Yaparsa AKP Yapar (!)

Türkiye’de köprü, otoyol, tünel ya da hastane fark etmiyor… “Yap-İşlet-Devret” modeli denilen sistem, milletin sırtına geçirilmiş görünmez bir borç zincirine dönüşmüş durumda.

1 Ekim 2025 itibariyle açıklanan rakamlar, tablonun vahametini bir kez daha gösterdi:

  • Osmangazi Köprüsü’nde geçiş ücreti 795 TL. Ama şirkete garanti edilen miktar 2.360 TL. Yani Hazine, her araç için 1.565 TL ekstra ödüyor.
  • Çanakkale Köprüsü’nde araç başı 234 TL,
  • Avrasya Tüneli’nde 64 TL,
  • Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde ise 168 TL farkı, vatandaştan topladığı vergilerle Hazine ödüyor.

Bu da yetmiyor! Günlük araç geçiş sayısı tutmazsa, geçmeyen araçların da parasını biz ödüyoruz. Evet yanlış duymadınız: Devlet, hayali araçların bile ücretini şirketlere aktarıyor. Dünyanın en yüksek köprüsü Çin’deki Huajiang Büyük Kanyon Köprüsü 625 metre yüksekliğinde ve 2890 metre uzunluğunda 280 milyon $’a mal oldu ama bizim Osman gazi köprüsü 64 metre yüksekliğinde 2682 metre uzunluğunda 15 milyar $ mal oldu. Bunun adı zenginlere Servet transferidir. Dünyanın altıncı büyük barajı olan Atatürk barajıı’nı devlet kimseye garanti vermeden finanse Edip yaptı.

Aynı tablo sağlıkta da var. Gazeteci Çiğdem Toker hatırlatıyor:
“18 şehir hastanesinin sahibi 7 şirkete, sadece bu yılın ilk 7 ayında 71 milyar lira ödendi. Bu parayla 78 devlet hastanesi yapılabilirdi.” 2024’te şehir hastaneleri için yapılan kira + hizmet bedeli ödemesinin yaklaşık 90,481 milyar TL olduğu iddia ediliyor.

Uçakla seyahat edelim desen, fatura yine vatandaşa kesiliyor. Zafer Havalimanı’nda garanti edilen yolcu 878 bin, gerçekleşen sayı sadece 25 bin. Aradaki fark nedeniyle Hazine’nin kasasından 220 milyon TL daha uçup gitti.

Sözün özü:
Millet köprüden geçerken soyuluyor, hastaneye giderken borçlandırılıyor, uçağa binmeden ceza kesiliyor.

CHP’li Gülcan Kış’ın dediği gibi:
“Türkiye’de doğan her çocuk, daha gözünü açar açmaz 140 bin lira borçla hayata başlıyor.”

Peki soruyorum:

  • Bu model kimin işine yarıyor?
  • Vatandaş açlık sınırının altında sürünürken, şirketler neden garanti üstüne garantiyle zengin ediliyor?
  • Devlet, halkına mı yoksa bir avuç yandaş müteahhide mi çalışıyor?

Forbes dergisi tarafından tespit edilen 35 Türk’ün toplam servetinin 79,5 Milyar Dolar’a ulaşması bir rekor ve bu durum ekonomik durgunluk döneminde gerçekleşmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, en zengin %20’lik kesimin toplam gelirin yaklaşık %48’ini aldığını, en yoksul %20’lik kesimin ise sadece %6,3’ünü alabildiğini belirtmektedir. Bu durum bir ekonomik başarı örneği değil, yasal gelir transferi olduğunu belirterek ve Türkiye’nin gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da birinci, dünyada ise 28. sırada yer aldığını göstermektedir.

Halbuki Asgari ücret 9 ayda 5 bin 621 lira eridi. Böylece işçinin elindeki ücretin reel değeri 16 bin 483 TL’ye kadar düştü.

“Yaparsa AKP yapar!” sloganı doğru.
Ama yapılan şey millet için değil, milletin sırtından.

Tekil Yazı Reklamı - Alt – Masaüstü 336x280 piksel