Yıllardır konuşulan, müjdelerle duyurulan ve bölge insanına “umut ışığı” olarak sunulan Güney Çevre Yolu Projesi, Giresun için hala bir hayalden öteye geçemedi.
Geçtiğimiz günlerde GİSİAD Başkanı Aykut Gezmiş Giresun’un menfaatlerini düşünerek yaptığı açıklama çevre yolu projesinin hayata geçirilmesi bir yana, somut bir adımın dahi atılmamasının, şehrin ekonomik ve sosyal kalkınmasını savunanlar için büyük bir hayal kırıklığı yarattığını vurguluyordu.
Yıllardır Çevre Yolu Projesinin takipçisi olarak Gezmiş’i Giresunlular adına teşekkürü bir borç biliyoruz.
El Hakk…
Sanayiciler, iş insanları ve kent halkı için çevre yolunun sadece bir ulaşım projesi değil, aynı zamanda Giresun’un geleceği açısından kritik bir yatırım olduğu açıktır. Ancak ne yazık ki, vaatler ve beklentiler arasında sıkışıp kalan bu proje, gerçek anlamda bir ilerleme kaydetmedi.
Giresun’un doğal coğrafi avantajlarına rağmen, lojistik altyapı eksikliği nedeniyle bölgesel kalkınmada geri kaldığı bir sır değil.
Şehir, deniz taşımacılığı gibi stratejik bir fırsata sahipken, limanlar etkin bir şekilde kullanılamıyor.
Kara yolu taşımacılığı ise mevcut sahil yolu üzerindeki yoğun trafik nedeniyle hem zaman kaybına hem de yüksek maliyetlere neden oluyor.
Tam da bu noktada, çevre yolu projesi şehrin yalnızca sanayi ve ticaret alanında değil, yaşam kalitesi açısından da büyük bir sıçrama yaratabilir.
Peki, bu kadar hayati bir proje neden bu kadar uzun süredir rafta bekliyor?
Ordu’nun çevre yolu projesine bakıldığında, 21 kilometrelik bir güzergahın tamamlanması 22 yılı buluyor. Giresun için planlanan 49 kilometrelik çevre yolunun bu tempoda ne kadar sürede tamamlanacağını hesaplamak dahi cesaret istiyor. Üstelik, bu uzun sürecin sonunda ortaya çıkan maliyetler ve zorluklar, projenin tamamlanmasını daha da karmaşık hale getiriyor.
Hal böyleyken, bölge halkına sürekli “müjde” olarak sunulan bu projeler, gerçekçi bir yaklaşımdan yoksun olmuyor mu?
Daha gerçekçi bir çözüm önerisi olarak, çevre yolunun ölçeğinin küçültülmesi gündeme getirilebilir. Öncelikle, Giresun merkezinin çevresini dolaşacak 10 kilometrelik bir çevre yolu inşası hem ekonomik hem de lojistik açıdan daha hızlı hayata geçirilebilecek bir adım olabilir. Bu tür bir başlangıç hem projenin uygulanabilirliğini gösterecek hem de halkın güvenini tazeleyecektir.
Ancak bu öneriler bile dikkate alınmazken, 49 kilometrelik bir çevre yolu projesinin gerçekleşmesini beklemek ne kadar mantıklı?
Bir diğer tartışmalı konu ise, projenin merkezden uzak alanlara odaklanmasıdır. Şehir merkezindeki trafik sıkışıklığını azaltacak bir düzenleme yerine, uzak bölgeleri kapsayan bir güzergah planı, şehrin asıl sorunlarına çözüm getirmiyor.
Daha fazla ekonomik getirisi olan liman bağlantılarının güçlendirilmesi veya ticaret yollarının yeniden düzenlenmesi gibi stratejik önlemler, neden gündemde yok?
Bu noktada sanayicilerin ve iş insanlarının sıkça dile getirdiği bir gerçek var: Giresun, yatırım önceliklerinde hep geride kalıyor. Sahip olduğu potansiyele rağmen, bölgeye yönelik projeler ya tamamlanmıyor ya da plansız bir şekilde yürütülüyor. Bu durum, yalnızca bölge ekonomisine değil, şehrin genç nüfusuna da zarar veriyor. İşsizlik oranlarının artması ve şehirde kalmak istemeyen gençlerin göç etmesi, uzun vadede Giresun’un geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Netice itibariyle, Güney Çevre Yolu Projesi yalnızca bir altyapı projesi değil, aynı zamanda Giresun’un kaderine yönelik bir testtir.
Eğer bu proje hayata geçmezse, Giresun’un ekonomik ve sosyal açıdan daha fazla geri kalması kaçınılmaz olacaktır.
Artık hayali vaatler yerine somut adımlara, büyük projeler yerine küçük ama etkili çözümlere ihtiyacımız var.
Çünkü Giresun halkı, beklemekten yoruldu.