Politikacı yalan konuşur mu?

Gençlik yıllarımdan itibaren siyasetin içerisinde fiilen yer almış biri olarak en mustarip olduğum konu, politikacıların yer yer realiteden uzak söylemleri olmuştur.

Abartının ötesine geçmiş, çarpıtılmış ve kirli bilgi ve verilerle kurgulanan yalan yanlış söylemler ne yazık ki ülkemize has siyasetin bir yansıması olmuştur.

Oscar Wilde, “Eğer elinizde kazanacak kağıtlar varsa oyunu dürüst oynarsınız” demektedir.

Buna göre, dürüstlüğü rafa kaldıranlar ise kazanamayacağını kestirenlerdir.

Çarpıtılmış verilerle kitleleri arkasına çekmeye çalışanlardır.

Doğrusu ne olmalı…

Politikacıların doğru söylemlerde bulunmaları ve toplumu yanıltmamaları önemlidir!

Çünkü siyasi kararların ve politikaların doğru bir şekilde belirlenmesi ve uygulanması toplumun güvenini sağlar.

Doğru bilgi ve veriler kullanan insanlar, toplumun ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirleyebilir ve buna uygun politikalar geliştirebilirler.

Gerçek ile uzaktan ve yakından alakası olmayan veya yanıltıcı bilgilerle hareket ederek, toplumun gerçek ihtiyaçlarının anlaşılamaması daha büyük yanlış kararlar doğurmaktadır.

Dolayısıyla güvensizlik, siyasi istikrarsızlığı ve sonrasında ise sosyal huzursuzluğu tetiklemektedir.

Politikacılar, toplumun güvenini kazanarak doğru ve şeffaf bir şekilde hareket ederlerse, işte o toplum politika yapım sürecine daha fazla dahil olabilir.

Şeffaflık, hesap verebilirlik bu noktada oldukça önemlidir.

Elbette politik söylemlerde gazetecilikte olduğu gibi zaman zaman abartılar olabilir. Belirli bir konuda toplumda dikkat çekmek, farkındalık yaratmak veya destek toplamak için bazen abartılı ifadeler kullanmasında sakınca yoktur.

Dozu iyi ayarlamak önemli bir kuraldır.

Yanıltıcı olmamaya dikkat edilmelidir.

Son günlerde hatta yıllarda abartılı söylemlerin özellikle siyasi rakipleri eleştirme noktasında kullanılması ise siyasi tartışmaların kalitesini ne yazık ki düşürmektedir.

Ve doğal olarak siyaset kurumu üzerinde güvensizliğe neden olabilmektedir.

Radikalleştirilmiş görüşler, karşı tarafın düşman olarak görülmesi ve toplumda gerilim yaratılmasının yarardan çok zarar getireceği unutulmamalıdır.

Kaldı ki hoşgörü ve dürüstlük, İslam ahlakının mihenk taşıdır. Allah, insanlara kötülük yapmaktan sakınmalarını emretmiştir.

Sonuç itibariyle; siyasi tartışmaların kalitesini yükseltmek, toplumun katılımını artırmak, sosyal uyumu güçlendirmek için gerçekçi ve hoşgörülü olmak önemlidir.

Bizden uyarması!