Bu yazıyı, ”Şimdilik Ayasofya’yı açmakla Lozan’ın ilk maddesini sildik, sırada daha çok şeyler var bekleyin göreceksiniz. Lozan’ın tüm maddelerini silip atacağız” diyen Sevrkolik bir soysuza cevap olarak yazıyorum!
Dün, Türk’e vatan olmuş Anadolu toprakları üzerinde E.rmenistan, Bizans ve Pontus’u kurma hayâliyle Sevr’i alkışlayan azınlıkların torunları, soya çekimlerinden olacak ki bugün dedelerinin heveslerini kursaklarında bırakan Atatürk’e ve Lozan’a karşı kin ve nefret kusmaktadırlar.
Atatürk’e nasıl kızmasınlar ki.
Atatürk’ün sayesinde Bizans yok, E.rmenistan yok, Pontus yok.
Hatta ABD’nin bundan 130 yıl kadar önce Anadolu’da kurdurmayı planladığı 16 devletçik yok.
Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün, ”Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş olan büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zaferin eseridir” diye târif ettiği Lozan, içimizdeki bazı soysuzları fazlasıyla rahatsız eder ve bu yüzden Lozan kelimesini her duyduklarında ateşleri yükselerek ağızlarından etrafa iğrenç köpükler saçılır.
Çünkü bunların;
Dinleri bâtıl,
Kitâpları başka,
Kanları bozuk,
Ninnileri E.rmenice,
Sütleri necis,
Ruhları kirli,
Bedenleri abdestsiz,
Beyinleri kiralık,
Mideleri haram küpü,
Efendileri ecnebi, dahası, ezansız ve bayraksızdırlar vesselâm.
Daha açık bir târifle;
Canı çeken fahişenin edepsizlik yapması gibi, kanı çeken hainler de Lozan’a saldırarak fikri fahişelik yapmaktan geri kalmazlar.
Bugüne kadar ”Lozan’ın gizli maddeleri” diyerek alçakça yalan konuşup toplumu aldattılar ve 100. yıl gelip çatınca da ”Lozan’ın gizli maddeleri yok” dediler. Bunun adı olsa olsa ”Fikri fahişeliktir”