80’li yıllarda çalıştığım gazetede ki Yazarımız Arif Ünal’ın köşe yazılarının önemli bir bölümünü ekonomi iştigal ederdi. Dolayısıyla bununda tamamına yakınını Fındık ve Emeklilerin durumu oluştururdu.
Fındığın gazetecilik tarafını onun yazılarından öğrendim desem yeridir. Giresun ile birlikte anılan Fındık meselesinin ülkemizde milyonlarca kişiyi çok yakından ilgilendirdiği bilinen bir gerçek.
Ancak bu yazımızda konumuz fındık olmayacak. Emeklilerin yaşamını ve yaşadığı sıkıntıları ele alacağız.
Bu noktada emekli yazısı yazmak isteyince aklıma gelen Arif Ünal’dan kısaca da olsa bahsetmeden geçmeyelim.
Öyle ki, yaşı 50’nin üzerinde olanlar veya yolu Eşşekco’na düşmüş herkes onu bilir.
Mesleği öğretmenlik ve idarecilik olan Arif Ünal hocamız 44 sene evvel yazı alemine katıldığımda emekli bir vatandaş idi. Her ne kadar ekonomik durumu birçok insana göre yerinde olmasına rağmen müsriflik ve israf onun kitabında yazmazdı.
Yine mevzu açılmışken nakletmeden de geçemeyeceğim… Bir defasında fırınlarda imal edilen ekmeklere yapıştırılan etiketlerin yol açtığı israf üzerine neredeyse bilimsel araştırma tezi gibi yazı yazdığını söylemeden de geçemeyeceğim.
O zaman garipsemiştim… Lakin mesleğimin ilerleyen zamanlarda ona büyük hak vermiştim.
Dedim ya, her şeyden önce emekli idi.
Emeklilerin ekonomik ve sosyal durumlarını, sağlıklarını çok düşündüğü içinde köşe yazılarının önemli bir bölümü bu minval üzere idi.
31 Mart’ta yapılan seçime Türkiye’de unutulan ve ötelenen emekliler damgasını vurunca aklıma işte bu sebeple Arif Ünal geldi.
Ve dolayısıyla yazıya onunla başlamadan edemedim.
* * *
Gelelim asıl konumuz olan emeklilere!
Türkiye’de yaşayan emeklilerin durumu, ülkenin en hassas konularından biri haline geldi.
Emekliler, yıllarca çalışarak ülke ekonomisine katkı sağlamış bireyler olarak hak ettikleri yaşam standartlarına ulaşamamaktan şikayetçi. Bunu son seçimde sandığa yansıtarak seslerini gür şekilde duyurdular.
Peki, neden böyle bir durum yaşanıyor?
Birçok emekli, geçim sıkıntısı çekerken bir yandan da sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamıyor. Emeklilik maaşları, enflasyon karşısında erirken, yaşam maliyetleri her geçen gün artıyor. Bu durum, emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına ve sosyal yaşamdan dışlanmasına yol açıyor. Bunun yanı sıra, emeklilerin sağlık hizmetlerine erişiminde yaşadıkları sorunlar da cabası. Sağlık giderleri giderek artarken, emeklilerin bu masrafları karşılaması güçleşiyor.
Hastanelerdeki uzun bekleme süreleri, ilaç fiyatlarındaki artışlar ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar, emeklilerin sağlık sorunlarını çözmelerini engelliyor.
Bu sorunların çözümü için devletin daha etkili politikalar izlemesi ve emeklilerin hak ettikleri yaşam kalitesine kavuşmalarını sağlamak için adımlar atması gerekiyor.
Emeklilerin yaşamlarının son dönemlerini huzurlu ve refah içinde geçirebilmeleri için gelirlerinin artırılması, sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılması ve sosyal katılımlarının desteklenmesi önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, bir ülkenin emeklilerine gösterdiği değer, o ülkenin insanlık onuruna verdiği önemin bir göstergesidir.
Türkiye’deki emeklilerin yaşadığı sorunların çözümü, toplumsal refahın ve adaletin sağlanması için elzemdir.