Anayasa’nın temelleriyle oynamak, tehlikeli bir yoldur!

Yayınlama: 17.10.2024
9
A+
A-

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Gazi Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Anayasa’nın 3. maddesindeki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadesini eleştirmesi ve bunu “Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü” şeklinde değiştirmeyi önermesi, Cumhuriyet’in temelleriyle oynayan bir çıkış olarak dikkat çektiği aşikardır.

Küçük bir dil değişikliği gibi görünen bu öneri, aslında Türkiye’nin üniter devlet yapısını riske atabilecek ciddi bir içeriğe sahiptir.

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” neyi ifade etmektedir öncelikle buna bakmak elzemdir.

Bu cümle, Türkiye Devleti’nin toprak bütünlüğünü ve milletin birliğini ifade etmeketdir. Devletin, herhangi bir parçalanmaya veya bölünmeye izin vermeyeceğini, ülke sınırları ve milletin bir arada kalmasının esas olduğunu belirtir.

Ayrıca bu ifade, Türkiye’nin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve üniter devlet yapısını vurgular. Devletin topraklarının veya halkının herhangi bir sebeple bölünemeyeceğini, etnik veya bölgesel ayrımcılığa karşı durulacağını ifade eder.

Bununla birlikte, Anayasa’nın ilk üç maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını garanti altına alır. Bu maddeler, devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu, üniter yapının korunması ve milletin birliğini sağlamak için konulmuştur. Anayasa’nın 4. maddesi de bu ilkelerin değiştirilmesini yasaklar. Yani Kurtulmuş’un önerisi, sadece hukuki değil, aynı zamanda Türkiye’nin anayasal kimliğine ve toplumsal düzenine bir tehdit oluşturabilir.

“Devletin ülkesi olmaz, milletin ülkesi olur” söylemi, ulus-devlet kavramını zayıflatır ve devletin birliğini tehdit eder. Erzurum Kongresi’nden beri “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür” ilkesiyle şekillenen bu yapı, sadece devletin değil, milletin bütünlüğünün de garantisidir.

Kurtulmuş’un önerdiği bu değişiklik, popülist bir dil değişikliğinden ibaret görünse de bu tür söylemlerle anayasal düzenin altını oymak uzun vadede toplumsal huzursuzluklara yol açabileceğini göz ardı etmemek gerekir.

Gelinen noktada, Cumhuriyet’in temelleriyle oynamak, tarihsel kazanımlarımızı tehlikeye atmak değil de nedir?

Cumhuriyet’in laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olma karakteri, bu ilk üç maddeyle güvence altına alınmıştır. Üçüncü maddeye yapılacak bir müdahale, sadece hukuki bir tartışma değil, Türkiye’nin milli kimliğine bir saldırıdır.

Anayasa’nın temel ilkeleriyle oynamak, kısa vadeli siyasi kazanımlar uğruna Cumhuriyet’in değerlerine zarar verir. Bu tür değişiklikler, uzun vadeli devlet politikaları yerine popülist söylemlerle gündeme getirilmemelidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, anayasal düzenin korunmasına ve bu temel ilkelerin sağlamlaştırılmasına bağlıdır.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.