Karadeniz’in yeşilinden çiftçinin sabır sınavına

Yayınlama: 21.08.2024
24
A+
A-

Yaz aylarının sonuna doğru, Karadeniz’in o yeşilin binbir tonuyla bezeli yamaçlarında bir telaş başlar. Fındık hasadı zamanı gelip çatmıştır. Her biri yılların emeğiyle büyütülen fındık ağaçları, üreticinin büyük bir sabır ve emekle beklediği mahsullerini sunar. Karadeniz’in bu verimli topraklarında, bahçelerde hummalı bir çalışma vardır. Çiftçiler, bir yıl boyunca gözü gibi baktıkları mahsullerini toplamanın heyecanı ve telaşı içindedir. Ancak bu heyecan, fındığın toplanmasıyla bitmez; asıl mücadele, emeğin karşılığını almada başlar.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), her yıl olduğu gibi bu yıl da fındık alımlarına başlıyor. Ancak çiftçinin tek derdi, mahsulünü toplamak ve teslim etmek değil. TMO’nun açıkladığı 45 günlük ödeme süresi, bu sürecin en zorlu kısmı. TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, “Üreticilerimize en kısa sürede ödeme yapmaya çalışacağız” diyerek umut vermeye çalışsa da, 45 gün, çiftçimiz için oldukça uzun bir süre. Bir yandan emeklerinin karşılığını almayı bekleyen çiftçi, diğer yandan artan masraflar ve ihtiyaçlarla boğuşmak zorunda kalıyor.

Eylül ayı, Karadeniz çiftçisi için oldukça yoğun geçer. Fındık hasadının en yoğun olduğu bu dönemde, bir de okulların açılma telaşı eklenir. Çocuklarının okul masraflarını karşılamaya çalışan çiftçimiz, bu dönemde ciddi bir ekonomik yük altına girer. Kırtasiye malzemeleri, okul kıyafetleri derken masraflar birikir. Ancak TMO’nun 45 günlük ödeme süresi, çiftçiyi zora sokar. Parasını alana kadar geçici çözümler bulmak zorunda kalır. Bu durum, ailelerde stres ve endişeyi de beraberinde getirir.

Ziraat odaları ve muhalefet partileri, TMO’nun 45 günlük ödeme süresine tepki gösteriyor. Çiftçilerin bu süre zarfında büyük bir mağduriyet yaşadığını, alım fiyatlarının da yetersiz olduğunu dile getiriyorlar. Üreticinin bu haklı talepleri, toplumun her kesiminden destek görüyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, fındık üreticisi kazanırsa, ülkemiz de kazanır. Fındık, sadece bir tarım ürünü değil; aynı zamanda ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan bir değer. Bu değerin korunması ve üreticinin emeğinin karşılığını zamanında alabilmesi, hepimizin sorumluluğu.

Fındık, sadece üretici için değil, ülkemizin ekonomisi için de hayati öneme sahip bir ürün. Üreticinin emeğinin karşılığını alması, toplumun genel refahını da doğrudan etkiler. Ancak 45 günlük ödeme süresi, bu dengeyi zorlayan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Üretici, bu süre boyunca geçim sıkıntısı yaşarken, bu durumun toplumun diğer kesimlerine de yansımaları oluyor. Fındık üretiminin sürdürülebilirliği, üreticinin emeğine saygı duymak ve onu desteklemekten geçiyor.

Fındık hasadı, Karadeniz çiftçisi için bir sabır sınavı haline gelmiş durumda. Bu süreçte, üreticinin sesi olmak, onun emeğine sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu. Üretici kazanırsa, hepimiz kazanırız. Toplum olarak, üreticinin yanında olmalı ve bu bekleyişin daha kısa sürede sonuçlanması için destek vermeliyiz. Fındık bahçelerinde ter döken her çiftçinin, emeğinin karşılığını zamanında alabilmesi, bu ülkenin geleceği için de bir güvencedir. Sabırla, dayanışma içinde, üreticimizin yanında olalım.

Unutmayalım ki, fındık sadece Karadeniz’in değil, tüm Türkiye’nin zenginliğidir.