescidi örneğinde olduğu gibi, toplumu bölmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Cami yapımı gibi hassas bir konuda, dini değerler siyasete alet edilmemeli ve toplumsal birlik zedelenmemelidir.
Giresun halkının ihtiyacı olan şey, daha fazla ayrışma değil, ortak değerler etrafında kenetlenmektir. Dini semboller üzerinden siyasi hesaplar yapmanın kimseye fayda sağlamayacağı gibi, toplumsal huzuru da derinden sarsacağı ortadadır. Dırar Mescidi olayının verdiği ders ve Kur’an’ın uyarıları, Giresun’daki bu tartışmada dikkate alınması gereken en önemli rehberdir.
Bizden uyarması!