(Yanarak ölen bebeğin bedeli mi?)
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda sahneye çıkan sanatçılar hepsi Atatürkçülük oynayanlar.
Bunları sahneye çıkaranlar da Atatürkçülük oynayanlar.
Kimse bunlara sormaz mı yılda bir kez kutladığımız Cumhuriyet Bayramında söz konusu bu sanatçılar bu halka neden ama neden ücretsiz konser vermezler.
Yedi yıldızlı otellerin konser salonlarında kazandıklarınız, Cumhuriyet sayesinde sahip olduğunuz özgür düşünce size yetmiyor mu da halkın cumhuriyetle ilgili tek bayramı olan Cumhuriyet Bayramı’nda bu fakirin milletin bütçesini sömürüyorsunuz.
Birinizde çıkıp diyemiyorsunuz ki; yokluk içinde cumhuriyeti kuran bu milletin evlatlarına Cumhuriyet Bayramı’nda ücretsiz konser vermekten onur duyarım.
Bu da benim bu millete hediyem olsun.
Siz ne cumhuriyet sanatçısı olursunuz ne de bu milletin sanatçısı.
Siz ancak Night Club STAR’ı olursunuz.
Cem Karaca’nın dediği gibi star, star.
Edirne’den öte sizi kim star.!!!
Yazık çok yazık.
Bir de içinizde “Devlet Sanatçısı” unvanını almış olanlar var.
Devletimiz için ben ücretsiz bayram konseri veriyorum diyemez mi?
Devletten verilen ünvan da oligarşiden verilen starlıkta hepsi tarihin tozlu raflarında kaybolur gider.
Keşke biriniz gönüllerden bir ünvan alsaydınız da milletin sanatçısı olsaydınız.
Yazık çok yazık.
(Neşet Ertaş’a saygı ve rahmetle…)
Siz siz olun, para ve alkolle karışmış necaset kokan ağzınıza Atatürk almayın.
İki duble içince Atatürkçü olunmadığı gibi, Onuncu Yıl Marşı ile de Atatürkçü olunmuyor.
Atatürkçülük öyle alkoliklerin zamparaların, müptezellerin, para düşkünlerinin anlayacağı bir şey değil.
Ben sizi tanıyorum da bu millet sizi tanımıyor.
Şimdi tanıtıcam sizleri.
Merak buyurmayın.
Kiminiz gider cumhurbaşkanlığı yalarsınız.
Kiminiz gider belediye başkanlığı yalarsınız.
Hepiniz gücünüz ölçüsünde ulaştığınız makam ölçüsü kadar yalarsınız.
Ama ancak yalarsınız.
Yinelemekte fayda var sevgili STARlarım:
Edirne’den öte sizi kim star.
Peki başkanlar:
Sizler neden bunlara bu paraları ödersiniz.
Beş çocuğunu evde bırakıp çöp toplamaya giden ve evde çocukları yanan anne aklınıza gelmez mi?
Çocuğa pantolon alamadığı için intihar eden baba aklınıza gelmez mi?
Gelmez mi laaaaaaaa!!!
Sizin döşediğiniz kaldırımların, yaptığınız yolların içine içine içine…
Yanarak ölen çocuğun canının bedeli kaç lira?
Siz de kendi oligarşisini yaratan iktidar gibisiniz.
Sahi be ne farkınız var?
Söyleyin!
Söyleyin kime güvenelim.!
ANMA.
“Eski Türkiye” bir nevi kendi topraklarını büyütüp, ülkemizden onbinlerce insanı Kıbrıs’a yerleştirmek suretiyle kendine alan açmıştı.
Dünyada sadece 10 ülkede olan uçak gemisinin sabit uçak gemisi sayılan Kıbrıs’a konumlanmıştı.
Padişah Abdülhamit’in İngilizlere kiraya verdiği adanın en azından yarısını almıştı.
Bu hislerle eski Başbakan Ecevit’ti ve Başbakan Yar. Erbakan’ı rahmetle anarken Kıbrıs’ın kurtuluşunun 41. yılını kutluyoruz.
Doğru yolda olana selam olsun.