Burunlarından kıl aldırmayan edepsizler

Yayınlama: 25.04.2024
31
A+
A-

Başlık yırtık beyinli yaratıklar da olabilirdi. Market kapısına kocaman Mercedes’leriyle, SUV’larıyla gelip, iki metre uzaklarında elli tane park yeri olmasına rağmen, arabalarını engelli ve çocuklu anneler için ayrılan park yerlerine çekerler! Alman’ın kafasını kessen böyle bir haydutluk yapmaz! Kültürü başına taş gibi düşer! Tek kelime söylemeye kalkarsanız, en iğrenç sözlerle dünyayı başınıza yıkarlar! Bazı mağazaların girişlerinde  böylelerini, arabalarını normal park yerine çekmeden içeriye sokmazlar! Herhangi bir kapalı mekânda telefonla çok yüksek sesli dakikalarca konuşurlar, çevremdekileri rahatsız ediyorum, konuştuğumu kimse anlamıyor, akıllarının ucuna gelmez. Her tarafda yaşadıkları memleket ve insanını yerin dipine sokan, kendilerini ve memleketlerini gökyüzüne çıkartan nutuklar atarlar. Öyleyse niye buradasınız sorusuna da aptal aptal bakarlar! Hiç beğenmedikleri memleketin yardımlarını, paralarını, bütün ailelerini, sülalerini seferber ederek ceplerine koyarlar!

Kendilerinin yeterince almanca bilmemeleri problem teşkil etmez, çünkü aynen Türkiye’de ki gibi kahveler de, sokaklar da, kendi aralarında, kendi değerleriyle yaşarlar! Başları sarıklı kız çocukları spor da dezavantajlı duruma  düşerler! Çokları kız çocuklarını spor derslerine göndermez. Düğünlerde yolları, bazen otobanları bile kapatırlar. Kutlamalarda memleketlerinin bayraklarıyla sokaklara  dökülür, sabahlara kadar eğlenirler. Azıcık kritik getirilmeğe kalkılırsa hemen, memlekette ki özgür yaşamın altına kaçarlar!  Almanın böyle bir hakkı yoktur: Almana Nazilerin savaşta kullandığı söylemler, yaptığı haraketler yasaktır! Sağ elini kaldırıp Heil Hitler selamı (Deutsche GruS) veremez, hemen ifadesini alırlar. Schutzstaffel amplemi SS (Hitler’in koruma ordusu)  plaka yok. Çalışma kamplarının girişlerinde ki Arbeit macht Frei, (çalışmak özgürlüktür) o vakitler çok kullanılan Meine Ehre heisst Treu (benim onurum sadakattir) Alles für Deutschland (herşey Almanya için) gibi söylemler yasah! Alman yakasına bayrağının rozetini taksa, öteki yakasına hemen ırkçı tabelası asılıverir!

Nereden nereye geldik sorusu geliyor insanın beynine, otoyollar da trafik kurallarına hiç uymayanların  %90 bu cemaatten çıktığını gördüğün de! Büyük şehirler de geceleri yapılan kontroller de, modife edilmiş arabalarıyla sokakları yarış pistine çevirip, eksoz sesleriyle insanları yataklarından hoplatanların hepsine yakının da, müslüman olduğunu öğrendiğin de! Son yıllarda araların da Ruslar da görülmeğe başladı. Bazılarının değeri yüzbin avroyu geçen lüks arabalarını babalar anneler değil, dinlerinin kanunu şeriatı getirerek yıkmak istedikleri devlet alıyor, sülaleye verdiği vatandaş aylığı ile! 70’li 80’li yıllarda fiyatı 20 bin DM civarında olan yeni arabaları almak her babayiğitin harcı  değildi! İkinci el Ford, Opel ve WV’iler ile bir haftaya varan memleket yolculuklarına çıkıyorduk. Almancayı işyerinde ve mahallemiz de öğreniyorduk. Çoğumuz işyerlerinin yurtlarında kalıyorduk. Düzene, disipline ve temizliğe bayılmış, beraber oturulan lokanta da herkesin yediği yemeğin, içtiği suyun ücretini ayrı ayrı vermesi, arkadaşına verdiği bir sigaradan 10 kuruş (pfennig) almasıyla ayılmış, onların bir kaç yıl içinde bizim gibi yapmağa (bedava) başladıklarına sevinip, iyice kaynaşmıştık! Almanlar her zaman 60’lı yılların başında gelen babalarımızdan, (ilk nesil) annelerimizden övgüyle ve sevgiyle söz ederler! Hiç kimseyi rahatsız etmeden, düzene müdahaleye kalkmadan çalıştılar, kazandılar, arzu ettiklerine kavuştular. Almanya’yı ikinci vatan yaparak, çalışmayı çocuklarına, torunlarına devredip, Yaz’ı memlekette, Kış’ı burada yaşamaya başladılar.

