Trişinko’ydum

Yayınlama: 27.02.2024
Düzenleme: 27.02.2024 10:26
68
A+
A-

Hikayelerin tırışkadan başlayıp nereye varacağı hiç belli olmaz. Gerçek ya da hayal, aralarındaki sınırlar bazen belirsizleşir. Ama işte tam da burada, hayal ile gerçek arasındaki o ince çizgi devreye girer. İşte bu çizgi, siyah-beyaz gibi keskin ayrımlarla tarif edilemez, çünkü her şey gri bir alanda kaybolur. Gerçek dışı denildiğinde akla gelen ilk şey, paranoya; zihnin kurduğu korku dolu senaryoların tükenmek bilmez döngüsü. Ancak paranoyanın derinliklerindeki acziyeti anlamak, sadece yaşayanlar için mümkündür.

Paranoya, bir hastalık olarak adlandırılırken, aslında ruhun en karanlık köşelerinde saklı bir sırdır. Bu hastalıkla mücadele etmek, bir sancılı doğumu andırır, çünkü yok olmayan bir tehlike her zaman varmış gibi hissettirir. Ancak bu “hol” ve “yumurta” kavramlarıyla anlatılmak istenen nedir? Belki de ruhun derinliklerinde saklı kalan bu korkunç düşünceler, bir şekilde üreme gibi canlılığın temelini oluşturur.

Beden ve ruh arasındaki bağlantı, belki de kafatası içerisindeki korunaklı beyin sayesinde sağlanır. Ancak bu sadece bir tahmindir ve kesin bir yargıya varmak mümkün değildir. İşte insan ruhunun derinliklerinde gizlenen bu sırlar, hiçbir zaman tam anlamıyla çözülemez. Ancak belki de bu belirsizlikler, yaşamın ve insanın karmaşıklığını daha da derinden hissetmemizi sağlar.

REKLAM ALANI
Yazarın Son Yazıları
02.01.2024
20.12.2023
12.05.2023
27.02.2023