Yine bir 10 KASIM, yine bir sürü zağarın her yıl olduğu gibi Atatürk’ü küçük düşürüp şâibe altına sokan çirkin söz, yazı ve demeçleriyle karşılaşacağız ki bunların isimleri üzerinde, her biri ayrı bir zağar.
Bu zağarların havlamaları dedelerinin intikamını almak içindir!
Çünkü Atatürk bu zağarların mel’un dedelerinin heveslerini kursaklarında bırakarak onların Pontusu, Bizans’ı, rmenistanı kurmalarına izin vermedi.
Atatürk’ün ardı sıra havlayan zağarların kimileri kanları gereği havlarken, kimileri ise ücret, makam, menfaat karşılığı havlamaktalar ki neticede her ikisi de zağardır, zağarlıklarını yapacaklardır.
Bir diğer yandan;
Birileri Atatürk’e saldırarak Müslüman olduğunu sanırken, birileri de İslâm’a saldırarak Atatürkçü olduğunu sanmaktadırlar.
EY ZAĞARLAR!
İŞTE ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN YANLARI.
Norveç’de, “Atatürk gibi olmak” diye sıkça kullanılan bir söylemin var olduğunu…
Yine Norveç’te, ‘’Atatürk Çiçeği’’ isimli bir çiçek yetiştirilmektedir ki, bu çiçeği yetiştirerek bu çiçeğe ‘’Atatürk Çiçeği’’ ismini veren kişinin, Kirk Landın isminde Wanderbit Üniversitesinde Prof. Olan bir Öğretim Üyesi olduğunu…
Atatürk’ün Avrupa’da, 52 sayı basılan ‘’MİMBER’’ adında bir gazete çıkartıyor ve ‘’SANSÜR’’ kelimesinin ilk ke bu gazetede geçtiğini…
Türk Birliğinin bir gün mutlaka hakikat olacağına inanan Atatürk, Finlandiya’da yayın yapan “TURAN“ isimli bir gazete çıkarttırıp, bizzat el altından bu gazetenin finansını devlet bütçesinden sağladığını. Bu gazetenin Rusça, Fince ve Türkçe dâhil dört dilde yayın yapmakta olup, çoğu Rusya’da ve Türk coğrafyalarında dağıtıldığını…
Darülfünun İlahiyat Fakültesi müderrisleri tarafından 1928’de “Dini Islahat Beyannamesi” adlı dinde reform paketi hazırlanıp, ibâdet diline ait bazı bölümlerin Türkçeye çevrilmesine Atatürk’ün şiddetle karşı çıkıp reddettiğini….
Bir röportajda Atatürk’e, “ Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” diye sorulduğunda, Atatürk’ün cevabı aşağıdaki şekildedir;
“Biz şartlarımızı koyarız, gerisi onların kabullerine bağlı. Üye olmak için biz müracaat etmeyiz, lâkin onlardan bir davet gelirse düşünürüz.”
Atatürk’ün yukarıdaki bu cevabı üzerine, BM yasası değiştirilerek, Türkiye Cumhuriyeti üyeliğe davet edilir. Böylece TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN Birleşmiş Milletler Üyeliğine davet edilen ilk ülke olduğunu…
Dünyanın ”BAŞÖĞRETMEN” sıfatına sahip tek lideri olduğunu…
1938 yılında Atatürk’ün ölümünde, İran’ın Tahran Gazetesi’nde, “Allah bir ülkeye yardım etmek ve onun elinden tutmak isterse başına M. Kemal gibi bir lider getirir.” diye bir başlığın atıldığını…
2000 yılında ABD Başkanı, Milenyum dolaysıyla verdiği demecinde, “Hiç şüphe yoktur ki, Milenyumun tek devlet adamı M. Kemal Atatürk’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek lideridir.” Dediğini…
Bir geometri kitabı yazarak;
Üçgen- Dikdörtgen- Açı ve benzeri 48 geometri terimine Türkçe isimler verip, bu isimlerin ‘’İsim Babası’’ olduğunu…
Kurtuluş Savaşı sırasında pek çok kadının rütbe aldığını, dünya tarihine geçen tek üsteğmenimizin, Üsteğmen Kara Fatma olduğunu ve Kara Fatma’nın 700 erkek ve 43 kadından oluşan bir müfrezenin başkanlığına bizzat Atatürk tarafından getirilmiş olduğunu…
1938’de General Mc. Arthur’un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde; Danışman, Senatör ve Bakanlarından oluşan 120 den fazla kişiye; “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim.” Dediğini…
2005 yılında ABD’nin en ünlü ekonomistlerinden biri olan MR. JOHNS’un simimi duygularla, “Türkiye ekonomiyle olan savaşında kendisine bir tek ATATÜRK’ü örnek alsın yeter de artar bile” Dediğini…
1996 senesinde Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına, “ Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm.” Yazdırdığını…
ABD’li tarihçi Prof. Dr. Justin Mccarty’nin, “Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan’da olurdu, ama Trakya ve Anadolu’da kalamazdı. 100 yılın sonunda tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası’ndan sürülmeleri ve atılımları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz? Anadolu’da ne Türk, ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı, Türk neslini de kurtardı!” dediğini…
Hintli Mahatma Gandi’nin, ”Mustafa Kemâl İngilizleri yenen kadar Tanrı’nın dahi İngiliz olduğunu zannederdim” dediğini…
Atatürk ölüm haberini İtalya gazetelerinin ‘’Ey Sezar, Napolyon, Mussolini! Ayağa kalkıp saygıya durun dünyanın tanıdığı büyük insan, eşsiz Kumandan Mustafa Kemal geliyor’’ diye yazdığını….
EY ZAĞARLAR!
Yukarıda Atatürk ile ilgili konuları biliyor muydunuz?
Şayet biliyor olsanız bile, yine de kanlarınızın ve ahlâksızlıklarınızın gereği Atatürk’e saldırmaktan bir an bile geri durmayacaksınız!
Atatürkçülükten geçinenlere Atatürk’ü, İslâm’dan geçinenlere de islâm’ı öğrettiğimiz gün; Türk milleti aradığı huzura kavuşarak şaha kalkıp Turan yolunda hızla, aşkla, şevkle ve inançla ilerleyecektir ki bundan en küçük bir şüpheniz olmasın.
İşte o zaman;
Hem Atatürk ve hem İslâm rahat edip, insanlarımızla daha rahat bir şekilde buluşma imkânına kavuşacaklardır.