Taşbaşı Parkı’nda cami tartışması: ibadet mi, siyasi hamle mi?

Giresun’da Ramazan ayına denk getirilen bir tartışma, şehrin gündemini sarsmış durumda. Konu, Giresun Belediyesi’ne ait Taşbaşı Parkı’nın mülkiyetinin, hakkında pek az şey bilinen Sultan Selim Han-ı Evvel Bin Bayezit Han-ı Sani Vakfı’na devredilmesi. Bu vakfın niyeti ise, sadece flu birkaç eski fotoğrafta izine rastlanan ve kalıntısı bile bulunmayan Sultan Selim Camii’ni yeniden inşa etmek. Ancak bu devir işleminin zamanlaması ve arkasındaki niyetler, akıllarda soru işaretleri bırakıyor.

Ramazan gibi hassas bir dönemde bu tartışmanın alevlenmesi, olayın arkasında siyasi bir hesap olup olmadığı sorusunu akla getiriyor. Özellikle devir işleminin, belediyenin AK Parti’den CHP’ye geçtiği bir döneme rastlaması, olayın sadece basit bir tesadüf olmadığını düşündürüyor. Bu devir, gerçekten samimi bir ibadet amacı mı taşıyor yoksa ince hesaplanmış bir siyasi manevra mı?

Dikkat çeken bir diğer nokta ise caminin yapılmak istendiği alan. Taşbaşı Parkı, insan yoğunluğu ve sirkülasyonun düşük olduğu bir bölge. Üstelik yürüme mesafesinde Hacı Miktat, Kapu Kahve, Kale ve Şeyh Keramettin camileri bulunurken, neden ısrarla bu alana bir cami inşa edilmek isteniyor? Yoksa mesele ibadetten ziyade bir alanı kontrol altına almak mı?

Kur’an-ı Kerim’de cami yapımına dair ayetler, ibadet ve zikir amacıyla yapılması gerektiğini açıkça belirtirken, Taşbaşı Parkı’na yapılması planlanan cami projesinin arkasındaki asıl niyet tartışma konusu. “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler.” (Tevbe Suresi 18. Ayet)

Bu ayet ışığında sorulması gereken esas soru şu: Cami yapımı Allah rızası için mi yoksa siyasi bir güç gösterisi mi?

Kur’an’da, fitne ve riya amacıyla yapılan mescitlere dair net bir uyarı bulunuyor. Medine’de münafıklar tarafından inşa edilen ve Müslümanlar arasında fitne çıkarmak amacı taşıyan “Dırar Mescidi” örneği oldukça dikkat çekici. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından yıktırılan bu mescit, samimiyetsiz niyetlerin sonunun ne olacağını açıkça gösteriyor. “Bir de şunlar var ki tuttular bir mescid yaptılar, inadına ızrar için, küfür için, mü’minlerin arasına tefrika sokmak için.” (Tevbe Suresi 107. Ayet)

Bu ayet, gösteriş ve siyasi hesaplarla yapılan camilerin ne kadar tehlikeli olabileceğini ortaya koyuyor. Peki, Taşbaşı Parkı’ndaki proje de böyle bir niyetin ürünü mü?

Kuran, israfı kesin bir dille yasaklıyor:

“Ey Âdem oğulları! Her mescid huzurunda ziynetinizi tutunun, yeyin, için de israf etmeyin, çünkü o müsrifleri sevmez.” (Araf Suresi 31. Ayet)

Mevcut camilerin doluluk oranları bile tartışmalı iken, ekonomik krizin pençesindeki bir şehirde yeni bir cami inşası, maddi kaynakların israfı değil de nedir? Bir yanda iftar sofralarını zor kuran aileler, diğer yanda maliyeti yüksek bir cami projesi. Bu dengesizlik vicdanları sızlatmıyor mu?

Sonuç olarak; Taşbaşı Parkı’na cami yapılması meselesi, Giresun’un sadece dini değil, siyasi dengelerini de derinden etkileyebilir. Kur’an ayetleri ışığında bu projenin samimiyeti oldukça tartışmalı. Amaç gerçekten bir ibadet mekânı oluşturmak mı yoksa siyasi bir güç gösterisi mi? Bu sorunun cevabı, Giresun’da daha uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.

Son olarak; idrakine muvaffak olduğumuz Ramazan ayının huzur ve bereketi üzerinize olsun. Dualarınızın kabul, sofralarınızın bereketli olduğu bir Ramazan diliyorum. Hayırlı Ramazanlar!

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel