Fındıkta alan bazlı gelir desteği artırılmalı

Karadeniz Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı Sabır, fındıkta alan bazlı gelir desteğinin dekarda 1000-1500 TL’den az olmamasını isteyerek, bu destek verilirken ise ÇKS kaydı şartı yerine, bahçelerini birleştirenlere verilmesini önerdi. Sabır, fındık üretiminde değişim ve iyileştirme çağrısı yaptı.

Fındıkta alan bazlı gelir desteği artırılmalı
REKLAM ALANI
Yayınlama: 12.08.2023
63
A+
A-

Karadeniz Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı Hasan Osman Sabır, Türkiye’nin fındık üretiminde lider olduğunu, ancak son yıllarda dünya üretimine oranla liderliğinin azaldığını açıkladı. Diğer üretici ülkelerin hızla üretimlerini artırdığına dikkat çeken Sabır, Türkiye’nin yanlış ürün politikaları nedeniyle diğer üretici ülkelerin üreticilerini desteklediğini ifade etti.

Sabır, çözüm önerileri olarak üretici desteklerinin daha etkin dağıtılması, iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesi ve fındık bahçelerinin birleştirilmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Ayrıca, uluslararası pazarda rekabet avantajını sürdürebilmek için fiyat politikalarının gözden geçirilmesi ve ihracatın desteklenmesinin önemini vurguladı.

“BAHÇE BİRLEŞTİRMESİ TEŞVİK EDİLMEDİR”

Sabır, “Tarım ve Orman Bakanlığı 170TL/dekara yalnızca Çiftçi Kayıt Sistemine kayıt şartı arayarak doğrudan gelir desteği vermektedir. Destek düşüktür, 150 TL den 170 TL ye çıkarılmıştır ama son 10 yıldır değişmemiştir aslıda 1000-1500 TL den az olmamalıdır ama verilirken de ÇKS kaydı şartı yerine, bahçelerini birleştirenlere verilmelidir. Hata burada bir skala belirlenerek, örneğin 200 dönüme kadar birleştirenlere 400 TL, 300 dönüm olduğu takdirde 500 TL şeklinde artan bir destek mekanizması ile bahçe birleştirmesi teşvik edilmedir” dedi.

Karadeniz Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı Sabır açıklamasında şunları kaydetti;

“2023 ürünü sezonu üretici, esnaf ve ihracatçılarımıza hayırlı olsun. Bildiğiniz üzere 7 Ağustos günü bakanlar kurulu toplantısı sonrası, Sn. Cumhurbaşkanı 2023 sezonu için TMO ‘nun müdahil alım fiyatını açıkladı. Fındık %80’I ihraç edilen bir tarım ürünüdür. Türkiye hemen hemen 65-70 % oranında dünya üretimini yapan lider ülkedir. Bildiğiniz gibi bu oran daha öncelerinde %75 ve üzerinde idi. Son yıllarda üretimimizin artmasına rağmen dünya toplam üretimine kıyasla payımızın düştüğünü görüyoruz. Bu da demek oluyor ki diğer üretici ülkeler bizlerden daha hızlı bir şekilde üretimlerini artırıyorlar. Peki, üretim arayışına rağmen dünya tüketimi aynı oranda artıyor mu? Cevap maalesef “Hayır”. O zaman kendi kendimize sormamız gerekiyor, neden satış artmadığı halde üretim artışı devam ediyor. Bunun cevabı aslında çok basit, Türkiye dışındaki ülkelerin üretimleri hızla artıyor, çünkü ürettiklerinin hepsini satıyorlar ve iyi bir kazanç sağlıyorlar, kazançları arttıkça da üretimlerini artırmak için yeni dikim sahaları açıyorlar. Biz ülke olarak aslında uyguladığımız yanlış ürün politikaları ile diğer üretici ülkelerin üreticilerini desteklemiş oluyoruz. Başka bir ülkenin elinde bu kadar üretim gücü olsaydı, diğer ülkelerin üretimlerinin bırakın artmasına, mevcutların bile sökülmesine yönelik politikalar oluştururdu. Analizler genelde yapılır ama sonrasında çözüm önerileri olmaz ve böyle kalır. Fakat biz Karadeniz Fındık İhracatçı Birliği olarak son 20-25 senedir bu analizleri yapıyoruz, gerekli resmi mercilere bildiriyoruz ve çözüm önerilerimizi de sunuyoruz. Genelde konunun tümüne vakıf olamayan çevreler bizim değerlendirmelerimizi sanki kendi menfaatimiz için ortaya koyulduğunu düşünerek, yorumlarda bulunuyorlar. Bizler üretici, esnaf ve ihracatçı aynı ekosistem içindeyiz ve herhangi bir bacağının problemli olması tüm ekosistemi etkileyecektir. O nedenle sürdürülebilir bir üretim ve sürdürülebilir bir ihracat politikası, optimum fayda ile sağlanacak şekilde tüm planlamalar orta ve uzun vadede yapılarak güzide ürünümüzün önünü açmalıyız. Aksi takdirde korkarım ki yakın zamanda hem ihracatında hem de üretiminde sıkıntılar yaşar hale geleceğiz. 2022 ürününü ele alalım yüksek bir fiyat ile sezon açıldı ve baskı altında tutulan kur politikası nedeni ile de ürünümüz diğer orijinlerden pahalı olarak piyasaya sunuldu ve doğal olarak birçok alıcı diğer orijinlerden ürün alımına geçtiler ve 2021 sezonuna göre yaklaşık 45 000 ton eksik ürün ihraç etmiş olduk. Kabuklu olarak bu 90 000 ton oluyor. Yani ne oldu biz aslında diğer üretici ülkelerin 90,000 ton daha fazla mal satmalarını bir şekilde sağlamış olduk. Tersi olsaydı ne olacaktı, onların satışlarının düşmesi sebebi ile ileriye dönük üretim iştahları kırılmaya başlayacaktı. Ve en önemlisi ülkemizde kalan eski ürün stoku 90,000 ton daha az olacaktı.

Üreticimizin gelir probleminin çözülmesi için adımlar bellidir. Aynı yörede bakımlı bahçeden 200-250 kg / dekar mahsul alan varken, bakımsız bahçelerde bunun 70-80 kg/dekara düştüğü görülmektedir. Bu nedenle verimi artıran üretici aslında ürününü nerden baksanız en az %50 daha az maliyetle üretmektedir. Bu ancak iyi tarım uygulamaları ile mümkündür. Fakat bunu yapacak kişi gerçekten de bağında-bahçesinde yaşayan üretici olabilir. Bölünmüş bahçelerin bu verime gelmesi imkansızdır. Acilen bir fındık kanunu çıkarılarak bahçelerin birleşmesine büyük miktarda teşvik verilmeli ve birleşmeyenler ise teşvik sisteminin dışına itilmedir. Aslında bu Türkiye’nin tüm tarım ürünleri için bir kanayan yaradır. Tarım Bakanlığımızın veri tabanı gayet geniştir, köy/mahalle bazında bunları belirleyebilir hata bazı bölgelerde pilot uygulama da yapabilirler. Aslında çok uzun zamandır bunun yapılması gerekirdi, çünkü şimdi bahçeler git gide ufaldığı için üretici de bahçe bakımına ufak bahçelerde çok önem vermemektedir. Kısaca Doğrudan Gelir Desteği ciddi miktarda artırılmalı ama ancak bahçe birleştirip iyi tarım uygulaması yapanlara verilmelidir. Bu olduğu takdirde hem üretici maliyeti düşecek hem de aldığı destek de artacağı için geliri daha da artacaktır. Bu sağlandığı takdirde düşen maliyet sebebi ile Türkiye görece rekabet üstünlüğünü artırabilecektir ve orta vadede diğer üretici ülkelerin yatırım iştahını kıracaktır. Daha da önemlisi daha stabil bir fiyatlama olacağı için alıcı firmaların da ürüne olan yatırımları artacaktır.

2023 sezonunda bir diğer olası tehlike de ihracatçının finansmana erişimi sorunu olmasıdır. Eximbank Kredi Limitlerindeki problemler, artan faizler ve bununla beraber kredi kullanım süreçlerinin uzaması ve fonların ihracatçıya tam olarak ne zaman tahsis edileceğinin belli olmaması, ya da yapılan kredi başvuruları için tahsisin çok uzun sürede olması ( şu an 35-40 günü bulmaktadır) piyasa açıldıktan sonra dengesizlikler yaratabilecektir. Özetle, Üretici destekleri artırılmalıdır ancak bunun bahçe birleştiren, iyi tarım yapan, zorlu arazi şartlarında üretim yapan küçük üretici olarak değişik kriterlere göre düzenlenerek yapılması gerekmektedir. İhraç piyasası için diğer üretici ülkelerle rekabet edilebilirlik üzerine politikalar kurulmalı USD ye endeksli bir fiyat ile her sene müdahil alım yapılması yerine, ihraç Pazar kaybı olmayacak şekilde maksimum miktarda ürünün ihracını destekleyen fiyat mekanizmaları olmalıdır. İhraç fiyatları rekabetçi olduğunda zaten artan ihraç miktarı sebebi ile kısa-orta vadede fiyatlar yukarıya doğru dengelenecektir. Tam tersi yüksek fiyat politikası devam ederse elimizde kalan ürün miktarının artması sebebi ile sonraki sezonlara da baskı oluşacak ve diğer orijinlerin üreticileri aslında desteklenmiş olacaktır.”

REKLAM ALANI