Vatandaş aylığı alıp çalışmak istemeyen 600 bin Suriye ve Afganistan kökenli var.  Memleket genelinde vatandaş aylığı alıp, çalışabilir güce sahip ama çalışmak istemeyenlerin sayısı 3.9 milyon. Bu insanları bulup iş hayatına kazandırmak yerine, halâ dışarıdan insan bekliyorlar. Her yıl Bulgaristan ve Romanya’dan çok az ücretle çalıştırılan 400 bin mevsimlik işçi geliyor. Sınırlarda kontrol yapılmıyor. Ara sıra yapılan kontrolleri haber alanlarda sınırın az ötesinden elini kolunu sallayarak memlekete giriyor. (İsviçre Avusturya) Tesadüfen yakalanırsa dört harften oluşan Asyl (iltica) diyerek, ömür boyu Almanya’da kalma ve hiç çalışmadan yaşamayı,   bütün sülalesini Almanya’ya getirmeyi garantiliyor! Her tarafta Mitarbeiter, Kollege (çalışacak iş arkadaşı) aranıyor. Vergi dairesinden gelen mektubun dışında bile  eleman arandığı ilk göze yansıyan oluyor! Harıl harıl almanca kursları açıyorlar. Arkadaşlara dil öğretecekler. Her yıl yüzbinlerce kişi bu gibi kurslara zorunlu tutuluyor ama yarısı bitirmeden bırakıyor.

Bitirenler de beklenilen başarıyı gösteremiyor. Tıpkı memlekete şeriat getirmek isteyenlerin ilkokuldan yukarıya çıkamadıkları, hatta ilkokulu bile tamamlayamadıkları gibi! Niye tatlı canlarını yorsunlar ki, yaşadıkları ama insanına gâvur dedikleri, sistemini reddettikleri memleketin damarlarından para akıyor! Amazon pakette şoför olarak çalışan 2 Vietnam’lı, Almanya’da 3 yıllık olmalarına rağmen, kursa gitmeden, yardım almadan öğrenmişler almancayı. Buraya 10 yıl önce gelip, kursa gidenlerden daha iyi konuşuyorlar. Milyar avrolar boşa gidiyor! Köyler, kasabalar, kazalar, şehirler finansman yokluğundan, yollarında ki köstebek çukurlarını! kapatamayınca, çareyi 50km/s olan şehir içi azami hızını 30’a düşürmekde buluyor. Hey gidi günler hey; 30 – 40 yıl önce, arabamızın tekerleği bir çukur bulsa sevinçten el çırpıyor, (bütün yollar kaymak) çukurları fazla bir yol bulsak, bozulan amortisörümüzün, kırılan yayımızı yaptırtmak (orada kırıldı yalanıyla) için belediyeye dava açıyorduk! Bir kaç yıl öncesine kadar, ön camımız çatlasa, bir inşaat kamyonunun arkasına takılıp, günü, saati not ederek,çakıl zıpladı camımızı kırdı yalanını yapıştırarak, yeni camın parasını alıyorduk. Davayı çakıp sürmelediler!

1 Nisan’dan itibaren Almanya’da esrar içmek serbest. Belirli şartlarda herkes esrarını çekebilecek. Bahçesinde yetiştirip, evinde 60 Gram bulundurabilecek. Aile bakanlığı çocuklu ailelere anne baba, büyükanne ve dedeleriyle birlikte rahatlıkla tatile gidebilmeleri için maddi yardım yapacak.

Geçmiş başbakanların için de en başarısız olan Merkel hanımın (aynısı Steinmeier isimli Cumhurbaşkanı için de geçerli) partisi yapacağı kongre öncesi programındaki, bizim değerlerimizi paylaşan müslümanlar Almanya’ya aittir cümlesini, her zaman her şeyi isteyen ama vatandaşlık görevini yerine getirmeyen, beyninde milim Tolerans yaşatmayan şeriat mücahitlerinin itirazları üzerine, değerlerimizi ve toplumumuzun serbestliğini kabullenmeyen bir İslam Almanya’ya ait değildir olarak değiştirince, edepsizler yine kıyameti kopardılar! Her yerde ekmeğini yedikleri insanlara, bunlar Hıristiyan, domuz eti yiyorlar, kadınları kızları gece gündüz erkeklerle geziyor, her tarafta ilişkiye giriyorlar, sakın onlarla arkadaşlık kurmayın diye fetva verecek ama diğer tarafta, bu insanların ekmeğini yiyecek, kurduğu düzenin sefasını süreceksiniz!

Üye sayısı 10 – 15 bin arasında olan bir Müslüman Merkez Konseyi var 5 milyondan fazla müslümanın yaşadığı bu ülkede. Ağızlarından yaşadıkları memleket ve insanları hakkında tek bir iyi kelime çıkmıyor. İşleri güçleri devamlı tenkit, devamlı bir şeyler istemek. İnsan gibi yaşamayı istemek, müslümanlığa hakaretmiş! Niye bütün dinler değil de sadece İslam hedef alınırmış? Niye acaba? İslam’dan başka devlet yönetimine müdahale eden başka bir din var mı acaba? İnsan sevgisini kurduğu düzenle insanların kemiklerine işlemiş olan güzelim dantelin (demokrasi) üstüne sı.açaksın, utanmadan, sıkılmadan ve hiç çalışmadan, o danteli işleyen ve yaşatan insanların kazandıklarıyla kursağını doldurmanı sürdüreceksin. Ve her ağzını açtığın da onları aşağılayacaksın. Bu en hafifiyle edepsizliğin danişkasıdır!

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.